Meclis'te gazetecilerin, CHP'nin TBMM Genel Kurulu'nun olağanüstü toplanma çağrısına ilişkin sorularını yanıtlayan Elitaş, muhalefet partileri "geliyorum" derse partisinin de bu toplantıda hazır bulanacağını ifade etti.
Elitaş, eski bakanlarla ilgili fezlekelerdeki ek dosyaların Genel Kurul'da okunup okumayacağına ilişkin tartışmaları da değerlendirdi.
Savcılığın, bugüne kadar yaptığı uygulamaların dışında bir uygulama ortaya koyduğunu savunan Elitaş, "Bugüne kadar gizlilik soruşturması olan hiçbir konuyla ilgili soruşturma komisyonu kurulması ortamı ortaya çıkmamıştır. Savcılık, sadece bu konunun üst yazısını ya da kısa raporunu gönderdikten sonra Meclis Soruşturma Komisyonu kurulduğu andan itibaren, bu komisyonun, ilgili kurum ve kuruluşlardan konuyla ilgili elinde bilgi olan kim varsa onlara müracaat ederek ulaşma imkanı mevcut" görüşünü ifade ederek şunları kaydetti:
"TBMM'in görevi siyasi bir görevdir. Ama İçtüzük'te düzenlenmiş soruşturma komisyonu ile ilgili görevlere baktığımızda adli görevi yerine getiriyor. Hukukçuların da büyük çoğunluğunun görüşü, komisyon kurulduktan sonra ancak ilgililerden bilgileri isteyebilir.
Bu dosyalar burada ne geziyor? Adalet Bakanı ile ilgili İzmir Cumhuriyet Savcısı'nın gönderdiği hiç alakasız dosyalarla ortaya çıkan süreç başladı. Savcılık, yetkilerini de aşarak, o günkü ortam çerçevesinde farklı bir görüş ve ideolojik davranış şeklinde dosyaların tamamını göndermeyi tercih etmiş. Arkasından o dosyalardan bir kısmını ayırmış. Yani, savcılık fezleke gönderebilirdi ama dosyaları göndermemesi gerekirdi. Meclis Başkanlığı'nın yapması gereken, fezlekeyi tutup, dosyaları geldiği yere iade etmesidir. Bu süreçte savcılık, gereksiz evrakları, TBMM'nin soruşturma komisyonunun isteyebileceği evrakları kendiliğinden göndermiştir."
-"Şu anda dosyalar zaten Sayın Kılıçdaroğlu'nun elinde"
Mustafa Elitaş, Meclis Soruşturma Komisyonu kurulmasına ilişkin muhalefetten talep gelmesi halinde AK Parti'nin bu talebe destek verip vermeyeceğine ilişkin soruya ise "Komisyonla ilgili görüşler ortaya çıksın. Soruşturma önergesini görmeden bir şey söylememiz mümkün değil. Muhalefetin ne iddia ettiğini bilmemiz lazım. İftira da olabilir. Muhalefet herhalde iddiaları mesnetsiz bulduğundan dolayı bugüne kadar komisyon kurulması yönünde bir adım atmadı" dedi.
Elitaş, "muhalefet fezlekeleri bekliyordu" denilmesi üzerine şu yanıtı verdi:
"Muhalefet eğer bunu istiyorsa Kılıçdaroğlu meydanlarda açıklıyor. Bir milletvekili de kürsüden söyledi. 'Siz o dosyaları istiyorsanız bizde var' dedi. 'Hatta daha fazlası var' dedi. Eğer o muhalefet milletvekilleri istiyorlarsa, gitsinler Sayın Kılıçdaroğlu'ndan istesinler dosyayı. O dosyaya göre, soruşturma komisyonu istiyorlarsa soruşturma komisyonu, araştırma komisyonu istiyorlarsa araştırma komisyonu yaparlar.
Şu anda dosyalar zaten Sayın Kılıçdaroğlu'nun elinde. Niye ondan istemiyorlar? Sayın Kılıçdaroğlu'nun elinde tapeler de mevcut montaj kayıtları da mevcut. Hatta montaj yapılan kayıtları Kılıçdaroğlu'na önceden anlatıyorlar, Kılıçdaroğlu meydanda söylüyor. Yani şu anda Sayın Kılıçdaroğlu, Anamuhalefet Partisi'nin Genel Başkanı değil, paralel yapının taşeronu olarak görev yapıyor. Savcıda olmayan dosyalar muhalefetin elindeyse bu adil bir yargılama, masumiyet karinesi değil, sadece insanları yıpratma, itibarsızlaştırma hareketi olarak düşünülür."
Elitaş, siyasetin, 30 Mart'ta yapılacak seçimlere kadar Türkiye'nin geleceği ile ilgili bir proje üretemediği için birileri tarafından hazırlanmış, doğru ya da yanlışlığı henüz tespit edilmemiş, sorgulama aşaması devam ederken bundan malzeme üretmeye çalıştığını belirtti.
Mustafa Elitaş, herkesin dinlendiği, endişe içinde olduğu, dinleyenlerin dahi dinlendiği bir durumun söz konusu olduğunu kaydederek, "Bu dinlemeleri kim yayınlıyor, kim savunuyorsa, dinleyenler de onlar demektir" dedi.
-"Başbakan herhalde aile ile görüşmüştür diye tahmin ediyorum"
Elitaş, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Berkin Elvan için başsağlığı dilemediğine yönelik eleştirilerin olduğu" yönündeki soruya şu yanıtı verdi:
"Başbakan herhalde aile ile görüşmüştür diye tahmin ediyorum. Bakanlarımız, Meclis Başkanımız, Başbakan Yardımcımız ve bizler, kaza ortaya çıktığı anda 14 yaşında olan yavrumuzun muhakkak ki acısı bizim acımızdır. Bu ülkede yaşayan her insanın herhangi bir şekilde hayatını kaybetmesi 76 milyonu hep beraber üzer.
Dün ortaya çıkan o gösteriler sonucunda, Berkin Elvan yavrumuzla ilgili yapılan cenaze törenini farklı amaçla kullanan göstericilerin 22 yaşındaki bir yavrumuzu da öldürmesi, onu katletmesi de herhalde kabul edilebilecek bir şey değildir.
Yasa dışı bir organizasyonla, yasa dışı bir gösteriyle o gösteriye o gencecik çocukları gönderenlerin hiç mi sorumluluğu, suçu yok. Birilerini sokağa dökerek isyan ettirerek yasa dışı faaliyetlere, gösterilere alet ettirip o gençlerin, o yavruların orada bir kazaya ya da herhangi bir şekilde kör bir kurşuna sebebiyet vererek hayatını kaybetmesi hepimizi üzer.
O zaman İstanbul Büyükşehir belediyesi bir karar almış ve CHP'li Meclis üyelerinin de kabulüyle geçmiş, Gezi Parkı Taksim Yayalaştırma Projesi var. O çerçevede, 12 tane ağaçla ilgili Türkiye'de huzuru bozmak için yapılan bir gayret. Gezi Parkı olaylarının, 17 Aralık operasyonu ile ne kadar örtüştüğünü bugün de görüyoruz.
Yasa dışı eylemleri ortaya çıkaranlar niye kendilerinde bir sorumluluk hissetmiyorlar. Biz aileye başsağlığı diliyoruz, acısını paylaşıyoruz. 14 yaşında, daha hayatının ilkbaharında, baharında bile değil. Hayatının ilkbaharında bir yavrunun böyle bir yasa dışı gösteride ortaya çıkan karmaşada hayatını kaybetmesini kim arzu edebilir?"
Mustafa Elitaş, "Berkin Elvan'ın fişi çekildi" yönündeki iddialara karşılık, "Onu medya yazıyor, twitter de yazıyor ama twitterin her yazdığına inanmak mümkün değil. Eğer öyle bir şey varsa üzücü bir durumdur. O yavrunun yaşam mücadelesinden birileri rant elde etmeye çalışıyorsa, oy devşirmeye çalışıyorsa yazıklar olsun. Onların insanlığından endişe edilir" diye konuştu.
-"Rıza Sarraf'ı hayatımda görmedim, sesini de duymadım"
Elitaş, Rıza Sarraf'ın, AK Parti'nin anketlerine destek verdiğine ilişkin iddiaların anımsatılması üzerine, şunları söyledi:
"Doğru olup olmadığı bilinmeyen bir konuyla ilgili bizim bir beyanat vermemiz doğru değil. Tapelerin doğru olup olmadığını da bilmiyoruz. Ben Rıza Sarraf'ı hayatımda görmedim, sesini de duymadım. Yan yana gelmişliğimiz var mı onu da bilmiyorum. Onun sesi olup olmadığını da bilmiyorum.
Biz montajların ne olduğunu da çok iyi biliyoruz. Ses üretildiğini de yüz kopyalandığını da çok iyi biliyoruz. Artık dünyada teknoloji gelişmiş. Artık bize siyaseti twitterdan, facebooktan ürettirmeyin. Siyaset somut meselelerle ortaya çıkmak zorundadır."
Elitaş, "Başbakan ile ilgili ses kayıtlarını dinlediniz mi?" sorusuna, "İki tanesini dinledim. Biri Sayın Başbakan'ın oğlu ile olan görüşmesi ve Bakan ile olan görüşmesini dinledim. İki ses arasında çok büyük farklılık olduğunu gördüm. Niye orada boğuk boğuk sesler geliyor? Mesela Adalet Bakanı ile görüşmesinde ses çok net gidiyor. Açık ve net bir şekilde montajdır" dedi. Elitaş, teknoloji sayesinde bir erkeğin sesinin bir çocuğun sesine bile dönüştürülebildiğini ifade etti.