Erdoğan, partisinin Kastamonu Kuzeykent Pazar Yeri'nde düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmaya, "Kurtuluş Savaşının kahraman şehri, şehitler, evliyalar diyarı Kastamonu'yu yürekten selamlıyorum" diyerek başladı.
Kastamonu'nun alimler, evliyalar, şairler, yazarlar yetiştirmiş bir kent olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Buradan Kastamonulu yazar Oğuz Atay'ı minnetle yad ediyorum. Nasrullah Camii'nde vaaz veren, Kastamonulu cemaati gözyaşlarına boğan, Kurtuluş Savaşı'nın ateşini Nasrullah Camii'nde yakan İstiklal Şairimiz Mehmet Akif'i, Kastamonu'nun manevi atmosferinde eserler yazmış merhum Bediüzzaman Said-i Nursi'yi bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Çanakkale Türküsünü yazan Kastamonu'nun Çanakkale şehitlerine, Kurtuluş Savaşı şehitlerine buradan rahmet diliyorum. Terörle mücadelede en çok şehit veren illerimizden biri Kastamonu, tüm şehitlerimize Rabbim'den rahmet niyaz ediyorum" diye konuştu.
Erdoğan, 2011 seçimlerinde Kastamonu'ya geldiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Kılıçdaroğlu, dağıtmış. 'Uydurma' dedi. Bunda vicdan yok. Konvoyumuzun dönüşü sırasında Kastamonu'da alçakça bir saldırı oldu. Ve polis memurumuz Recep Şahin kardeşimiz orada şehit edildi. Buna bile 'düzmece' dedi, 'uydurma' dedi. Recep Şahin kardeşime bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Yine bugün Türkiye'nin bir yiğit evladını 2009 seçimleri sırasında helikopteri düşerek, aynı güne, bugüne rastlıyor, Hakka yürüyen Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimin de vefatının beşinci seneyi devriyesinde rahmetle yad ediyorum. Mekanı cennet olsun inşallah. Allah hepsinden razı olsun. Rabbim sizlerden razı olsun. Bu coşkunuz, heyecanınız, ahde vefanız için sizlere teşekkür ediyorum. Bugün Kastamonu'da bir tarih yazıyorsunuz. İstiklal destanını tekrar yazmaya toplandığınız için hepinizi şükranla anıyorum. Rabbim Kastamonu'yu korusun, ilmini bereketini artırsın."
30 Mart seçimlerinin tüm ülke ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, Türkiye'nin son derece hayati bir seçime gittiğini belirtti. Erdoğan, "30 Mart'ta ya eski Türkiye diyeceğiz, ya yeni Türkiye diyeceğiz. Ya kirli siyaset diyeceğiz, ya temiz siyaset diyeceğiz. Kirli siyaset diyenler gitsin MHP'ye, CHP'ye, BDP'ye oyunu versin. Temiz siyaset diyenler her zaman olduğu gibi AK Parti'ye oyunu versin" dedi.
-"Alim maskesi altında ne işler çevirdiğini sizlere tek tek anlatacağım"
Erdoğan, son dönemde yapılan ahlaksızlıkları, edepsizlikleri aktarmak istediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu Pensilvanya'nın alim maskesi altında ne işler çevirdiğini sizlere tek tek anlatacağım. Kastamonu ilim şehridir, alimlerin şehridir. Kastamonu her zerresiyle bir ahlak, edep şehridir. şu anda sürdürülen kirli, ahlaksız, edep dışı siyaseti sizlerin dikkatine sunacağım. Bazı ahlaksız görüntüleri internet üzerinden servis ederek, önce CHP'yi baştan sona dizayn ettiler. Eski genel başkanı gönderdiler, yerine şu andaki zatı getirdiler. Ardından 2011 seçimleri öncesinde MHP'li sazı adaylara, milletvekillerine aynı şekilde ahlaksızca görüntüler üzerinden saldırdılar. Şu anda onlar MHP'nin milletvekili kadrolarında yok. Sayın Bahçeli; madem güveniyordun niye gönderdin? Onlarla devam etseydin. Öyle mi? Göndermeseydin? Sonuna kadar arkasında dursaydın. Böylece MHP'yi tehdit ettiler, MHP'ye şantaj başladı.
Sonra bizim gençlerimiz şehit olmasın, çocuklarımız ölmesin, terör bitsin diye vermiş olduğumuz çözüm mücadelesini baltalama vazifesini üstlendiler. Oslo'da yapılan görüşmeleri, yine bu Pensilvanya eliyle kamuoyuna sızdırdılar, montajlayarak sızdırdılar. Yalan, yanlış sızdırdılar. Çözüm sürecinde çok önemli rolü olan MİT Müsteşarını 7 Şubat 2012'de gözaltına almak istediler. Bu Bahçeli ne dedi? 'Sen, İmralı'ya ne söz verdin?' dedi. Bahçeli, benim adım Tayyip Erdoğan. Ben hayatım boyunca, Rabbim'e hamdolsun, bu vatanımı, milletimi kimseye satmadım. Onun hesabını siz verin. Ecevit, sen Bahçeli ve Yılmaz, üçünüz beraber burayla ilgili idam kararını sümen altı ettiniz. Sümen altı eden sensin. Niye itiraz etmedin? Niye o zaman kalkıp da hükümetten çekilmedin? Bunlar hiçbir zaman dik durmadılar. Hep iftira attılar. Bizim çözüm sürecimiz farklı bir olaydır, benim müsteşarımın görüşmeleri farklı bir olaydır."
-"Pensilvanya dershaneleri, rantı bahane etti, bizi sırtımızdan hançerlemeye başladılar"
Dershanelerin kapatılması kararı ardından yaşanan gelişmelere de değinen Erdoğan, "Pensilvanya dershaneleri bahane etti, rantı bahane etti ve açık şekilde bizi sırtımızdan hançerlemeye, hainlik etmeye, nankörlüklerini açık açık ifade etmeye başladılar. 17 Aralık'ta 'yolsuzluk' diyerek, rüşvet iftiraları üzerimize atarak saldırdılar" dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ardından illegal olarak kaydedilmiş ses kayıtlarını servis etmeye başladılar. Bir cumhurbaşkanını, başbakanı, genelkurmay başkanını, bakanları hiçbir suretle, mahkeme kararı filan olamaz, böyle bir mahkeme kararı filan yok, böyle bir şey alamazsın, dinleyemezsin. Ama bunlar cumhurbaşkanını da dinlediler, beni de dinlediler, bakanlarımı da dinlediler. Bunlarda ahlak yok. Bunlar cemaat filan değil, örgüt. Bunların terör örgütünden ne farkı var? Bunların yaptığını terör örgütü yapıyor. Aynı şeyi bunlar yapmış. İşte Pensilvanya'daki zatın konuşmalarını dinliyorsunuz, neler söylüyor, neler. Sevgili peygamberimizi Miraç'tan indiriyorlar, kamyonete bindiriyorlar ve bunu kendi televizyonlarında da yayınlıyorlar. Bunlarda takiyye var, yalan var, iftira var.
Merhum Savaş Ay 95'de bununla söyleşi yapıyor. 'Hayatımda bir kere oy kullandım. Şimdi Hazreti Cebrail inse, parti kursa ona bile oy vermem' diyor. Böyle bir benzetme olur mu? Sen ne biçim hocasın? Benzetme hata kabul etmez. Hazreti Cebrail'in işi gücü yok da afedersiniz, parti mi kuracak? 99'da buradan kaçtı ya, soruyorlar, nereye gitti? Verdiği cevap, 'inzivaya çekildi' Nerede inzivaya çekildi? Pensilvanya'da. İnzivaya çekilmek istiyorsan sana Kastamonu yetmez mi? Kastamonulu Şabanı Veli Hazretlerinin inzivaya çekildiği yer var. Sen de buraya komşu olabilirdin. Memleketin Erzurum'da bunu yapabilirdin. Konya'da, İstanbul'da yapabilirdin. İstanbul'da Altunizade'deki o devasa yer senin inziva hayatın için gayet güzel, geniş rahat bir yer. Orada da yapardın. Hani diyor ya tek odada yaşamış. İnsanın hayatında tek oda da olur, ondan sonra o genişleyerek şu andaki gibi Pensilvanya'daki saltanat sarayları da olur, villalar da olur. Ben bunu garipsemiyorum. Ama bunu istismar etme. 'Bir odadan geldim' deme. Şimdi neredesin onu söyle. Affedersiniz milletten topladığınız zekatlarla, sadakalarla, himmetlerle inşa ettiğiniz buraları konuşuyorsun. çirkinlikler, edepsizlikler, ahlak dışı eylemler artık bunlarla sınırlı değil."
(Sürecek)