AA'nın haber sponsoru olduğu ve TSPAKB desteğiyle düzenlenen organizasyonun açılışında konuşan Köksal, konferansın önemine işaret ederek, bu yıl ilk defa düzenlenen etkinlikten dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Köksal, son bir kaç yılda Türkiye'de sermaye piyasası alanında önemli yapısal reformlar gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Yeni sermaye piyasası kanunu, Borsa İstanbul'un anonim şirkete dönüşmesi, özellikle yeni ürün ve teknoloji alanında yeni yatırımlara girmesi ve bireysel emeklilik sistemine verilen teşvikler Türk Sermaye Piyasasının gelecekteki yol haritasını çizen gelişmeler oldular. Tüm bu girişimlerin sonucunda finansal piyasalardaki ürün ve hizmet çeşitliliğinin ve yatırımcıların sermaye piyasasına katılımının önemli ölçüde artmasını bekliyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin 1970-2005 yılları arasında çok uzun süren ve dünyada başka hiç bir ülkede gözlenmemiş olan bir yüksek enflasyon dönemi yaşadığını hatırlatan Köksal, reel hazine bonosu faizlerinin yüzde 20-30'larda seyrettiği bu sürecin hazine bonosu dışındaki tüm sermaye piyasası enstrümanlarına büyük darbe vurduğunu anlattı.
Bahsettiği ortamın yeni ürünlerin gelişmesini engellediğine de değinen Köksal, "Daha bundan 5-6 yıl öncesine kadar piyasamızda vadeli işlem, varant, sertifika, borsada işlem gören opsiyonlar, ve hatta özel şirket tahvillerinden söz bile edemiyorduk, şimdi tüm bu ürünler mevcut. Kaybettiğimiz o 25-30 yılı süratle geri kazanmak için büyük gayret sarfediyoruz" dedi.
Ürün çeşitliliğini artırmak için yapılan çalışmaların bir parçası olarak kaldıraçlı işlemlerin ilk defa 2011 yılında Sermaye Piyasası Kurulu tarafından düzenleme altına alındığını anımsatan Köksal, daha önceki yıllarda merdiven altı şirketlerin yatırımcıları suistimal ettiği bir piyasa olan kaldıraçlı işlemlere ilişkin gözetim ve denetim mekanizmalarının devreye girmesini önemli bir gelişme olarak nitelendirdi.
Köksal şu an birliğe üye olan 100 aracı kurum olduğu, bugün itibarı ile 37 kurumun kaldıraçlı işlem yetkisinin bulunduğu ve hepsi aktif olmasa da bu kurumlarda foreks işlemi yapan müşteri sayısının 14 bin olduğu bilgisini paylaştı.
Foreks piyasasının son yıllardaki hızlı gelişimi ve yatırımcıların bu işlemlere olan taleplerinin, bu piyasanın önemli bir ihtiyaca cevap verdiğinin bir göstergesi olduğunu belirten Köksal, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu piyasanın katılımcıları ya taşıdıkları çeşitli risklere karşı önlem almak ve bu riskleri yönetmek için işlem yaparlar, ya da piyasalardaki fiyat hareketlerinden para kazanmaya çalışırlar. Kaldıraçlı olarak işlem yapılması durumunda getiri potansiyeli kadar riskler de oldukça yükselir. Örneğin 1'e 100 kaldıraç kullandığınızda, işlem yaptığınız varlığın hareketindeki sadece yüzde 1'lik hareket size anaparanızın iki katı para kazandırabilir ya da yatırdığınız tüm parayı bir anda sıfırlanmasına neden olabilir. Foreks piyasaları genelde kısa vadeli işlemlerin yapıldığı ve yüksek riskli bir piyasadır."
-"Öncelikli konu, sektöre duyulan güveni yeniden sağlamak"
Köksal, Türk Sermaye Piyasasının sağlıklı gelişmesi için üzerinde durulması gereken öncelikli konunun piyasaya ve bu piyasada hizmet veren kurumlara, yani sektöre duyulan güveni yeniden sağlamak olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
" 2011 yılından beri, ABD kökenli CFA Institute tarafından tüm dünyada çeşitli sektörlere duyulan güveni ölçmek amacıyla 'Güven Barometresi' adı verilen bir araştırma yapılıyor. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki bireysel ve kurumsal yatırımcılarla yapılan bu araştırmaya göre güven konusunda teknoloji ve üretime dayalı bazı sektörler her yıl ilk sıralarda yer alırken finansal hizmetler ve bankacılık sektörleri maalesef en alt sıralarda yer alıyorlar. Bu durum maalesef bizim sermaye piyasamızda da pek farklı değil. Bence piyasaların esas başarısı işlem hacimleri ile değil, çok sayıda yatırımcının kendilerine katma değer yaratan işlem yapmaları ile ölçülmelidir. İşlem hacmini artırdık diye övünmemeliyz, yatırımcılara ne veriyoruz buna bakmak lazım. Dolayısıyla, yatırımcının güvenini yeniden kazanmak için bizler, yatırımcılarımızı doğru bilgilendirmeli, yatırım ürünlerini onlara ihtiyaçları doğrultusunda sunmalı ve vatandaşlarımızın sermaye piyasasından adil bir pay almalarını sağlamalıyız"
Köksal konuşmasında aracı kurum çalışanlarının özellikle piyasaya yeni katılan yatırımcılara foreks piyasalarındaki ürünlerin hisse senedi, tahvil, bono, yatırım fonu gibi, alınıp elde tutulacak, ya da emekliliklerini planlayacakları uzun vadeli yatırım araçları olmadığını açıkça söylemeleri gerektiğini de vurguladı.
Benzer risklerin hisse senedi piyasası için de geçerli olduğuna dik çeken Köksal, "Aynı foreks işlemlerinde olduğu gibi, hisse senetlerinde de kısa vadeli al-sat işlemi yapanlar ve kaldıraç kullanan kişiler büyük riskler taşırlar. Bunlar yatırım değil, spekülatif işlemlerdir. Spekülatif işlemler doğrudur veya yanlıştır diye bir yorumda bulunmak bizlere düşmez. Bu tür işlemleri yapmak ve riskleri almak bireylerin kendi tercihleridir. Ancak biz piyasa uzmanlarının görevi vatandaşlara kaldıraçlı işlemlerin risklerini ve olası sonuçlarını tecrübelerimize dayanarak doğru bir şekilde aktarmak ve onları uyarmak ve bu risklere karşı bilinçlendirerek korumaktır" yorumunda bulundu.
-"Kaybolan güveni geri getirmek, yatırımcıyı ön plana çıkararak mümkün"
Attila Köksal, birlik olarak, piyasada olan güven duygusunu yeniden inşa etmek için sürekli olarak çalıştıklarını anlatarak, "Finansal piyasalarda kaybolan güveni geri getirmek kanunlarla, yönetmeliklerle, düzenlemelerle değil, sadece ve sadece meslek ilkelerimize sadık kalarak ve yatırımcıyı ön plana çıkararak mümkündür" dedi.
Konuşmasının sonunda, yatırımcılara tavsiyelerde bulunan Köksal, özetle şu uyarıları yaptı:
"Büyük riskler alarak kısa vadede yüksek kazanç elde etme peşinde olmayın. Çok seyrek tesadüfler dışında bu kesinlikle mümkün değildir. Aşırı yüksek kaldıraç kullanmayın, böyle davranmanız durumunda paranızın tümünü kısa zamanda kaybetme ihtimali çok yüksektir. Tanımadığınız enstrümanlar üzerinde işlem yapmayın, piyasayı yenebileceğinizi asla düşünmeyin. Sadece ve sadece Sermaye Piyasası Kurulu tarafından lisanslanmış olan ve denetlenen şirketler üzerinden işlem yapın. İkili opsiyon gibi aşırı yüksek riskler taşıyan ürünleri sunan merdivenaltı şirketlere kesinlikle itibar etmeyin. Kısa zamanda yüksek kazanç vaad eden kişi ve kurumlara ve bunların yaptıkları reklamlara itibar etmeyin. İşlem yaptığınız aracı kurumun veya yatırım danışmanınızın sizi yanlış yönlendirdiğini, suistimal ettiğini düşünüyorsanız bunu Aracı Kuruluşlar Birliği ile paylaşın."