Başbakan Erdoğan, İzmir Gündoğdu Meydanı'ndaki mitingde, üniversite sınavında katsayının, meslek liselerinden katsayının kalktığını, üniversitelerde rahat rahat okunabildiğini belirtti. Erdoğan, "Artık devlet dairelerinde de başörtülü olarak çalışabiliyor muyuz? Şuraya bak. Başı açık da var, başı örtülü de var. İşte normalleşme bu. Böldüler bizi ya. Bu CHP'nin, bu MHP'nin bu Pensilvanya'nın birbirinden farkı yok ki. Başı açık da benim kardeşim, benim vatandaşım, başı örtülü de benim kardeşim, benim vatandaşım. Biz, sizlere efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim farkımız bu" diye konuştu.
"Yaşam tarzlarına müdahale ediyorsunuz" şeklinde sözler bulunduğunu aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
"Allah aşkına nerede yaşam tarzına müdahale ettik? Bunu bir söylesinler... Hangi uçakta, hangi otobüste, devlet dairesinde nerede? Var mı böyle bir şey. Yok. Bu bunların nakaratıdır. Belediye başkanı olduğumda aynı şeyleri İstanbul'da da söylediler. Hatta bir kızcağız trenden düştü Pendik'te. 'Bak' dedi, 'işte gördün mü daha göreve başlar başlamaz başı açık kızı trenden attılar'. Bunlar böyle vicdansızdır. Ama devran artık değişti. Kimse bunu yutmuyor. Yeter ki bu bütün kardeşlerim el ele versinler, gönül gönüle versinler. Esma'nın ruhunu şad etsinler.
'Ayrıştırıyorsunuz' diyorlar. Biz ayrıştırmıyoruz. Tam tersine biz 77 milyonu kardeş yaptık. Biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bu Türkiye'yi kimse tutamaz, Bu Türkiye'nin önünde kimse duramaz."
-"Demokrasi bizimle güç kazandı"-
Geçmişte Türkiye'nin IMF'ye borcunun 23,5 milyar dolar olduğunu, bu borcun bitirildiğini anlatan Erdoğan, "Şimdi IMF bizden borç istiyor. 5 milyon dolar. Tamam dedik. Veren el, alan elden üstündür. Buraya geldik" ifadesini kullandı.
İktidarda DSP, MHP ve ANAP olduğu dönemde Merkez Bankasının 27,5 milyar doları bulunduğuna, şimdi ise 128 milyar doları olduğunu kaydeden Erdoğan, "Diyorlar ki: 'Türkiye borçlu'. Yalan söyleme Kılıçdaroğlu. Biz Türkiye'yi devraldığımızda 100 liranın 73 lirası borçtu. Şimdi 100 liranın 35 lirası borç. Fark bu. Ne ararsan var bunda" dedi.
Devletin yüzde 63 faizle borçlandığını, şimdi ise faizin tek haneli rakama düştüğünü, enflasyonun yüzde 30'dan yüzde 8'e gerilediğini aktaran Erdoğan, bu aradaki farkların vatandaşın cebinde kaldığını vurguladı. Erdoğan, çiftçilerin Ziraat Bankasından krediyi yüzde 59'la alırken, şimdi yüzde 5'le aldığını, esnafın ise yüzde 46 ile aldığı faizin yüzde 5'e düştüğünü ifade ederek, esnafın, çiftinin, köylünün yanında AK Parti'nin bulunduğunu dile getirdi.
Göreve geldiklerinde zorunlu tasarruf adı altında kesilen 13,5 katrilyon (milyar) liralık borcun ödendiğini, Konut Edindirme Yardımı altında kesilen 3,5 katrilyonun (milyar) da ödendiğini, bunun toplamının 17 katrilyon (milyar) lira olduğunu bildiren Erdoğan, "Bu CHP, bu MHP ve bu tarih olan partiler, bunların hepsi aynı. Ama gördüğünüz gibi AK Parti apayrı. Demokrasi bizimle güç kazandı. Onun için bu seçime şöyle girdik. 'Büyük medeniyet yolunda insan, demokrasi, şehir' dedik. Üç başlık. Bunlar bizim için çok önemli. İzmir'de istiyoruz ki Binali Yıldırım kardeşimle insanımızı, demokrasiyi ve şehir anlayışını, İzmir'de değiştirelim. İnsan hizmet görsün. Demokrasi taçlansın. Şehir alt yapısıyla, üst yapısıyla farklı bir noktaya gelsin" şeklinde konuştu.
-"Artık Türkiye enerjisini gerilimlere harcasın istemiyoruz"-
12 yıldır ekonomiyi büyüttüklerini, sofradaki ekmeği çoğalttıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun için çalışıyoruz. Hep birlikte huzurlu bir ortam yakalamak için çalıştık. Artık Türkiye enerjisini gerilimlere harcasın istemiyoruz. Gereksiz tartışmalarla heba etmesin istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Türkiye kutuplaşmaların ülkesi olmamalı, ayrışmaların, çatışmaların ülkesi olmamalı. İstiyoruz ki herkes bir adım atsın, imtiyazlarından vazgeçsin, kimse kimseyi ötelemesin, horlamasın, aşağılamasın istiyoruz. Ama karşımızdakilerden de bunu bekliyoruz. 77 milyon aynı bayrak altında, aynı ortak geleceğe yürüsün. Bunu sağlamak için çalışıyoruz.
Gazi Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920'de, daha Kurtuluş Savaşı'nı yapmadan, daha cumhuriyeti ilan etmeden önce Meclis'i kurdu ve 'Meclis bütün iradelerin üzerindedir' dedi. 'Meclis Türkiye'dir' dedi, daha vefat etmeden, sağlığında çok partili hayata, demokrasiye geçmek için denemeler yaptı.
Evet tıpkı ilk Meclis gibi, tıpkı Gazi Mustafa Kemal gibi bugün de yarın da Meclis her iradenin üzerinde olacaktır. Türkiye hakkında her kararı Meclis verecektir. Geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da Meclis sadece ve sadece sandık yoluyla belirlenecektir. Sandık dışında Türkiye'ye istikamet çizmeye çalışan her yol gayrimeşrudur."
CHP'nin, MHP'nin bu ideolojilerini kolay kolay terk edecek partiler olmadığını belirten Erdoğan, "Gönül veren kardeşlerime sesleniyorum: Gelin el ele verelim, daha güzel bir İzmir inşa edelim" ifadesini kullandı.
İzmir'in artık bir değişim istediğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ben şu an bu meydanda bu değişimi görüyorum. 30 Mart'ta zümrüdüanka gibi küllerinden doğacak bir İzmir'i görüyorum. İzmir'in yeniden Ege'nin, yeniden Akdeniz'in incisi olmasını ve bölgenin en önemli bir şehri olmasını arzuluyoruz. Ama CHP zihniyetiyle bunun olması mümkün değil. Artık İzmir'de kör ideoloji değil, eser siyaseti, plan ve proje siyaseti kazansın istiyoruz. İzmir'de dostluk, kardeşlik kazansın istiyoruz. İzmir, fetretten çıksın, İzmir artık çöpten, çukurdan, selden, bakımsızlıktan kurtulsun istiyoruz. İzmir, insanca yaşam şartlarını, insana hizmeti merkezine almış bir belediyecilikle buluşsun istiyoruz."
-"Kendisi de adayı da şehre bu kadar yabancı"-
1950'lerde Demokrat Partililerin, her şehirde miting yaparken, CHP'lilerin miting yapmaktan çekindiğini dile getiren Erdoğan, "Hatta bir CHP milletvekili aynen şunu söylemişti: 'Ben bütün yaşamımda hep devrimi ve şeflerimi düşündüm. Bana git halktan oy iste demek, beni satılığa çıkarmak değil midir?' Bunu CHP'nin milletvekili diyor. Evet CHP, her zaman halka böyle baktı. Ne dediler? 'Bidon kafalılar'... Ne dediler? 'Göbeğini kaşıyan adam'. Kime? Halka. Ey CHP, sen o halkı oradan çıkar bir defa. CHP, MHP, o halkı çıkar. Senin halkla işin yok" dedi.
Erdoğan, şunları belirtti:
"Önceki gün Sakarya'da konuşuyor. Ne diyor biliyor musunuz? Burada belediyeyi alırsak bu meydanın altına otopark yapacağız' diyor. Ama çok enteresan. Ne var biliyor musunuz? O meydanın altını yıllar önce AK Partili belediye zaten otopark yapmış. Adamın haline bak ya. Yani oranın altında ne var ne yok bilmiyor, fakat adamın adayı da bilmiyor. Yani kendisi de adayı da şehre bu kadar yabancı.
Bundan önceki belediye seçiminde Kılıçdaroğlu İstanbul'dan büyükşehir belediye başkan adayı oldu. Nüfusunu gitti Kağıthane ilçesine taşıdı. Tabii soruyorlar kendisine 'Nerede oturuyorsunuz?' diye. 'Kağıttepe'de oturuyorum' diyor. Ardından sandığa da gidemedi biliyor musunuz? Allah Allah. Yani bir aday seçimde oyunu dahi kullanamıyor. Şimdi soruyorum Allah aşkına sen adaysın ve oyunu dahi kullanamıyorsun. Ya bunun eline üç tane koyun verin kaybeder gelir.
Lokomotifi böyle olursa arkasından gelen vagonlar ne olur? Lokomotif nereye giderse vagonlar da oraya gider. Kardeşlerim, ne olur gelin şu İzmir'i kurtaralım. Ardından ne diyor biliyor musunuz? O da çok enteresan. 'Mersin'i AK Parti'den alacağız' diyor. Ya Mersin'de zaten CHP belediyesi var. Yani iyice şu anda dağıtmış vaziyette. Çünkü Pensilvanya ile aklını fena bozdu. Bundan dolayı da dağıttı. Herhalde Pensilvanya'dan gelen muskalar da tutmuyor."
(Sürecek)