Bili, AA muhabirini Ankara'daki Fransa Büyükelçiliği Konutu'nda kabul etti.
AA'nın özellikle Fransızca konuşulan Afrika ülkelerinin sesini Fransızca yayınıyla duyurma hedefini 'çok mutluluk verici bir girişim' olarak değerlendirdi.
Büyükelçiliğin de bu yönde çalıştığını belirten Bili, 'Türk dostlarımıza Fransızcanın sadece Fransa, Belçika, İsviçre ve Kanada'da değil, Afrika'da da önemli olduğunu anlatıyoruz' dedi.
Bugün dünyada 32 kişiden 1'inin Fransızca konuştuğunu belirten Bili, Fransızca konuşan Afrika ülkeleri sayesinde 2050'de dünyada 15 kişiden 1'inin, Afrika'da da yaklaşık 500 milyon kişinin bu dili konuşacağını söyledi. Bili, "Bu nedenle Anadolu Ajansının Fransızca yayın girişiminin zamanı gelmişti" değerlendirmesinde bulundu.
AA'nın 100. yıl vizyonu ile dünyanın ilk 5 haber ajansı olma hedefine ilişkin Bili, 'Neden olmasın? Çalışmak yeterli. AA'nın iyi bir itibarı olduğunu düşünüyorum. Başka ajanslarla da ortaklıkların mümkün olabileceği kanısındayım. Umarım Agence France Presse'le de olur; AA'nın en büyük ajanslardan biri haline gelmemesi için hiçbir sebep göremiyorum' diye konuştu.
- 'Türkiye'de eşi bulunmaz dostlarınız olabilir'
Türkiye'ye ilk geldiği yıllardan mutlulukla bahseden Bili, '1990'larda geldiğimde genç bir diplomattım, 2 çocuğum vardı. Ülkeden ayrılırken ailemize oğullarımız Volkan ve Tayfun da katıldı. Kalıcı dostluklar kurduğumuz yıllardı. Hayatımızın belki de en mutlu yıllarını geçirdik, daha genç ve özgür bir diplomat olarak kurabileceğim tüm arkadaşlıkları kurmaya çalıştım' dedi.
Türkiye'ye "ilk görüşte aşık olduğunu" ve bu duygusunu yazar ve gazeteci Sabahattin Ali'nin 'Müthiş bir şey oldu veya olacak' ile Montaigne'in 'çünkü oydu' cümlelerine benzeten Bili, Türkçe olarak, 'Aşık oldum. Bu kadar' dedi.
'Anadolu'nun renklerini' sevdiğine vurgu yapan Büyükelçi Bili, 'burada inanılmaz bir ışık bulduğunu ve dolaşmaya bayıldığını' belirtti.
Anadolu'daki konukseverliğe de dikkati çeken Bili, kısa süre öncesine ait bir anısını şöyle anlattı:
'Nevşehir yolundaydım. Ailemle çay içmek için bir yerde durduk. Menüde künefe olduğunu gördüm ve sipariş ettim. Künefe bittiği için dükkandakiler üzüldü. Çayın parasını ödeyemedim. İstediği künefeyi yolcuya veremedikleri için çayı ikram ettiler. Bunlar Anadolu'da birçok kez yaşadığım olaylar. Mesela, kaçak mazot sorunuyla karşılaştım. Oto tamircisi, bir Türk'ün bana böyle bir şey yapmasından son derece üzüntü duydu ve tamirden para istemedi. Anadolu geleneğinin, insanlarının nezaketinin çok dokunaklı bir tarafı var' diye konuştu.
Taraftarı olduğu Trabzonspor takımının formasıyla da poz veren Bili, 2011'de, 1990'larda öğrendiği Türkçesini tazelemek için Trabzon'da Tömer'e gittiğini söyledi. Bili, 'Çok özel bir yıldı. Fenerbahçe, Trabzonspor'la finalde karşı karşıya gelmişti. Trabzon'da, o yıl, bu şampiyonayı lekeleyen dış unsurlar olmasaydı Trabzonspor'un kazanacağı hala düşülüyor sanırım' dedi.
'Türkiye'de, kurduğu sıkı dostluklar sebebiyle insanlarını sevdiğini' ifade eden Bili, "Türkler, entellektüel ya da değil, muhabbet etmeyi, fikir alıp vermeyi severler. Türkiye'de gerçekten sohbet edip, sıkı dostlar edinebilirsiniz. Bu, paha biçilemez bir şey ve dünyada hiç bir şeye değişmem" dedi.