Kılıçdaroğlu, partisince Afyonkarahisar Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, kalabalığa dikkati çekerek, "Vallahi siz Afyon'u sallamışsınız, Afyon sallanıyor şimdi" diye konuştu.
Halkın "hırsız" olarak tanımladığı bir kişinin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı koltuğunda oturmaması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, o koltuğun dürüst insanların, halktan yana çalışanların, mazlumdan yana olanların koltuğu olduğunu ifade etti. O koltuğun halk için çalışanların koltuğu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, o koltuğa bir gün halktan yana olan birisinin Başbakan olarak oturacağını ve bunun da sözünü verdiğini aktardı.
Afyonkarahisar'ın tarihte çok önemli bir yere sahip olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Hepiniz çok iyi biliyorsunuz ulusal bağımsızlık savaşımızın noktalandığı yerlerden birisidir burası. Aynı zamanda bugün Çanakkale Zaferi'nin 99. yılı. Çanakkale'de, dedelerimiz kucak kucağa yatıyor, hiç bir ayrım yapmadı onlar. Beraber mücadele verdiler. Çocuklarına güzel bir Türkiye bırakmak için, aynı şekilde Afyon'dan başlayıp İzmir'de noktalanan, ulusal kurtuluş savaşında da aynı ruh, aynı heyecan vardı. Çocuklarımıza özgür, bağımsız, güzel bir Türkiye bırakalım diye, düşman istilası altında olmasın bu güzel ülkemiz diye... Şimdi bize başka bir görev düşüyor, onların bıraktıkları Türkiye'yi çocuklarımıza daha güzel bir Türkiye olarak teslim edeceğiz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Bu mücadeleden yana olan herkesi Cumhuriyet Halk Partisinin çatısı altına bekliyorum."
"Başbakan Kemal" sloganları ile sık sık konuşması kesilen Kılıçdaroğlu, "O işi halledeceğiz. Başbakanlık işini inşallah halledeceğiz, halkın sayesinde halledeceğiz. Şu yerel seçimleri bir verelim. Arkasından genel seçimler gelecek. Bu ülkede hırsızlar artık Türkiye Büyük Millet Meclisine girmesin istiyorum" dedi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biliyorsunuz Manisa'da bir üniversite öğrencisinin çantasını açmış polis kardeşimiz, içinden bir bez parçasına bir cümle, 'Hırsız var' yazılı. Alıyorlar öğrenciye diyorlar ki 'Sen Sayın Başbakana hakaret ediyorsun.' Demiş ki 'Sadece burada hırsız var yazıyor nereden çıkardınız onu?' Artık, sadece Afyon değil, sadece Türkiye değil bütün millet, bütün dünya, bunun unvanını biliyor. O polis kardeşime de söylüyorum, artık 'hırsız var' diyenin kimin için söylediğini sen de biliyorsun ben de biliyorum. Artık o devlet sırrı olmaktan çıktı. Yine geçenlerde bir kişi demiş ki şu başçalanın bir mitingine gideyim, bu kadar malı götürdükten sonra acaba millete ne söyleyecek. Gidiyor mitinge, mitingin ortasında bir bakıyor, cüzdan yok. 'Hırsız var' diyecek ama korkudan diyemiyor, çünkü dayak yiyecek. Türkiye'nin bildiği bu gerçeği, artık bütün dünya biliyor, hepimiz her şeyin farkındayız. Diyor ki 'Bunlar montaj.' Ne montajı kardeşim, montajsa, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının kayıtlarını yayınla diyorum, yayınlamıyor. Niye yayınlamıyor, çünkü o konuşmaların doğru olduğunu o da biliyor. Dedim ki sen bunlar doğru diyorsan, gönder Amerika'ya, herhangi bir kuruluşa, montaj mıdır, değil midir rapor versinler, yap bunu dedim. Gönderdi mi? Niye göndermiyor? Çünkü o da biliyor, bunların hepsi doğru."
-"Arzumuz şu, temiz siyaset"
"Afyon seninle gurur duyuyor" sloganları ile konuşması kesilen Kılıçdaroğlu, "Bütün Afyonla gurur duyuyorum, sadece ben değil bütün Türkiye gurur duyuyor" dedi. Bütün olayları, herkesin bildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün gelişmeleri biliyorsunuz. Arzumuz şu; temiz siyaset, arzumuz şu; herkesin iş bulduğu bir Türkiye, arzumuz şu; üreticinin çiftçinin alın terinin karşılığını alması. Buradan bütün çiftçi kardeşlerime sesleniyorum. Kendine şu soruyu sor, neden dünyanın en pahalı mazotunu bana satıyorlar, sor bakalım bu soruyu. Bunun cevabı şu, onlar çalıyorlar, faturayı sana kesiyorlar, bunu unutma. Ama benim sözüm var, ahdım var, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında mazot, çiftçi için 1,5 lira olacak, söz. Aynı zamanda, yine Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında yoksulluğu tamamen tarihe gömeceğiz, her ailenin sigortası olacak, her ailede geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan bütün ailelerde kadının banka hesabına her ay, asgari ücret üzerinden para yatıracağız, onu namerde muhtaç etmeyeceğiz, o da gidecek parasını çekecek ve çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak."
-"Para var mı Türiye'de çok par var"
"Ben bunu söylediğimde diyorlar ki 'Parayı nereden bulacaksın? Para var mı Türkiye'de çok para var. Çok gelir var. Türkiye büyük bir ülkedir, Türkiye güçlü bir ülkedir, Türkiye'de para var. Türkiye'de imkan var, paraları onlar götürüyorlar, faturayı size kesiyorlar" diyen Kılıçdaroğlu, şu ifadelere yer verdi:
"Şimdi söylüyorum, para var. Çaldıkları paranın miktarını söyleyeyim, 17 Aralık, Şebi Aruz, Mevlana'nın Hak'ka yürüdüğü tarih... Buradaki Mevlevihane'yi de gayet iyi biliyorum orayı da gezdim, onu da söyleyeyim, o dergahta da hizmet edenlere hep beraber saygılarımızı sunalım. 247 milyar... Eski para ile 247 katrilyon lira... Yürüttükleri paranın miktarı bu. Bu para ile ne yapılırdı, arkadaşlara söyledim, ya bir çıkarın, ya bu para ile ne yapılırdı? Çıkardılar. 2 milyon 831 bin işsizimiz var, resmi kayıtlara göre. 2 milyon 831 bin işsizimize 8 yıl süre ile asgari ücret üzerinden para ödenebilirdi. 8 yıl, devlete yük olmadan asgari ücret üzerinden para ödenebilirdi. 300 bin atama bekleyen öğretmenimiz var. 300 bin... 300 bin atama bekleyen öğretmen atanırdı, ayrıca onlara 30 yıl süre ile maaş ödenebilir mi? Her emekliye, emekliler var değil mi, emeklilerin durumu çok iyi bildiğim kadarı ile öyle değil mi, iyi değil ben de biliyorum, malı Recep götürürse size bir şey kalmaz tabii. Parayı o götürüyor, aile boyu götürüyorlar biliyorsunuz. Her emekliye bir sefer için ayda 25 bin lira ikramiye ödenebilirdi. 6 GAP yapılabilirdi, Güneydoğu Anadolu Projesi hayata geçirilebilirdi. 30 Marmaray yapılabilirdi, 5 bin 363 F16 uçağı alınabilirdi. Bu kadar büyük götürdüler.
Bizim tarihimizde ilk kez, bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Başçalan var, en başta. Biliyorsunuz bunların böyle bir işareti vardı, ne anlama geliyor bu, 4 bakan 1 başçalan. Başçalanı biliyorsunuz, tanıyorsunuz, aile boyu biliyorsunuz, Bilal oğlanı biliyorsunuz... Bir gün paraları dağıttıktan sonra ertesi gün saat 10.58'de arıyor, 'Oğlum Bilal paraları sıfırladınız mı?' Babacığım bir miktar kaldı' diyor. 30 milyon avro kalmış. Şimdi ben bütün işçilere, emeklilere, işsizlere, çiftçilere, herkese, sanayicilere, esnaf ve sanatkara sesleniyorum, onların vicdanına sesleniyorum, nasıl olur da bir gün paraları dağıtıyorsunuz, ertesi gün 30 milyon avro kalıyor. İstediğimiz kadar bağıralım 'hırsız var' diye, o diyor ki 'zaten memnun oldum, unvanım bu zaten.' Ar damarı olmayan insana 'hırsız var' desen ne olur. Ne diyor du, çocuk sayısını çoğaltın diyordu. Biz de sanıyorduk ki gerçekten çocukların sayısı artsın, meğer malı götürmek için aile boyu kalabalık olmak lazım, onun için diyormuş galiba."
(Sürecek)