Sivas'ın Divriği ilçesinde temaslarda bulunan Yılmaz, Divriği Kalesi'ni ve UNESCO'nun "Dünya Kültür Mirası Listesi"nde yer alan Ulu Camii ve Darüşşifası'nı gezdi. Daha sonra, AK Parti'nin seçim bürosunun açılışına katılan Yılmaz, burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Yılmaz, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tahliyesiyle ilgili soru üzerine, "Öncelikle hayırlı uğurlu olsun" dedi.
Başbuğ'un ülkeye kuvvet komutanı olarak, genelkurmay başkanı olarak hizmet ettiğini hatırlatan Yılmaz, "Kendisine biz hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyoruz" ifadesini kullandı.
"Ola ki bir suç isnadı varsa pekala Genelkurmay Başkanı tutuksuz yargılanabilir" diyen Yılmaz, adeta bir yıpratma sürecine girildiğini ve sonuçta milleti rahatsız eden bir görüntü ortaya çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
"İlker Başbuğ'un serbest bırakılmış olmasının, milletin vicdanında bir rahatlamaya, bir huzura yol açtığını düşünüyorum. Yargılama süreci devam etsin ancak tutuksuz yargılama devam etsin. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nin bu son kararı, talebimizi gerçekleştirmiştir. İlker Başbuğ için, ailesi için hayırlı uğurlu olsun diyorum. Tutuklamanın istisna olması lazım. Yargılama herkes için geçerlidir ama tutuklama istisnadır. Türkiye'de bir ara da suç şüphesi aranmadan herkes tutuklanma yoluna gidiliyordu. Bu da doğru bir şey değildir. Hukuk devletinde kişilerin özgürlükleri kısıtlanamaz, istisnai durumlar hariçtir."
Mahkemenin verdiği karar kesinleşinceye kadar insanların suçlu ilan edilemeyeceğine işaret eden Yılmaz, "Masumiyet karinesi vardır. Ola ki bu adam sonunda masumsa sen neden tutukluyorsun, niye özgürlüğünü kısıtlıyorsun. Onun için tutuklamanın istisna olması lazım. Suç şüphesi kesin olan insanlar muhtemelen yüzde 99 yargılama sonunda kesinleşeceğinden onun tutuklanmasını kimse yadırgamaz ama masum insanın sonunda beraat edeceği bir davada baştan tutuklanması da kul hakkının ihlalidir, temel hak ve özgürlüklerin ihlalidir, dolayısıyla istisna yolunun genelleştirilmemesi gerekir" diye konuştu.
Bakan Yılmaz, bir gazetecinin "Tahliyelerin devamı gelecek mi?" sorusu üzerine, buna siyasilerin karar vermediğini belirterek, "İçeri koyan da yargıydı, içeriden çıkaran da yine yargı ama Anayasa Mahkemesi'nin kararını da dikkate alarak yerel mahkeme bir karar veriyor. Dolayısıyla bundan sonraki taleplerin de Anayasa Mahkemesi'ne sunulması lazım" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Facebook ve YouTube'un kapatılması yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine Yılmaz, "Biz her zaman özgürlükleri artırdık ancak hiçbir hakkın kullanılmasının bir suistimale varmaması lazım" ifadesini kullandı.
Hakkın suistimalinin olduğu yerde etki tepki sonucunun doğduğunu dile getiren Yılmaz, "Bakın ister YouTube ister Facebook, bu sosyal medya olanlar, Çin'in istemediği bir şeyi yapamazlar çünkü 1 milyarın üzerinde bir nüfusa sahip dünyanın en büyük ekonomisi zaten. Amerika bunların anavatanı. Amerika hükümetinin istemediği hiçbir şeyi yapamazlar. 1 milyar nüfusa yakın veya daha fazla Hindistan dünya devlerinden biri, istediğini yapamazlar" diye konuştu.
- "Bu kasetler, sahte para gibidir"
Türkiye'de ve gelişmekte olan ülkelerde sosyal medyanın özgürlük adı altında rahat hareket ettiğine işaret eden Yılmaz, şunları söyledi:
"Biz şunu söylüyoruz; kendi ülkende ne yapıyorsan... Bak bütün kayıtları kendi ülkesine, devletine veriyor değil mi? Obama'ya bir hakaret yapın, Obama'yı sosyal medya üzerinde sadece bir tehdit etti, mahkum oldu. Türkiye'de her gün tehdit var, her gün hakaret var. Gerçek hayatta ne suç ise sosyal hayatta (sosyal medya) da o suçtur. Bunlardan birinin mahkumiyetini gördük mü? Biz sadece bu sosyal medyanın sahiplerine, kurucularına ikiyüzlü davranmayın diyoruz. Amerikan hükümetine nasıl davranıyorsanız Türkiye Devleti'ne de öyle davranın. Biz güçlendikçe inşallah onlar da bizim istediğimiz noktaya gelecektir diye düşünüyorum."
Yerel seçimler öncesinde merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili yeni görüntülerin çıkacağı yönündeki söylentilerle ilgili görüşleri sorulan Yılmaz, "Bu kasetler, sahte para gibidir, milletin inanması doğrultusunda hazırlanır. Adeta, AK Parti'nin kaybetmesi için her sahtekarlığın yapılabileceği bir ortamdayız" dedi.
Yılmaz, şunları kaydetti:
"Herkes bilir ki Muhsin bey benim arkadaşım, Başbakan'ın da arkadaşı. Seçimler döneminde biliyorsunuz Muhsin beyin milletvekilliği döneminde 'itiraz sürecini işletelim mi?' denildiğinde, benim bildiğim kadarıyla Sayın Başbakanımız, 'Muhsin bey, benim kardeşimdir, onun milletvekilliğine karşı bir itiraz sürecini işletmeyelim' dedi. Muhsin bey, sayın Başbakanımızın kardeşidir. Araya kimsenin girmesi doğru değildir. Onun için Muhsin bey bizden gitti. Muhsin bey, en zor zamanlarda, 28 Şubat'ta, 28 Şubat'a destek verenleri, 28 Şubat'ta görevde olanları, 'ne duruyorsunuz, git' denildiği yerde 'Türkiye'yi Suriye'ye çeviremezsiniz' diyen bir fikre sahipti. Bizim görüşümüz de budur. Dolayısıyla Muhsin bey bizden gitmiştir, başkasının kaybı değildir."
Bakan Yılmaz, seçim bürosu açılışının ardından, MHP seçim bürosunu ziyaret etti. Buradaki vatandaşlarla bir süre sohbet eden Yılmaz, daha sonra Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Tanıtma, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği'ni ziyaret etti. Dernek yönetimiyle bir süre görüşen Yılmaz ve beraberindekiler, Divriği'den raybüsle Sivas'a hareket etti.
