Soylu, AK Parti Uzunköprü teşkilatınca ilçedeki bir kafede düzenlenen toplantıda, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi.
Burada konuşan Soylu, 30 Mart yerel seçimlerinin cumhuriyet ve demokrasi tarihinin en önemli seçimlerinden biri olduğunu belirterek, 30 Mart'ın "kader seçimi" olduğunu vurguladı.
Süleyman Soylu, "Ya yeni Türkiye'yi ya da eski Türkiye'yi tercih edeceğiz. Karar sizindir. Karar milli iradenindir. Karar milletimizin en hür iradesinin tecelli ettiği yer, sandığındır. Bugün Türkiye'de yaşanan olayları görüyorsunuz. Türkiye bir seçim atmosferine girerken kaosla karşı karşıya bırakılmak isteniyor. Türkiye'yi yönetilemez hale getirebilmek. Ülkenin kurumlarını felç etmek. En önemlisi de ülkenin istikrar umudunu sakatlamak için çok ciddi bir çalışma ortaya konmaktadır" diye konuştu.
Türkiye'de yıllardır bir ayrışmanın ortaya konulduğunu ifade eden Soylu, ayrışmanın ortadan kalkması için çalışan Adnan Menderes'in tamamlayamadıklarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın toplumsal birleştiriciliğiyle sağladığını ifade etti.
Türkiye'de artık herkesin kendini Alevi, Sünni, Kürt, Türk, laik ve dinci diye tanımlayabildiğini, özgürce yaşayabildiğini anlatan Soylu, tam bağımsızlığın insan kaynaklarını zenginleştirebilmek olduğunu aktardı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Nedir biliyor musunuz? Bu ülkeye bir yılı aşkındır şehit gelmiyor. Siz Sabancı'nın gökdeleninin katında katledildiğini biliyorsunuz. Hangi sebeple ve kim tarafından katledildiğini biliyor musunuz? Taşeron bir örgüt. Bugün İstanbul sokaklarında, İstanbul sokaklarını birbirine katmaya çalışan aynı taşeron örgüt tarafından. Bugün o riski alan Başbakan. Bugün anneler evlatlarını askere gönderiyor. Ama aynı endişeyle göndermiyorlar. Bugün yavuklular, yavuklularını askere gönderiyorlar ama endişeyle göndermiyorlar. Bugün yeni doğan çocuğunun kokusunu içine çekip 'Allahım çocuğumun kokusunu burnumdan eksiltme' diye yalvaran o çocuklar, artık bir endişe taşımadan askere gidip, terhis oluyorlar. Gençlere soruyorum; kimisi 18 ay yapmış ve kimisi 15 ay yapmış. Şu an 12 aya niye düştü? İstikrar ve huzurdan dolayı, bugün bu ülkede terör yok diye."
- "İstikrar ve huzur bu toprağın temel şifreleridir"
İstikrar ve huzurun bu toprağın temel şifreleri olduğunu vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:
"Bakın bugün, Zaman ve Bugün gazetelerinin manşetlerinde tüyler ürpertici provokatif haber var. Tüyler ürpertici. Yine ülkemizin insanının hassasiyetlerine müdahale etmeye çalışan bir tezgah. Güya Milli Eğitim Bakanlığının müfettişleri Adana'ya gitmişler. Adana'da okul öğrencilerine, 'Atatürk'ü mü daha çok seviyorsunuz, Recep Tayyip Erdoğan mı' diye soru sormuşlar. Tezgahlayan kim biliyor musunuz? Paralel yapı. Olayın aslı ne peki? Öğretmenler okullarda siyaset yapıyorlar. Yani onlara bağlı öğretmenler. Diyorlar ki 'AK Parti'ye oy vermeyeceksiniz', veliler şikayet ediyor. Şikayet Milli Eğitim Bakanlığına ulaşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı müfettiş gönderiyor. Velileri de çağırıyorlar. Öğrencilere de soruyorlar. Bir veli orada avukat. O veli provokasyonu başlatmak için diyor ki, 'Sorun bakalım Atatürk'ü mü çok seviyorlar Tayyip Erdoğan'ı mı?' Müfettişler, 'Kapa çeneni öyle soru mu olur diyorlar.' Oradaki soruyu belgesi delili olmasına rağmen, seçime giderken Türkiye'de yeni bir hassasiyeti kaşımak üzere hemen manşetlerine taşıyorlar."
- "Suriye kamplarında ay yıldızlı bayrak dalgalanıyor"
Süleyman Soylu, Suriye kamplarını ziyaret ettiği günün "ay yıldızlı bayrağın altında bulunduğuna en çok onur duyduğu" gün olduğunu ifade ederek, oradaki insanların "Biz emin bir devletin, milletin misafiriyiz. Allah sizden, Başbakanımızdan razı olsun. Irzımıza ve namusumuza sahip çıktınız" dediğini anlattı. Soylu, oradaki insanların birinci sınıf insan muamelesi gördüğünü ifade ederek, "Onlar, bizim medeniyetimizi ve insanlığımızı sınıyorlar" dedi.
Türkiye'nin 21. asra çok iyi şekilde başladığını ifade eden Soylu, şunları kaydetti:
"60 darbesi, istiklal mahkemeleri, 71 muhtırası, 80 darbesi unuttunuz mu? Sağcı, solcu, Kahramanmaraş olaylarında Alevi-Sünni, 1 Mayıs 1977 Taksim olaylarında unuttuk mu bunların hepsini? Bu ülkede yapılan provokasyonları, bir silahın sabah bir sağcıyı, aynı silahın öğleden sonra bir solcuyu öldürdüğü günleri, bu memleketin kardeşlerinin birbirlerine düşürüldüğü günleri unuttuk mu? Bu ülkede her gün 5-6 şehit haberinin geldiği günleri, 5-6 evin tarumar olduğu günleri unuttuk mu? Her canın acısı bizim acımızdır. Dostlar bu ülke bizim. Bu ülke sahipsiz değil. Hangi şehit ailesinin, 'benim oğlum şehit oldu' diye cam çerçeve kırdığını, tahrik ettiğini, gazeteler üzerinden toplumumuzun hassasiyetlerini okşamaya çalıştığını gördük."
- "Ben gönüllü bir siyasetçiyim"
CHP genel başkan yardımcısının hakkında verdiği önergeye değinen Soylu, şunları söyledi:
"Ben sigortacılık yapıyorum. Siyasetten de hiç para kazanmadım. Yani maaşlı bir siyasetçi hiç olmadım. Olmak kötü bir şey mi? Hayır. Ne milletvekili oldum ne belediye başkanı oldum. İlçe başkanı, il başkanı, gençlik kolları maaş alır mı? Ben gönüllü bir siyasetçiyim. Bakın genel başkan yardımcısıyım. Benim bir işim var. İstanbul'da 20 yıldan beri sigortacılık yapıyorum. 10 bin tekil müşterim var. Kendim ürettim onları tek tek. Holding falan değil, tekil müşteri. Hepsinde emeğim var. Düğünümü kendim yaptım. İşimi kendim yaptım. Çocuklarımı kendim büyüttüm. Hayat mücadelesinin içerisinden geldim. İnsanlara iftira atarken biraz vicdanlı olmak lazım. Benim için soru önergesi vermiş Sezgin Tanrıkulu efendi. Ayıp, yazık. Demiş ki, 'Türk Hava Yolları'ndan 2002 ve 2014 yılları arasında sigorta işi aldı. O yüzden AK Parti'ye geçti.' İnsanda biraz namus, haysiyet olur. İnsan ajan olur da Wikileaks belgelerinde belli zaten. Bu kadar provokatör olunmaz. Böyle bir durumla karşı karşıyayız."
Konuşmasının ardından Meriç ilçesinde ziyaret ettiği Roman vatandaşları ve esnafın sorunlarını dinleyen Soylu, Subaşı ve beldelerinde de partililerle bir araya geldi.