Kamalak, partisince İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Erzurumluların, 30 Mart seçimlerinde, Saadet Partisi'nden yana kararını verdiğini belirterek, 14 gün sonra yapılacak seçimlerde il, ilçe ve belde belediyelerinin başkanlarının seçileceğini anımsattı.
Şehirlerin binalar topluluğu olmadığını, insanların ihtiyaçlarının karşılandığı mekanlar olduğunu vurgulayan Kamalak, halkın saadetinin insana hizmeti esas alan, hak ve adaleti merkez edinen belediyecilik anlayışıyla sağlanacağını, bunun adresinin de Saadet Partisi olduğunu ifade etti.
Kamalak, belediyeciliğin Milli Görüş'ün işi olduğunu, Türkiye'nin belediye hizmetlerinde Milli Görüş anlayışıyla 1989 yılında tanıştığını bildirerek, Konya, Sivas, Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Van'da yapılan devrim mahiyetindeki hizmetlerin ardından 1994 yılındaki mahalli seçimlerde oy patlaması yaşandığını, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 29 ilin belediye başkanlığını kazandıklarını hatırlattı.
Yapılan hizmetler sonucunda 1995'teki seçimlerde Milli Görüş partisi olan Refah Partisi'nin Türkiye'nin birinci partisi olduğuna değinen Kamalak, şunları kaydetti:
"Ancak gelinen noktada bir kısım kardeşimiz Milli Görüş geleneğinden koptular, bölündüler. Belediye yönetimi halktan koptu. Şikayetler yetkili mercilere ulaştırılamaz hale geldi. Belediyeler bir yolsuzluk ve rüşvet batağına saplandı. 2009 seçimlerinden bu yana bin 722 belediye başkanı adına soruşturma başlatılmıştır. Belediye başkanlarının halkın karşısına çıkacak yüzü olmadığı için her alanda sayın Başbakan'ın posterlerini görüyoruz. Sanki başta Erzurum olmak üzere 17 ilçemizin belediye başkanı sayın Başbakan. Türkiye'nin 971 ilçesi ve 386 beldesi müştereken belediye başkanı olarak Tayyip Erdoğan'ı mı seçiyor acaba?"
Türkiye'nin Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Alevi'si ve Sunni'siyle bir bütün olduğunu dile getiren Kamalak, şöyle devam etti:
" Şia'sı da bizim, Alevi'si de bizim, sunnisi de bizimdir. Biz hiç kimseyi ötekileştirmiyoruz. Dün beraber yürüdüğümüz kardeşlerime seslenmek istiyorum, bizden, Milli Görüş'ten ne gibi bir kemlik, ne gibi bir kötülük gördünüz ki bırakıp gittiniz? Sizden aldığımız güçle, destekle Kıbrıs Barış Harekatını yaptık, yanlış mı yaptık Dadaş'ım? 'Bu insanımızın işe, çalışmaya ihtiyacı vardır' dedik, tam 383 yatırım alanı belirledik, yanlış mı yaptık? Adil gelir dağılımını sağlamak için ağır sanayiye, milli sanayiye öncelik vermek yanlış mıydı? Biz belediyeleri kazandığımız zaman belediyelerin girişine, 'rüşvet alan da veren de melundur' yazdık, yanlış mı yaptık? Bizden sonra o tabelaları indirdiler. Adeta zihinlere 'rüşvet alan da veren de memnundur' fikrini yerleştirmeye çalıştılar."
Kamalak, konuşmasının ardından partisinin belediye başkan adayları ile mitinge katılan vatandaşları selamladı.
