Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Turhan, "Gerilim dolayısıyla Amerikan ve Batı fonlarının Rusya'dan çıkıp Türkiye'ye giriş yaptıkları söyleniyor" değerlendirmesine ilişkin, küresel fonların kaynağını tespit etmenin zor olduğunu söyledi.
Londra'da yerleşmiş bir fonun, Batılı bir fon olabileceği gibi, pekala Asya hatta Türkiye kökenli de olabileceğine işaret eden Turhan, "Burada bizim bence dikkat etmemiz gereken en önemli husus, dünyada her zaman böyle fon hareketleri olduğu ve Türkiye'de dünya sermaye piyasalarından fon alabilecek iyi bir yatırım ortamı olmasını sağlamaktır" dedi.
Türkiye'deki mevcut gündemin yabancı yatırımcılar üzerindeki etkisine ilişkin bir soru üzerine Turhan, Türkiye'ye yatırım yapan sermaye piyasası fonlarının, genellikle çok uzun vadeli ya da orta vadeli analiz yapan fonlar olduğunu dile getirdi. Bu fonların çok kısa vadeli gelişmelere değil, ülkenin orta ve uzun vadeli temel dinamiklerine daha çok odaklandığını vurgulayan Turhan, dünyada Türkiye'nin orta ve uzun vadeli dinamiklerinin olumlu olduğu konusunda görüş birliği bulunduğunu kaydetti.
Kısa dönemli volatilitenin bütün piyasalarda olabileceğine değinen Turhan, "Dünyanın en volatil piyasalarından birisi avro-dolar piyasası. Bunlar gelişmiş ülkeler ama para birimleri volatil olabiliyor. Dolayısıyla kısa dönemde finans piyasalarında volatilite her zaman olur. Önemli olan orta ve uzun vadeli görünümün olumluluğunu korumak ve bunu destekleyecek adımların atılmaya devam etmesidir" diye konuştu.
- "Büyük miktarlı ve kurumsal yatırım fonları gelecek"
İbrahim Turhan, Rusya'dan çıkan paranın önümüzdeki dönemde Türkiye'ye geleceği yönündeki piyasa beklentisine ilişkin bir soruya, "Bütün gelişmekte olan ülke piyasaları dünyada giderek azalan likidite için birbirleriyle rekabet ediyor. Türkiye'ye de gelebilir, başka ülkelere de gidebilir. Burada önemli olan, ülkenin ve ekonominin orta ve uzun vadeli yatırım algısını güçlendirecek yapısal reformları kesintisiz biz şekilde sürdürmektir" yanıtını verdi.
Nasdaq OMX ile yapılan stratejik ortaklık anlaşması çerçevesinde Borsa İstanbul'un teknolojik altyapısının geliştirileceği için hem emir işleme kapasitesi hem de gecikme süresinin iyileşeceğini anlatan Turhan, şunları kaydetti:
"Bu şimdiye kadar Türkiye'ye yatırım yapmayı düşünmemiş ya da bu imkanların olmamasından dolayı yapamamış çok büyük kurumsal fonların Türkiye'ye gelmesini mümkün kılıyor. Keza, Bizim Euroclear'ın da içinde olduğu uluslararası saklama kuruluşlarıyla sürdürdüğümüz çalışmalar, vergiyle ilgili küçük bir ayrıntı var, o hallolduğu takdirde, o da mesela şimdiye kadar Türkiye'ye hiç yatırım yapamamış büyük kurumsal fonların gelmesini kolaylaştırabilir.
Yurt dışında yerleşiklerin Türkiye'de yaptıkları alım satım işlemlerinden doğan kazançlar vergi konusu edilmiyor, ancak buna rağmen onların yine de beyanname vermeleri gerekiyor ve onların bu sermaye piyasası varlıklarını saklama hizmeti sunan kuruluşlar vergi sorumlusu olarak belirleniyor. Bu çok tercih edilen bir şey değil. Bunun Türkiye'ye bir yararı da yok. Çünkü neticede biz zaten oradan vergi almıyoruz. Herhangi bir vergi kaybı söz konusu değil. Zaten vergi alınmayan bir şeyde yabancı yatırımcılara yatırım ortamını iyileştirici bir adım bu. Bu konuda yaptığımız temaslar son derece olumlu karşılık buldu. Bu çözülebilecek bir konu. Artık vergi sorumlusu olmayacak o finansal kuruluşlar. Yasal değişiklik gerekiyor bunun için, Meclis açıldıktan sonra çözülebilecektir."
Turhan, Amerika, Avrupa ve Uzak Doğu kıtasından büyük miktarlı ve kurumsal yatırım fonlarının Nasdaq OMX ile yapılan anlaşma sonrasında geleceğini belirterek, bunların ön anlaşmalarını yaptıklarını, ancak sistemin devreye girmesini beklediklerini söyledi.
3 Nisan'da veri merkezinin açılmasının da çok önemli olduğunu vurgulayan Turhan, "Çünkü ilk defa yatırım kuruluşları bilgi işlem sistemlerini Borsa'nın içine yerleştirebilecek. Buna kolokasyon hizmeti deniyor. 2015 yılının birinci çeyreğinde de Nasdaq OMX'in alım satım işlemi pay piyasalarımız için teste açılacak. Ondan sonra da 3 ila 6 ay içerisinde tamamen hayata geçirilmesi hedefleniyor. Şimdiye kadar tamamen teknik sebeplerle Türkiye'ye yatırım yapamamış kurumsal fonların yatırım yapabileceği bir ortamdan bahsediyoruz. Bu bir seviye sıçramasıdır. Paradigma değişiyor" ifadelerini kullandı.
İbrahim Turhan, kendilerine 2014 yılına ilişkin yurt içi ve yurt dışından toplam 5 ila 10 arasında büyük birincil ya da ikincil halka arz müracaatı olduğunun bilgisini de verdi.
Turhan, bir soru üzerine, altyapı yatırımlarının öz finansmanının gayrimenkul yatırım ortaklığına benzer şekilde halka arz yöntemiyle sağlanmasının dünyada görüldüğünü belirterek, "Bunlar çok inovatif ve bize çok uygun yöntemler. Çünkü Türkiye'de büyük altyapı yatırımları var. Sadece Türkiye için de değil, bütün yükselen piyasa ekonomileri için uygulanabilir. Mesela Irak'ta yeniden yapılandırma, imar projeleri devam ediyor. Yarın Libya'da ve Mısır'da istikrar geri geldiğinde bunlar çok önemli olacak. Biz de Borsa İstanbul olarak bu konuları çok yakından takip ediyoruz. Çünkü bunlar menkul kıymetleştirilecek varlıklar olduğu için onların etkin bir şekilde işlem göreceği piyasalarla ilgili biz bütün hazırlıklarımızı yaptık" değerlendirmesinde bulundu.