Ala, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
TÜİK Kars Bölge Müdürlüğü'ne yapılan silahlı saldırıya ilişkin soru üzerine Ala, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Olayı adli vaka olarak nitelendiren Ala, önceden tahmin edilecek bir durum olmadığını ifade etti. Ala, "Oradaki bir çalışanın tamamen beklenmedik bir biçimde, muvazenesini kaybetmesi, ilk etaptaki verilerden hareketle söylüyorum, böyle bir katliama girişmiş" diye konuştu.
Kars'ta bir güvenlik zafiyeti olup olmadığı sorusuna Ala, "Zaman zaman böyle başka ülkelerde de bu tür hadiseler oluyor. Sonuçta bizim doğru dürüst işi ciddiye alıp, soruşturmayı yapıp, neticelendirmemiz gerekir. Bu tür hadiseler olmasın diye, bir güvenlik açığı varsa onu tespit edip, gidermek bizim işimiz. Bu tür hadiselerde de bazen, bazı şeyleri önlemek mümkün olamayabiliyor. Ama peşinen hiçbir şey söylememek lazım, vardı ya da yoktu gibi" karşılığını verdi.
Ala, saldırganın silahı nereden bulduğuna yönelik soruyu yanıtlarken, bunun araştırıldığını bildirdi.
Bir gazetecinin, emekli polis müdürü Ali Fuat Yılmazer'in açıklamalarını anımsatması üzerine Ala, "Devlet, devletliğini yapıyor, gerekli işlerini yürütüyor. Onun için ayaküstü birşey söylemek istemiyorum. İçişleri Bakanı'nı muhatap edeceğiniz kişiyi siz de seçmelisiniz. O, onu söyledi, bunu söyledi...Devlet olarak bize düşeni yapıyoruz, gerekli tedbirleri alırız, işimizi yapıyoruz" dedi.
-"Gizli tutulmaz"
Bir gazetecinin, Berkin Elvan olayında görgü tanıklarının, polislerin doğrudan ateş ettiğine dair ifadelerinin bulunduğunu belirtmesi üzerine Bakan Ala, şunları kaydetti:
"Böyle bir mevzuda, bir kaç mevzuda, ayaküstü soru sormak, cevap almak, bir kere Türkiye'ye katkı sağlayan usul değil. Biz bütün olayları, olan bitenleri son derece ciddi biçimde ele alıyoruz, müfettişleri görevlendiriyoruz, soruşturmaları yapıyoruz, sonucu da kamuoyuyla paylaşacağız, paylaşıyoruz. Şu anda devam eden soruşturmalar, incelemeler var, sonuçlanmış olanlar var. Şunu garanti edebilirim, hiçbir şey, hiçbir yanlış yapıldığı zaman bunun üstü örtülmez, hiçbir şey de kamuoyundan gizli tutulmaz. Bizim bulunduğumuz yer sonucu peşinen ilan etmeye müsait bir yer değil. O, yanlış olur. Biz millet için bir hadise olduğu zaman elimizdeki bütün imkanları oraya teksif edip, soruşturup, sonuçlandırıp, millete açıklamakla yükümlüyüz, bunu yapacağız, yapıyoruz."
