Dolar

34,9524

Euro

36,6030

Altın

3.020,06

Bist

10.058,63

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:(2)

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:(2)

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-03-19 22:01:03

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:(2)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir ülkenin başbakanı şaibeyle yola devam edemez, aklanması lazım. Yüce Divan'da yargılanır, beraat eder, gelir, cumhurbaşkanı mı olacak, başımın üzerinde yeri var. Yeter ki aklansın. Hiç itirazım olmaz" dedi.

Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu, Samanyolu Haber Televizyonu'nun canlı yayınında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

"Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve birçok insan tahliye oldu. Dün eski istihbarat müdürü 'İlker Başbuğ'un, Aziz Yıldırım'ın tutuklanmasını, Oda Tv soruşturmasını bizzat başbakan istedi' dedi. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Doğrudur. Gazetelere telefon ettirip yazarları attıran bu değil miydi? Televizyonlara telefon edip, 'şu programları kaldırın, 'Yaşar Nuri Öztürk'ün programı nedir, niye onu çıkardınız' diye kızan o değil miydi? Oydu. Ne olacak, İlker Başbuğ'u da almıştır, 'tutuklayın bunu' demiştir. Demiyor muydu ben bu davaların savcısıyım diye? O söylüyordu, ben söylemiyordum ki. 'Davaların savcısı benim.' Tutuklama isteğinde kim bulunur? Savcı bulunur. O da zaten kendisi söylüyordu, 'ben bu davaların savcısıyım' diye. Sonra kamuoyunun tepkisi üzerine timsah gözyaşları dökmeye başladı. 'İlker Başbuğ'un tutuklanması doğru değildir.' Peki doğru değilse neden tutuklanmasına izin verdin? Neden hemen bir yasa getirmedin, yasa çıkarmadın, Anayasa Mahkemesi'nde yargılanmasını sağlamadın? Yapabilir miydi? Yapabilirdi. Ama yapmadı. Neden? Çünkü tutuklanmasını o istiyordu da ondan. Şimdi gerçekler ortaya çıktı. Kim bilir bizim daha bilmediğimiz daha ne gerçekler ortaya çıkacak."

"Okullara müfettişler gidiyor ve çocukları sorguluyorlar. O çocuklara el yazılarıyla tutanaklar imzalattırıyorlar. Burada siyaset yapılıyor mu, başbakan kötüleniyor mu gibi... Ne düşünüyorsunuz bu konuda?" sorusunu, Kılıçdaroğlu, "O müfettişler bana gelsin, ben kötülüyorum. Küçük çocuklardan ne istiyorlar? Adı hırsıza çıkmış bir adamdan başbakan olmaz. Adı yalancıya çıkmış bir insandan başbakan olmaz. Adı hırsıza çıkmış bir insana övgüler düzülmez. Adı yolsuzluğa çıkmış bir insanın arkasından gidilmez. Hala bilmiyoruz mu biz bunları? Biliyoruz" diye yanıtladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mal varlığını açıklamasını isteyen Kılıçdaroğlu, "Zaman zaman yurttaşların aklına şu soru geliyor: 'Bu hükümet gitti, CHP gelirse istikrar bozulur mu?' Niye bozulsun?" dedi.

"Sizin için, 'CHP ülkeyi yönetemez, siz zaten genel başkan değil genel müdürsünüz, memleket yönetmekten anlamazsınız' ifadeleri kullanılıyor. Ne diyorsunuz bunlara?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Çocukça, ciddiye almadığım şeyler. Ben devlette 27,5 yıl çalıştım. Çok önemli görevlerde bulundum. O nerede çalıştı? Bir sucuk fabrikasında muhasebeciydi. Var mı sucuk fabrikası? Hayır batırdı" yanıtını verdi.

-Bağış'a ait olduğu iddia edilen ses kayıtları

Yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ettiğini, uluslararası anlaşmalara imza attığını, devletin çıkarlarını koruduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Hiç kimse benim hakkımda 'şu yolsuzluk yapmıştır' dememiştir. Cumhurbaşkanlığı, Devlet Denetleme Kurulu'ndan tutun Başbakanlık Teftiş Kurulu'na kadar, TBMM KİT Komisyonu'ndan tutun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı teftiş kurullarına kadar hiçbir raporda, 'Kılıçdaroğlu yolsuzluk yaptı' dememiştir. Diyemez de zaten. Niye desin? Boğazdan aşağı haram lokma inmedikten sonra ne diyecekler?" ifadesini kullandı.

"Meydanlarda CHP ile ilgili 'dinle sorunu olan bir parti' imajı çiziliyor. Dün akşam da bir bakanla ilgili Kuran-ı Kerim ayetleri konusunda bir ses kaydı yayımlandı. Ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Bizim partimizin temel bir kuralı vardır; dinin siyasete alet edilmesini doğru bulmayız . Çünkü din Allah ile kul arasındaki manevi duygudur, o araya bir siyasetçinin girmesini doğru bulmayız. Herkesin inancına, kimliğine saygı gösteririz. İnancı, mezhebi ne olursa olsun bu ülkede yaşıyorsa yurttaşlar arasında ayrım yapmayız. İnanca saygının özünde insana saygı yatar. Dün akşamki ses kayıtlarını ben de dinledim. Kuran-ı Kerim'le alay ediliyor. Üzülerek söylüyorum ama böyle. Bakara Suresi, 'makara' olarak adlandırılıyor. 'Ben her cuma, Google'dan bulurum bir ayet, onu sallarım' diyor. Kim söylüyor bunu? Egemen Bağış. Allah aşkına ben merak ediyorum, herhangi bir CHP'nin ilçe başkanı bunu söyleseydi, şimdi Türkiye'de yer yerinden oynamıştı. Erdoğan, meydan meydan gezmişti, 'bunlar din düşmanıdır' demişti. Şimdi ben Erdoğan'a sormak istiyorum; Sen bu Egemen Bağış'ı ne yapacaksın? Hem rüşvetten yargılanacak, hem de bakın dini nasıl kullandıklarını hep beraber görüyoruz. İstismar ediyorlar. En temel, en manevi ki bir insanın hayatındaki en temiz alandır iman. İmanla yalan bir arada olmayacağına göre... Peygamberimiz, 'imanla yalan bir arada olmaz' diyor. O zaman bunları nereye koyacağız? Hangi sınıfa koyacağız bunları?"

-"Seçimler aklanma aracı değil"

"Her şeyi yapıyorlar iktidarda kalmak, keselerini doldurmak, köşeyi dönmek için" iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Emin olun yurt dışına kaçmaktan başka bunun başka çaresi yok. Erdoğan için söylüyorum. Kaçsa da onu bu ülkeye getireceğiz. Yargılanacak bu, bunun kurtuluşu yok. İhaleye fesat karıştıran bu. Bakın bir iş adamı için telefon açıyor; Adalet Bakanına 'onun mahkum olması lazım' diyor. Sen hakim misin? Bu söylenecek şey mi? Hani adalet? Adaleti o mu dağıtacak, mahkeme mi dağıtacak? İhale verdiği birisine, 'bana dilekçe ver' diyor, 'biz o ihaleyi iptal edelim' diyor. 'Biz başvurmadık' diyor, 'olsun, sen dilekçe ver' diyor ve iptal ediyor onu. Bunun adı ihaleye fesat karıştırmak ve çok ağır suçtur. Kendi sesinden, zaten inkar da etmiyor. Bir ülkenin Başbakanı ihaleye fesat karıştırır mı? Yazık, günah değil mi bu millete? Ama yapıyor. Onun için bunun kurtuluşu yok. 'Ben seçimlerde oy alacağım, aklanacağım.' Hayır efendim. Seçimler aklanma aracı değildir. Aklanacaksan mahkemeye gideceksin, adam gibi yargılanacaksın. 'Ben aklandım' diyeceksin."

Kılıçdaroğlu, "AK Parti'nin üç dönem kuralı var. Bunun kaldırılacağı, Başbakan Erdoğan'ın devam edeceği, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili bir yol haritası oluşturulacağı konusunda... Bunu nasıl görüyorsunuz?" sorusuna karşılık, şöyle konuştu:

"Üç dönem kuralını değiştirebilirler, onun sinyallerini vermeye başladı. Bu, ne demektir? Cumhurbaşkanı olmaktan umudunu tümüyle kesti. Zaten olamaz. Şaibeli bir adamdan cumhurbaşkanı olur mu Allah aşkına? Aklanmamış bir insandan cumhurbaşkanı olur mu? Şunu yapar, gider 'ben Yüce Divan'da yargılanmak istiyorum' der. Biz vereceğiz önümüzdeki günlerde, Erdoğan için de soruşturma komisyonu kurulmasını isteyeceğiz. Onun da aklanmasını isteyeceğiz. Bir ülkenin başbakanı şaibeyle yola devam edemez, aklanması lazım. Yüce Divan'da yargılanır, beraat eder, gelir, cumhurbaşkanı mı olacak, başımın üzerinde yeri var. Yeter ki aklansın. Hiç itirazım olmaz. Ama 'hayır ben bu halimle gideceğim.' Bu halinle sen bu ülkede cumhurbaşkanı olamazsın."

-"Cumhurbaşkanlığı makamı derin yara aldı"

"Cumharbaşkanı Abdullah Gül hakkında ne düşünüyorsunuz, son dönemde bazı imzaladığı yasalar çok tartışıldı?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Ben sayın Gül'ün cumhurbaşkanı olarak iyi bir performans çizdiğini kanısında değilim. HSYK'nın Anayasa'ya aykırı olduğunu o da çok iyi biliyordu. Ama imzaladı. Parlamentoda ettiği yemin neydi? 'Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim.' Bu yemini eden kişi o yasayı imzalayamaz. Bence büyük bir prestij kaybına uğradı, çok büyük ama. Cumhurbaşkanlığı makamı derin bir yara aldı. Doğru bir şey yapmadı" cevabını verdi.

"Cumhurbaşkanı Gül'ün adaylık için adı gündeme gelse ne düşünürsünüz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Başka birinin cumhurbaşkanı olmasını isterim. Herkesi kucaklayan, partizan kimliği öne çıkmamış, partici kimliği çok öne çıkmamış, bütün yurttaşları seven, sayan bir kişinin cumhurbaşkanı olmasını isterim" değerlendirmesinde bulundu.

"Herhangi bir siyasi partide siyaset yapmamış, ya da bir partiyle ilişkisi olmamış biri mi olmalı diyorsunuz cumhurbaşkanı?" sorusuna karşılık ise Kılıçdaroğlu, "Evet, böyle birisinin olmasını ben çok arzu ederim" dedi. Kılıçdaroğlu, "Böyle bir aday mı göstereceksiniz?" sorusuna, "Niçin olmasın?" cevabını verdi.

-"Türkiye'nin karanlık işlerde ne işi var?"

Kılıçdaroğlu, "Başbakan danışmanı ve THY'de bir yetkili olduğu iddia edilen kişilerin ses kaydı çıktı. 'Nijerya'ya silah taşındığı' anlaşılıyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Vahim bir şey. Silahı gönderen hükümet. THY kendi kendine göndermez" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin karanlık işlerde ne işi var? Türkiye'nin Suriye'de, Mısır'daki, Irak'taki kavgada ne işi var? Bu ülkelerle dost olmak varken, neden kavgalı haldeyiz?" dedi.

"Mısır'la igili bazı ifadelerin yer aldığı birtakım konuşmalar var. Mısır'da başbakan darbecilere çok sert açıklamalar yapıp, meydanlarda bunu bir kampanyaya da dönüştürmüştü. Sonrasında bu süreçle ilgili de bazı ifadeler var. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Yasin El Kadı, Bilal'e telefon edince birden bıçak gibi kesildi. Talimatı demek ki Yasin El Kadı'dan alıyor Erdoğan" yanıtını verdi.

-"İstanbul'da açık minimize edildi"

Gazetelerde, "Suriye'deki Süleyman Şah Türbesi'ne saldırı olacağı" yönünde haberlerin yer aldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Seçimlerden önce orduyu Suriye'ye sokmak isteyebilir. Buradan Genelkurmay Başkanına seslenmek isterim, Türkiye'yi maceraya sokmayın. Hele hele şaibeli bir başbakan varken. Hele hele bu ülkenin genelkurmay başkanını terörist olarak içeri atmış bir kişi varken. Oraya herhangi bir saldırı yok ama bir provokasyon olabilir. Erdoğan, orduyu oraya sokmak isteyebilir. Herkesin çok dikkatli olması lazım. Türkiye'nin maceraya ihtiyacı yoktur. Ortadoğu bataklığına Türkiye'nin girmeye hakkı da yoktur, yetkisi de" dedi.

"Bunun bir tahmin olup olmadığının" sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bazı duyumlarının olduğunu söyledi.

"Yerel seçimlerde CHP'nin Ankara, İstanbul ve İzmir'deki durumunun" sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Ankara'da bir sorunumuz yok. İstanbul'da da açık çok minimize edildi. Önümüzdeki süreçte bunun da kapanacağını hep beraber göreceğiz. İstanbul'da da İzmir'de de sorunumuz yok. Bursa, Balıkesir, Manisa, Adana, Hatay bizim için önemli. Buraları alacağız" diye konuştu.

İstanbul'da bir puan farkla AK Parti'nin önde olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Ankara'da Mansur Yavaş'ın yarışı önde götürdüğünü, İzmir'de ise bir sorunun bulunmadığını vurguladı.

-"İktidardan gitmemek için her şeyi yapar"

"Meydanlarda başbakan, 'CHP, MHP, BDP, cemaat ittifak yaptı' diyor. Böyle bir şey var mı?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi:

"Aklına ne geliyorsa konuşuyor. CHP, MHP, BDP, cemaat hep beraber olmuşuz, hükümete karşıyız. Nerede biz bir araya geldik ki zaten? Tam tersine bazı yerlerde biz MHP ile rakip partiyiz. Onların belediye başkanlarının olduğu yerde biz de aday çıkarmışız. Nasıl beraber olacağız şimdi? BDP, HDP bir siyasi parti, saygı duyarız. Hiçbir zaman 'siz niye bu partiyi kurdunuz' diye bir eleştirimiz olmadı. Tam tersine onlara da söyledik; 'Erdoğan'ın provokasyonlarına dikkat edin' diye. Çünkü bu, iktidardan gitmemek için her şeyi yapar, cinayet dahi. İktidardan gitmemek için. Çünkü gittiği zaman başına ne geleceğini biliyor. Her şeyi göze alan bir kişi. O nedenle iftira, yalan, dolan her şey var bunda."

Kemal Kılıçdaroğlu, "Dinlemeleri, 'devlet içindeki paralel yapı yapıyor' deniyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?" sorusuna karşılık, "Zaten bir paralel yapı var devletin içinde. Başında Erdoğan, altında dört bakan, altında genel müdürler, altında yolsuzluk yapan iş adamları. Zaten bunlar paralel. Yasal mı bunlar? Hayır yasa dışı. Erdoğan da aile boyu" iddiasında bulundu.

(Bitti)

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara