Düşünce kuruluşu Myanmar Egress tarafından hazırlanan ''Myanmar'da Vatandaşlık: Reform Süreci Işığında Güncel Çekişmeler ve Zorluklar'' başlıklı raporun, ülkenin çeşitli bölgelerinde 2 bin kişiyle yapılan ankete dayandığı belirtildi.
Ankete katılanların büyük bölümünün, ''vatandaşlığı dinle eşdeğer'' gördüğü ve bir kişinin Myanmarlı sayılması için Budist olmak zorunda olduğuna inandığı kaydedildi.
Katılımcılar arasında, Myanmar hükümetinin vatandaşlık vermediği Rohingya Müslümanlarının da bulunduğu ifade edilirken, bilim adamları, Myanmar'da dinle vatandaşlık arasında kurulan bu bağın, 19. yüzyıldaki Britanya sömürgeciliğinin neticesi olduğunu savunuyorlar.
Bangkok'taki Chulalongkorn Üniversitesi Güvenlik ve Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü'nden Myanmar uzmanı Gwen Robinson, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Britanyalıların ve Amerikalıların, 19. yüzyılda bazı etnik azınlıklarla Hristiyanlığı tanıştırdığını ve Britanya yönetimi sırasında Müslümanların da ülkeye gelmeye başladığını ifade ederek, ülkede bundan önce daha güçlü bir birlik algısının var olduğunu söyledi.
Robinson, teknik olarak Myanmar'ın yüzde yüz laik bir ülke olduğunu, öte yandan ülkede kökleşmiş yaklaşımların bulunduğunu dile getirerek, ''Devlet Başkanı Thein Sein seyahate çıktığında daima Budistlerin kutsal mekanlarını ziyaret eder ancak bir caminin açılışına katılıp katılmayacağı konusunda çok şüpheliyim'' yorumunu yaptı.
Myanmar'da mart ayı sonunda yeni nüfus sayımı yapılacak. Bu sayımda çıkacak sonuçların, Myanmar'da sanılandan daha çok Müslümanın yaşadığını ortaya koyması halinde yeni bir din odaklı gerilimin ateşlenebileceği yönünde endişeler mevcut.
Ülkede son olarak 1983 yılında yapılan nüfus sayımına göre, Müslümanlar, nüfusun yüzde 4'ünü oluşturuyor.
Öte yandan Uluslararası Kriz Grubu'na göre, Müslümanların oranı yüzde 10'a yakın olabilir, Burmalı Müslümanlar Birliği de oranın yüzde 8 ila 12 olduğuna inanıyor.
Myanmar Egress'in raporunda vatandaşlık ve dinin, yasayla birbirinden ayrı tutulması gerektiği önerisinde bulunuluyor.
Kuruluşun 2012 yılı Şubat ve 2013 yılı Haziran ayları arasında yaptığı ankete katılanların, orta ve alt orta sınıftan oldukları belirtiliyor.