Şahin, Karabük temasları kapsamında partisinin Atatürk Mahallesi'ndeki seçim bürosunda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin darbelerden çok çektiğini, AK Parti'nin bu ülkede demokrasiye hizmet ettiğini, artık kimsenin bu ülkede millet iradesinin dışında herhangi bir davranışta bulunamayacağını söyledi.
"Ergenekon ve Balyoz davaları böyle bir teşebbüsün sonucudur" diyen Şahin, şöyle devam etti:
"Şu soru sorulabilir, 'Ama tutuklanmışlardı, şimdi bir bir serbest bırakılıyorlar' eski Adalet Bakanıyım, Meclis başkanlığı yaptım şimdi de AK Parti Genel Başkan Yardımcısıyım, Türkiye'de davalar makul sürede bitmiyor. Tutuklu bir insan yıllarca cezaevinde kalabiliyor. Bu bir insan hakkı ihlalidir. Biz son olarak yasa değişikliği yaptık. Davaları devam eden kişiler eğer tutukluysalar 5 yıldan daha fazla tutuklu tutamazsınız. O zaman davaları ey hakimler ey savcılar bir an önce bitireceksiniz, kararınızı vereceksiniz."
Tahliye edilen kişilerin cezaevinden bir bir çıktığını ve sanki beraat etmişler gibi bir havanın yaratıldığını anlatan Şahin, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunlar hüküm giydiler. Kararları yazılıp Yargıtay'a geldiğinde Yargıtay onarsa tekrar cezaevlerine kalan cezalarını çekmek için girecekler. Böyle bir hava içerisinde olmasınlar. Sanki beraat etmişler, aklanmışlar gibi bir tavır içerisindeler bu doğru değil. Her iki davada neticelendi, Ergenekon davasının gerekçesi yazılmadı. O kararı veren mahkeme 7 aydır gerekçeli kararı yazmadı, yazmış olsaydı şimdi Yargıtay'a gelmiş olacaktı, belki böyle bir durumla karşılaşmayacaktı. Niye yazmadınız? Bunun cevabını bu yargıçlar vermeli. Vermiyorsa birileri sormalı. Şimdi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bu sorunun cevabını bu yargıçlardan istiyor. 7 aydır bir karar yazılmaz mı? Ben yıllardır avukatlık yaptım, bir dava bitmişse bir hafta 15 gün içerisinde kararı yazar tebliğ edersin. Tabi ki de insan hakları alanında da eğer ihlaller varsa bunları da çözmek hükümet olarak, Meclis olarak bizlerin görevidir."
- Berkin Elvan'ın ölümü
Gezi Parkı odaklı eylemlerde yaralandıktan sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan'ndan da bahseden Şahin, "Ailesinin beyanına göre ekmek almaya çıkmış. Başına bir gaz fişeği kapsülü isabet etmiş. Tam 269 gündür komadaydı, dün vefat etti. Cenazesi vardı, maalesef cenaze törenini bir takım siyasi partiler ve marjinal bir takım örgütler siyasi şova dönüştürdü. Benim asıl üzüntü duyduğum nokta nedir? Tabi ki ateş düştüğü yeri yakar, bir annenin bir babanın 15 yaşındaki bir yavrusunu kaybetmesi ne anlama gelir, anne babayız ben de bir babayım, bunun acısını yüreğimde hissediyorum. Ancak annesinin şu sözü beni yaraladı, 'Benim oğlumu Allah almadı, Tayyip Erdoğan aldı.' Böylesine yavrusunu kaybetmiş bir annenin ağzına yakışır mı? Canı veren Allah'tır alanda Allah'tır. Kul hiç kimsenin canını alamaz" şeklinde konuştu.
Berkin Elvan'ın seçimlerden sonra vefat etmesi halinde bu kadar geniş katılımlı törenin olmayacağını savunan Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Seçim endekslidir. Seçim öncesi böylesine gövde gösterisiyle 'Hükümete, AK Parti'ye zarar verebilir miyiz?' diye yaptılar, AK Parti muhalifleri. Tabi ki cenaze törenine kimin katılıp katılmayacağına biz karar veremeyiz, kendi tercihleridir. Ama siyasi şova dönüştürdüler. Sadece İstanbul'daki cenaze töreni değil ki Türkiye'nin muhtelif yerlerinde. Yine cam çerçeveyi indirdiler, gene yüzleri kapalı bir takım hangi örgütün mensubu olduğu belli olmayan gençler polise taş attılar, molotof attılar. Bu Gezi eylemlerinin amacı ağaca sahip çıkmak değildi, belki öyle başladı bir takım masum gençler tarafından ama daha sonra bu maalesef Türkiye'de iktidarı alaşağı etme eylemlerine dönüştürülmeye çalışıldı. Ama başaramadılar şimdi bu yavrumuzun cenazesini de yine bu olayların devamı şeklinde getirmeye çalışıyorlar."
"Bu ülkede sadece Berkin Elvan vefat etmiyor ki, 4 tane polisimiz şehit oldu. Bir tane askerimiz mayına bastı şehit oldu. Niye onların cenazesine bu kalabalıkla gitmiyorsunuz? Onlar vatan evladı değil mi, onların anne babaları yok mu? Onların çoluk çocuğu yok mu?" diye soran Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye'de olup bitenleri bilesiniz diye bunları söylüyorum. Seçimlere doğru 'Acaba AK Parti'nin önünü kesebilir miyiz?' 'Acaba 30 Mart seçimlerinde AK Parti'nin oyunu düşürebilir miyiz?' 'Tayyip Erdoğan'ın prestijini sarsabilir miyiz?' 'Eğer böyle yaparsak seçimden sonra Türkiye'de bir siyasi istikrarsızlık meydana getirebilir miyiz? 'Acaba buna bağlı ekonomik istikrarsızlığı getirebilir miyiz? 'Böylece Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığına aday olursa, onun adaylığının önünü kesebilir miyiz? Kimin iktidara geleceğine kimin iktidardan gideceğine sadece bu millet karar veriyor."