Dolar

34,8673

Euro

36,6659

Altın

3.022,65

Bist

10.055,90

Dünyayı yöneten güçlü kadınlar

Dünya nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan ve siyasi arenada yeterince temsil edilemeyen kadınlar, Avrupa'dan Asya'ya, Latin Amerika'dan Afrika'ya sayıları az da olsa yönetimlerin en üst kademesinde yer alıyor.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-03-07 12:20:57

Dünyayı yöneten güçlü kadınlar

Dünya nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan ve siyasi arenada yeterince temsil edilemeyen kadınlar, Avrupa'dan Asya'ya, Latin Amerika'dan Afrika'ya sayıları az da olsa yönetimlerin en üst kademesinde yer alıyor.

Almanya'da Angela Merkel, Arjantin'de Cristina Kirchner, Brezilya Dilma Rousseff, Danimarka'da Helle Thorning-Schmidt, Norveç'te Erna Solberg, Şili'de Michelle Bachelet, Güney Kore'de Park Geun-hye ve Tayland'da Yingluck Şinavatra ülkelerini yöneten güçlü kadınlar olarak tarihe geçecek.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, çalışma hayatının hemen hemen her alanında olduğu gibi kadınların siyasi arenada sahneye çıkmaları 20. yüzyılın ortalarından sonra gerçekleşmeye başladı.

Tarihsel süreçte siyaset tarihinde yerini alan Hindistan'da Indra Gandi (1966-1977,1980-1984), İngiltere'de Margaret Thatcher (1979-1990) ve Pakistan'da Benazir Butto (1988-1990,1993-1996) gibi politik kadın figürler ülkelerinin değişim ve dönüşümünde önemli katkılar sağladı.

Birlemiş Milletler'in 2013 nufüs raporuna göre, 7 milyar 162 milyon 119 bin olan dünya nüfusunun 3 milyar 610 milyon 470 binini erkekler, 3 milyar 551 milyon 649 binini kadınlar oluşturmasına rağmen, kadınların siyasette temsiliyeti istenilen düzeyde değil.

Arjantin'i 2003-2007 yıllarında yöneten Nestor Kirchner'in eşi olan Arjantin Devlet Başkanı Cristina Kirchner, ilk kez 2007 yılında iktidara gelmiş, 2011'de genel seçimlerde ise oyların yüzde 54'ünü alarak yeniden seçilmişti.

Arjantin'de eşinden devraldığı devlet başkanlığı koltuğuna 2007’den bu yana oturan Kirchner, ülke basını tarafından ''Yeni Evita'' olarak görülüyor.

Brezilya'nın ilk kadın Devlet Başkanı olma özelliğini taşıyan Dilma Rousseff ise 2011'deki genel seçimlerde Eski Devlet Başkanı Lula da Silva'nın adayı olarak gösterilmiş ve seçilerek yönetime gelmişti.

Eskiden gerilla lideri olarak askeri diktatörlüğe karşı direnişin başını çeken kadın olarak tanınan Rousseff, 1964-1985 yıllarında cunta döneminde üç yıl hapiste yattı.

Dünyanın ekonomik güçlerinden olan Almanya'yı 2005'ten bu yana yöneten ve dünyada en etkili siyasetçilerden biri olarak gösterilen 59 yaşındaki Şansölye Angela Merkel, geçen yıl eylül ayında yapılan seçimlerden de galip gelerek üçüncü kez başbakanlık koltuğuna oturdu.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki ilk başbakan Konrad Adenauer ve Helmut Kohl’den sonra en uzun süre başbakanlık koltuğuna oturan Alman politikacı unvanını alan Merkel, ülkesinin ''demir lady''si olarak görülüyor.

Güney Kore'de 1963 ve 1979 yılları arasında iktidarda olan diktatör Park Chung-hee'nin ilk çocuğu olan Park Geun-hye, 19 Aralık 2012'de yapılan seçimle yönetime geldi. Sanayileşmiş ülkeler arasında en yüksek cinsiyet eşitsizliği oranına sahip Güney Kore'de ilk defa bir kadın devlet başkanı oldu.

Bu sıralarda başı ülkesindeki hükümet karşıtı gösterilerle dertte olan Tayland Başbakanı Yinglak Şinavatra, ülkenin ilk kadın devlet başbakanı olarak 2011'de yönetime gelmişti.

Ülkede 2006 yılında gerçekleşen darbe Yingluck’un kardeşi Taksin Şinavatra’yı devrilmişti.

Yönetim karşıtları, ağabeyi Taksin'in kuklası olmakla suçladıkları Başbakan Yinglak'ın istifa etmesini istiyor. Başbakan Yinglak, krize son verebilmek amacıyla parlamentonun alt kanadını feshetme kararı almış ve 2 Şubat'ta erken seçime gidilmişti.

Şili'de ise geçen yıl aralık ayında düzenlenen seçimlerde Devlet Başkanlığı koltuğuna oturan Michelle Bachelet, 2006-2010 yıllarında Şili'nin ilk kadın devlet başkanı olmuştu.

Seçimlerdeki rakibi Evelyn Matthei ile çocukluk arkadaşı oBachelet'in yolları, 1973'te Augusto Pinochet'in askeri darbe ile iktidara gelmesinin ardından ayrıldı. Matthei'nin babası cunta rejimine katılmış, Bachelet'in babası ise cuntaya destek vermediği için işkence edilerek öldürülmüştü.

Norveç'te ise geçen yıl eylül döneminde gerçekleştirilen seçimlerde "Yeni fikirler, daha iyi çözümler" sloganıyla anamuhalefet Sağ Parti Başkanı Erna Solberg kazanmış, böylelikle Sağ Parti, yaklaşık 96 sandalye ile 23 yıllık aradan sonra ilk defa iktidara gelmişti.

Sosyal Demokratlar'ın lideri olan 2011 Eylül'deki seçimlerde galip gelen Helle Thorning-Schmidt, Danimarka'nın ilk kadın Başbakanı oldu.

Afrika'nın 16 milyon nüfuslu ülkesi Malavi'de Cumhurbaşkanı Joyce Banda ve Liberya Cumhurbaşkanı Ellen Johnson-Sirleaf da ülkelerini yöneten kadın liderler arasında.

Haber Ara