Bakan Eker, beraberinde AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Mine Lök Beyaz ve Mehmet Süleyman Hamzaoğulları, AK Parti Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Galip Ensarioğlu ve AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç ile Hazro ve Silvan ilçelerini ziyaret etti.
Ziyaretlerinde halka hitap eden Eker, demokratikleşme süreci başlattıklarını belirterek, yapılan yasal değişikliklerle hizmetlerin yerelleşmesi prensibini getirdiklerini söyledi.
Yürek sızısını, annelerin gözyaşını, sönen ocakları, yakılan köyleri, faili meçhul cinayetleri bu bölgede yaşayan halktan başka kimsenin bilmediğine dikkati çeken Eker, şunları kaydetti:
"Yakılan köyler, sönen ocaklar, dökülen gözyaşı ve babaların evlat sızısı Kürt sorununun bir parçası değil miydi? Sayın Başbakanımız Erdoğan Türkiye'deki Kürt sorununun kendi sorunu olduğunu ve bu sorunu çözeceğini söyledi. Muhalifi, BDP'lisi ve CHP'lisi de bu sorunun var olduğunu biliyor ancak Kürt sorununu sadece Recep Tayyip Erdoğan çözebilir. Onun dışında bu sorunu çözebilecek siyasi bir lider yoktur. Erdoğan bütün siyasi kariyerini ve hayatını başı ve gövdesiyle taşın altına koydu. Dosta, düşmana herkese Türkiye'deki Kürt sorununu çözeceğini anlattı. Çözüm süreciyle barışı kalıcı hale getireceğini belirtti. Anaların ve babaların artık yüreği sızlamasın. Köyler yakılmayarak, kan dökülmesin. Barış, huzur ve kalkınma olsun istedi."
Eker, "Her seçimde oylarımız arttığı için seçimlerde baş edemeyeceklerini anlayanlar, tezgahlarla dinlemelerle ses kayıtlarıyla ithamlarla iftiralarla ve komplolarla AK Parti hükümetini milletin gözünde nasıl düşürürüz diye karalamaya çalıştılar" diyerek, barış ve huzurdan yana olduklarını vurguladı.
Kan dökülmesine karşı olduğunu anlatan Eker, atılan adımlar, demokratikleşme paketi, anayasal referandumların bu düşüncelerinin eseri olduğuna dikkati çekti.
Silvan Barajı'nın temel atma töreni sırasında Silvan çıkışında menfezin altına bomba konulduğunu anımsatan Eker, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şimdi kim barıştan, huzurdan ve Kürtlerin demokratik haklarının verilmesinden yana olduğunu gösteriyor. Türkiye'de Kürt dilinin kullanılması, kültürünün yaşatılması ve önündeki engellerin kaldırılması için birçok adım atarak kanun düzenlemesi yaptık. Meclisin tatil edilmesinden önce demokratikleşme paketini kabul ederek, Kürtlerin haklarını kullanmaları için yeni düzenlemeler getirdik. Mitinglerde bütün siyasi partilerin propaganda çalışmasından Kürtçe dili başta olmak üzere bütün dillerin önündeki engelleri kaldırdık. İsimlerin değişikliğiyle ilgili olarak düzenlemeler getirdik. Bütün bu kanun çalışmaları Türkiye'de barış içerisinde, meşru demokratik hakların yerine getirilmesiyle ilgili olarak hükümetimizin getirdiği adımlardır. Silvan barajının yapımını birkaç kez sabote etmeye çalıştılar. Biz barışı istemeyenlere ve bunlara rağmen, barışı savunarak, huzura tutunarak, demokratikleşmeyi ve sivilleşmeyi getirerek kalkınmayı sağlayacak projeleri tek tek hayata geçirdik ve geçirmeye de devam ediyoruz."
