Çiçek, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Meclis soruşturmasının bir ceza muhakemesi hukuku faaliyeti olduğunu, kendilerine gelen talepleri ceza muhakemesi hukuku kurallarına göre değerlendirmek gibi bir sorumlulukları ve mecburiyetleri bulunduğunu ifade etti.
Burada yadırganacak bir husus bulunmadığını, çünkü hukukun önemli bir kısmını TBMM'nin oluşturduğunu belirten Çiçek, çıkardığı yasalarla Türkiye'de uyulacak kuralları TBMM'nin kendisinin karara bağladığını ve ilgili makamların da bunu uygulamaya çalıştığını söyledi.
Çiçek, bu tartışmalarda gözardı edilen hususların başında hukuk kısmının geldiğini vurgulayarak, "Genel bir söylem olarak konuşuyoruz ama öze indirgediğimizde gözardı ettiğimiz hususlardan birisi bu" dedi.
Kendilerine bir talep geldiğinde evvela yürürlükteki mevzuata, Meclis İçtüzüğü'ne, ceza muhakemesi hukukuyla ilgili kısmına ve kendi uygulamalarına baktıklarını anlatan Çiçek, "Daha önce söyledim, 105 tane Meclis soruşturması önergesi verilmiş. Bunlardan kabul edilenler var, edilmeyenler var. Önümüzde önemli bir emsal teşkil eden de bu kadar dosya var" diye konuştu.
Böyle bir konuyu İçtüzük, ceza muhakemesi hukuku ve kendi uygulamaları açısından bir değerlendirmeye tabi tuttuklarını, ortada bir tereddüt olması halinde ilk defa karşılaştıkları bir durum ise hukukçulara da sorduklarını ifade eden Çiçek, şöyle devam etti:
"Nitekim TBMM'nin önüne bu yolla ilk defa bir konu geliyor. Daha evvelkileri söyledim. 97 tanesi sayın milletvekillerinin kendi takdiri, kendi inisiyatifi; 8 tanesi Başbakanlık ya da Sayıştay veya Danıştay'dan gelmiş. Cumhuriyet savcılıklarından ilk defa bir Meclis soruşturmasına kaynak teşkil edebilecek bir yazı geliyor. Şimdi yazılanlardan, tartışmalardan bakıyorum bir konu daha karışıyor. Bu gelen yazı 4 eski bakanın dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili değildir, Meclis'te binin üzerinden şu an 'dokunulmazlıkları kaldırılsın' diye gelen fezlekeler var. Onunla bu karıştırılıyor. Bu farklı o farklı. Orada soruşturma yetkisi Cumhuriyet savcısındadır. Cumhuriyet savcısı soruşturmayı yürütürken 'bazı milletvekillerin de bu işle ilgisi olduğundan bahisle dokunulmazlığını kaldırın ben soruşturmaya kaldığım yerden devam edeceğim' diyor. Meclis ya kaldırır ya dönem sonuna bırakır."
-"Dokunulmazlığın kaldırılması değil"
Bu gelen yazıların 4 eski bakanla ilgili dokunulmazlığın kaldırılması olmadığına dikkati çeken Çiçek, şunları söyledi:
"Bu alanla ilgili soruşturmayı ben yapamam. Bu doğrudan doğruya Anayasa'nın 100. maddesine göre TBMM yetkisindedir. Bunu sizin bilginize sunuyorum. Sayın milletvekilleri neyi, nasıl takdir edecekse kendileri karar versin talebidir. Bunun altını çizelim. Çünkü karışıyor. Deniliyor ki; 'binden fazla zaten fezleke var, bunlarda ilave olur ve kalır bir başka bahara, zamana.' Onunla kesinlikle alakası yok. Gelen yazının özü, 4 eski sayın bakanla ilgili olarak Meclis soruşturmasının açılıp açılmaması yolunu açacak bir bilgilendirme çabasıdır, bir bilgilendirme yazısıdır. 'Bu ilk defa geliyor' dedik. Daha evvelkiler, gelen yazılar açık ve aleni yazılardır. Sayıştay, Danıştay veya Başbakanlık'tan geliyor. Bunu hepiniz görebilirsiniz, hepiniz inceleyebilirsiniz. Ama bu gelen yazının, talebin bir özelliği var. Burada da bir hukuk tartışması yapılabilir. Ama bu tartışmayı benim bugün burada açmam doğru olmaz diye düşünüyorum. Çünkü suçu şuraya attı, buraya attı tarzında...Yeteri kadar ortalık karışık bir de bir kapı aralamayayım. Yazı bize geldi ama bir özellik var. Halen bu TBMM'ye bilgi sunulan 4 eski bakanla beraber üçüncü kişilerle ilgili, birlikte bu fiili işledikleri iddiasıyla ilgili olarak İstanbul'da yürütülmekte olan bir hazırlık soruşturması var. Hazırlık soruşturması gizli. Eğer savcılık bu hazırlık soruşturmasını bitirip, üçüncü kişilerle ilgili iddianameyi tanzim edip ilgili mahkemece de kabul edildiği andan itibaren tüm işlemler zaten açık hale geliyor. Gizlilik ortadan kalkıyor. Peki neden gizlilik? Bunu da kamuoyunun bilmesinde fayda var. Niye hassasiyet gösteriyoruz. Biz dışarıdaki siyasi polemiklerin yanında veya karşısında yer almak gibi işin kolay yanı varken bu kadar zor bir yolu tercih ediyoruz. Daha doğrusu hukuk yolunu tercih ediyoruz. Doğrusunu isterseniz bu ülkede gerginliklerin azaltılması, siyasi tansiyonun düşmesi, hepimizi rahatsız eden bugünkü siyasi ortamın bir şekilde sonlanması isteniyorsa herkes ne söylüyorsa, ne yapıyorsa, ne karar veriyorsa hukuk içinde kalarak ve hukuku esas alarak karar vermek durumundadır. Ama geldiğimiz noktada Türkiye'de yaşanan bir çarpıklığı ifade etmek istiyorum. Kuralı koyan da kurala uymuyor: Kuralı uygulayacak olan da kurala uymazsa o zaman karşımıza böyle bir tablo çıkıyor. Bu kuralı biz koyduk. Üstelik de bu evrensel kuraldır."
Hazırlık soruşturması devam ederken gizliliğin esas olduğunu yineleyen Çiçek, "Bu kanundan doğan bir gizliliktir. Meclis Başkanı'nın, savcının tasarrufuyla da ortadan kaldırılamaz" dedi.
"Biri kanundan doğan diğeri de idari tasarruflarla oluşan" olmak üzere iki türlü gizlilik bulunduğunu vurgulayan Çiçek, "İdari makam bugün 'gizli' der, yarın aldığı bir kararla onu kaldırır. Hukuk kuralıysa, bu kanundan doğuyorsa bu sizin arzunuza, istediğinize, demokratlığınıza ve otoriterliğinize bağlı değildir. Bunu en iyi bilecek olanlar sizlersiniz" şeklinde konuştu.
(Sürecek)