Kartepe ilçesinde kentteki sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen kahvaltıda konuşan Işık, yerel seçimlerde Türkiye'nin 2013 yılında yaşadığı iki kritik süreçten dolayı adeta referandum niteliği oluştuğunu belirterek, önce Gezi Parkı olayları, daha sonra 17 Aralık sürecinin 30 Mart seçimlerini Türkiye'de en kritik yerel seçim hüviyetine soktuğunu söyledi.
Türkiye'nin, geçen yıl mayısta cumhuriyet tarihinin en parlak ayını yaşarken, bir anda Gezi olaylarının başladığına dikkati çeken Işık, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dirayetli duruşu ve milletin desteğiyle bu olayların boşa çıkarıldığını ve önemli bir sokak darbesinin atlatıldığını kaydetti.
Işık, "Türkiye huzurlu, sakin bir seçime gidecek" derken, bir anda 17 Aralık'ta bambaşka bir süreçle karşılaştıklarını anlatarak, "Bir sabah bir uyandık ki yolsuzluk kılıfı adında bir operasyon... Memleket, adeta bir başka fecaati, felaketi yaşıyor. İlk anda zaten anlaşıldı ki bir yolsuzluk operasyonu değil, yolsuzluk kılıfı altında hükümete ve siyasete bir operasyon. Aslında demokrasiye bir operasyon" diye konuştu.
Operasyonu yapanların gazete gazete dolaşarak, "Türkiye'de yolsuzlukların üzeri örtülüyor" dediğini dile getiren Işık, "Ya kardeşim madem böyle bir yolsuzluk varsa Türkiye'de 10 yıl 9 ay, sen bununla ilgili tek satır bile niye yazmadın? Memlekette yolsuzluk vardı da son 3 ayda mı bütün yolsuzluklar yapıldı? Varsa sen onu bir satır da olsa haber yapardın" ifadesini kullandı.
- "Bir savcı bir soruşturmayı 5 sene kasasında tutar mı?"
Işık, sözlerini şöyle konuştu:
"2008 yılında bir soruşturma başlatıyorsun savcı olarak. Bir savcı bir soruşturmayı 5 sene kasasında tutar mı? Memleketini, milletini seven, 'tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyorum' diyen bir savcı, soruşturma dosyasını 5 sene kasasında bekletemez. Niye seçime 3 ay kala böyle bir şeyin içine girdin? Belli ki yıllar yılı belli bir organizasyon içinde yapılanmışlar. Emniyetin içine sızmışlar, Türkiye'nin stratejik kurumlarının içine sızmışlar ve ondan sonra 'Türkiye'de iktidara ve demokrasiye darbe yapmak için zaman geldi' diye düğmeye basıyorlar.
Adam kasetle genel başkan olmuş, şimdi kasetle Başbakan olmanın hesabını yapıyor. Kasetle genel başkan olana bu millet kasetle başbakanlık verir mi? Başbakanımızın dik duruşu bu oyunu da bozdu, kasetle başbakan olmak isteyenlerin hayallerini de yıktı. Başbakan mı olmak istiyorsun, gel Kartepe'ye kendini millete anlat. Yolsuzluk konusunda samimi olduğunu millete göster. Sen SSK Genel Müdürlüğünden Rahşan affıyla oradaki yolsuzluk soruşturmalarından kurtulmuş bir adamsın."
Işık, AK Parti'nin 11 yıldır iktidarda olduğunu, kimsenin yanlışının bedelini taşımak zorunda olmadıklarını vurguladı.
Işık, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dün 4 bakanımız kendi dilekçelerini verdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, soruşturma komisyonu kursun, eğer bu soruşturma komisyonu, bizi suçlu bulursa Yüce Divana sevk etsin. Yolsuzluk dosyalarını seçim malzemesi yapıp bunun üzerinden siyasete operasyon yapmak, artık bu devirde kimsenin yuttuğu bir numara değildir. Elbette bu sürecin sonunda suçu varsa suçunun cezasını görecektir. Buna inanıyoruz ama hiç kimse yargının, emniyetin, Türkiye'deki stratejik kurumlarının içine sızıp bi takım dış güç odaklarıyla iş birliği, onlara taşeronluk yapıp, Türkiye'de siyasete ve demokrasiye operasyon yapamaz. Buna bu millet müsaade etmez."