Davutoğlu, IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani ile TRT Haber'de yayımlanan bir programa katıldı.
Çözüm sürecine yönelik yaptığı değerlendirmede Davutoğlu, Türk ve Kürt halkının zorlukla karşılaştığında nasıl bir araya geliyorsa, vizyon gerektiren böyle günlerde de bölgenin geleceği için diz dize oturup göz göze bakarak, araya kimseyi sokmadan konuşmaları gerektiğini vurguladı. Davutoğlu, "Çözüm süreci geçmişte yaşanan bazı acılardan ders alınarak, o acıların bir daha yaşanmaması, hiçbir annenin gözyaşının dökülmemesi için atılan cesur adımlardan oluşuyor. Son dönemde bu topraklarda kimsenin yüreğine ateş düşmemişse bu cesur adımlar sayesindedir" diye konuştu.
Türkiye'nin köklü bir geleneği olduğunu ve bu gelenekte Türk ve Kürtlerin bir arada yaşadığını dile getiren Davutoğlu, Türkiye'nin hiçbir vatandaşına ayrım yapmadan yaklaştığının altını çizdi.
Bu noktaya çok zor süreçlerden geçilerek gelindiğini ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz her zaman Irak'taki Kürt kardeşlerimizin yanında olduk. Maalesef terör ve bağlantılı gelişmeler sonrası karşılıklı şüphe ve nefret tohumları ekildi ve iki halk arasına nifak sokulmaya çalışıldı. Türkiye-Irak sınırı iki taraf için de bir duvar gibi görüldü. Erbil'e gitmek 5-6 sene önce suç gibi telakki ediliyordu. Bütün bu bariyerleri aşa aşa buraya geldik. Her bir ziyaret, bir kriz potansiyeli gibi yansıtıldı. Şimdi o kadar normalleşti ki kimse tartışmadı bile. Bu sabırla ördüğümüz duvarı kimsenin yıkmasına izin vermeyiz. O günden bugüne, dalgalı akan nehrin büyük bir kısmını geçtik. Artık şüpheler yok, karşılıklı güven ve sözün arkasında durulacağına dair inanç var."
İki ülke arasındaki sınır ticaretinin tır geçişlerinin hızlanmasıyla hem Türkiye-Irak hem de IKBY ve Kuzey Irak'ın bütünüyle ilişkileri olağanüstü artıracağını belirten Davutoğlu, "O dağların üzerinden geçen sınırlar, zor muhafaza edilecek sınırlardır. Bu iki devletin sınırlarını kapılarla o kadar açık ve hukuki hale getirelim ki kimse baca aramaya, yani başka yolları denemeye kalkmasın. Hem kaçakçılık engellensin ve insanlar insani amaçlar için illegal yolları denemek zorunda kalmasın hem de her iki tarafın da refahına katkıda bulunsun" ifadelerini kullandı.
-Enerjide en büyük işbirliği hala Irak'la-
Türkiye'nin, ekonomisi çok hızlı büyüyen bir ülke olarak en önemli sıkıntısının enerji ihtiyacı olduğuna ve bu ihtiyacın daha da artacağına dikkati çeken Davutoğlu, Rusya, Azerbaycan ve Irak'tan zaten petrol alındığını ancak bu konuda en büyük işbirliğinin hala Irak ile olduğunu dile getirdi. Irak'ta petrol ve doğalgaz kaynaklarının olağanüstü olduğuna ve Türkiye'nin buna duyduğu ihtiyaca işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bağdat yönetimi ile de bölgesel yönetimi ile de sürekli müzakere ederek Irak enerjisinin Türkiye üzerinden dünya piyasasına ulaşması ve bizim bunları satın almamız yönünde müzakereler yürüttük ama maalesef Irak'taki yasal sürecin tamamlanmaması hep bunu geciktirdi. Biz arzu ediyoruz ki bu konularda belli bir anlayış birliğine varılsın ve biz bütün Irak'tan bu kaynakları- Irak'ı da zengin edecek şekilde- dünyaya açalım. Bu yasama süreçlerinin yavaş gitmesi enerji işbirliğini durdurmamalı. Bizim şu anda yaptığımız çalışmalar, özellikle de bölgesel yönetimle son dönemde vardığımız mutabakatların hepsi Irak anayasasına uygun yapılmış mutabakatlardır. Ama açık söylemek gerekirse, Türkiye'nin öylesine bir enerji ihtiyacı var ki bu sürecin bir an önce tamamlanması önem taşıyor. Nereden enerji gelirse ve önce nereyle mutabakat sağlanırsa da bizim bu imkanları değerlendirmemizden daha doğal bir şey olamaz. Bu kimseye karşı bir adım değildir. Aksine, süreci daha da hızlandıracak adımlar olarak telakki ediyoruz."
-"Kopukluk çözüldü, herhangi bir sıkıntı yok"-
Neçirvan Barzani de IKBY Başkanı Mesut Barzani'nin Diyarbakır ziyaretine ilişkin olarak, ziyarete her anlamda çok sevindiklerini belirtti. Bu ziyaretin önemine değinen Barzani, "Yıllar önce böyle bir şeyin olması mümkün değildi. Irak'ın Kürdistan bölgesinde herkes bu ziyareti konuştu. Türkiye'de bütün problemler bu ziyaretten sonra çözüme kavuşacaktır ve Irak Kürdistan bölgesi ile Türkiye arasındaki ilişkiler çok daha iyi bir hale gelecektir" diye konuştu.
Türkiye'de çözüm sürecine ilişkin çalışmaların bu şekilde sonuçlanmasının büyük bir başarı olduğunu ifade eden Barzani, bu uygulamaların ve Türkler ile Kürtler arasındaki ilişkilerin ve kardeşliğin aynı şekilde devam etmesi gerektiğini söyledi. Barzani, "Geçmiş dönemlerde büyük başarılara imza atılmış, bu ve buna benzer birliktelikler daha önce de görülmüştü ama bir kopukluk vardı. Bu kopukluk, gece gündüz yapılan çalışmalarla çözüme kavuşmuş durumda ve aramızda herhangi bir sıkıntı yok" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin bu seviyeye geleceğine birkaç yıl önce kimsenin inanmadığını belirten Barzani, "Irak ile 12 milyar dolarlık ticaret yapıldığını ve bunun yüzde 70'inin Kürdistan bölgesiyle olduğunu" açıkladı. Çalışmaların daha iyiye gitmesi için kendilerinin de ellerinden geleni yaptığını anlatan Barzani, iki taraf arasında gelişen bu ilişkilerin hem Türkiye'ye hem de genel anlamda Irak'a faydası olacağının altını çizdi.
Barzani, bölgede Türkiye ile Irak arasında ortaklık ilişkilerinde herhangi bir sorun çıkarsa, yasalarla belirlenen bir komitenin sorunları çözdüğünü dile getirdi. Irak'ın çok zengin bir ülke olduğunu belirten Barzani, sadece Kürdistan ticaretinden bahsedildiğinde dahi 21 milyon kişinin ilişkilerinden bahsedileceğini vurguladı. Şimdiye kadar yatırım konusunda çeşitli yollar açıldığını belirten Barzani, "bunun gerek Kürdistan gerekse Türkiye için büyük bir fırsat olduğunu ve bu nedenle yatırımla ilgili sorunların çözüme kavuşturulacağını" ifade etti.
Neçirvan Barzani, enerji konusuna ilişkin soruyu yanıtlarken, şunları kaydetti:
"Bizim yaptıklarımız Irak'ın onayıyla yapılmıştır. Maalesef enerji konusunda dürüst davranılmamıştır. Böyle bir sıkıntı var. Bunlar kabul edilemez. Biz enerji ve petrol konusunda Bağdat'ın bu sorunu çözmesi gerektiğini düşünüyoruz. Irak Kürdistan'ı bu konuda kararlıdır. Ekonominin gelişmesi anlamında da bunun yapılması gerekiyor. Merkezi hükümetin onay vermesi halinde sorun çözülmüş olacaktır. Bizim ve Bağdat tarafının petrol konusunda yüzdelik oranda haklarımız var. Açıkça söylemek istiyorum ki Bağdat'ın sunduğu teklifi kesinlikle kabul etmeyiz.
Enerji ve ticaret konusunda Türkiye ile ilişkilerimizi daha ileriye taşımak istiyoruz ve bu siyasetimizi ne Bağdat hükümetine ne de Türkiye hükümetine tehdit olarak görüyoruz. Bütün çalışmaların hepsi halkımıza hizmet içindir."