Zeybekci, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Türkiye ev sahipliğinde gerçekleştirilen Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye panelinde, Türkiye'nin AB ile imzaladığı Gümrük Birliği Anlaşmasını anımsattı.
Anlaşmanın 3 ila 5 yıl süresinde Türkiye'nin tam üye olacağı ve kısa sürede ticari ilişkileri güçlendirmek için imzalandığını belirten Zeybekci, "Mekanizması son derece sağlıksız bir temel üzerine oturmaktaydı. Karar mekanizmalarında asla Türkiye yer almadı ve alınan kararlara kayıtsız şartsız uydu" dedi.
Son dönemlerde rahatsızlık yaratmaya başlayan bir anlaşma haline gelmesinin en önemli nedenlerden birinin 3. taraflarla imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması olduğunu ifade eden Zeybekci, şunları söyledi:
"AB-ABD STA'sı (TTIP) ve Trans Pasifik Ortaklığı (TPP) anlaşmaların Türkiye üzerine getireceği etkiler bizim tarafımızdan endişe ile karşılanmaktadır. AB'ye ihracatımız düzenli olarak artarken, genel ihracatımız içerisinde AB'nin payı ise azalmaktadır. 2002 yılında ihracatımız içindeki payı yüzde 56,6 olan AB'nin, ihracatımızdaki payı 2013'e gelindiğinde yüzde 41,5'e gerilemiştir. Türkiye olarak AB tam üyelik hedefini stratejik bir hedef olarak görüyoruz. Bu süreci önemsiyoruz. AB'ye tam üyelik müzakerelerinde bütün kurumlarımızda yaşanacak gelişmeyi önemsiyoruz. Görüşmelerin sonunda Türkiye'nin tam üye olup olmaması tam anlamıyla bir detaydır. Zaten tam üyelik müzakereleri bittiğinde en son kararı AB'nin birkaç ülkesi referanduma giderek halklarına soracaktır. Türkiye'nin AB standartlarını yakalaması bizim için son derece önemlidir."
Zeybekci, Gümrük Birliği'nin yanı sıra Türkiye'nin şu anda 17 ülkeyle STA imzaladığını, Güney Afrika ve Meksika gibi AB'nin STA imzalayıp da Türkiye'nin imzalamadığı ülkelerle görüşmelerin devam ettiğini belirterek, "TTIP ve TPP gibi görüşmelerde Türkiye olarak yer almamız gerektiğini ve hakkımız olduğuna inanıyoruz. AB ile tam üyelik müzakereleri yürüten Türkiye, Gümrük Birliği ile organik bağı olan Türkiye'nin bunu istemesinden daha doğal bir şey olamaz. Kaldı ki Türkiye ile AB'nin Gümrük Birliği Anlaşması bir kenarda dururken bununla ilgili tam edilgen haldeyken AB'nin 3. ülkelerle imzalayacağı her türlü anlaşmayı kabul etmek zorunda olduğu zemin dururken TTIP'nin hayata geçirilmesi Türkiye olarak kabul edilebilir değildir" diye konuştu.
Türkiye'nin son 12 yılda ekonomik anlamda çok büyük mesafe katettiğini aktaran Zeybekci, "Türkiye hammadde ve enerji dünyasının hakimiyetinin başkalarında olduğu, tüketim ağlarının kontrolünün başkalarında olduğu bir ekonomik dünyada ortada üretim bandında fason üretim mantığıyla bu gelişmeleri sağlamıştır. 2023 hedeflerinin gerçekleştirileceği süreçte Türkiye, kültür coğrafyasını çok önemseyecektir. Kültür coğrafyası dediğimiz Orta Asya, Kafkaslar, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Balkanlar ve AB coğrafyasında son derece önemli adımlar atmayı tercih edecektir. Bu girişimlerle Türkiye hammadde ve enerji ihtiyacını sürdürülebilir şekilde kontrol etmekle istekli ve talepkar olacaktır" şeklinde konuştu.
- "Türkiye kalıcı sermaye yatırımlarının önünü açmak için cesur adımlar atacaktır"
Türkiye'nin aynı şekilde kültür coğrafyasında tüketim alışkanlıklarını belirleyen ve tüketim ağlarını da kontrol etmek isteyen bir girişim içinde olacağını, Türkiye'nin bir çok ekonomik göstergede AB ülkelerinin bir çoğundan daha iyiyken cari açık probleminin kendisi için önemli olduğunun farkında olunduğunu vurgulayan Zeybekci, "Türkiye'nin önümüzdeki dönemde ihracata dayalı büyümeyi tercih ederken aynı zamanda tasarruflarındaki düşüklüğünün farkındadır. Türkiye dış dünyadan kalıcı sermaye yatırımlarının önünü açmak için cesur adımlar atacaktır. Türkiye gelişmiş ekonomilerdeki tasarrufları Türkiye'ye çekmek, yatırım yapmak ve onlarla beraber 3. coğrafyalarda yatırım yapmak ile ilgili önemli adımlar yapacaktır. Bu Türkiye'nin önümüzdeki dönemde ekonomik görüşmelerle ilgili atacağı adımların şifreleridir" dedi.
Zeybekci, dünyanın gelecek dönemde sağlıklı ekonomik gelişmeler yaşayacağını ve gelişmekte olan ülkelerin de dünya ekonomisinde aktif rol oynayacağını belirterek, "Dünyadaki gelir ve gıda dağılımının, enerji kullanımının daha adil bir yere doğru yöneleceğinin altını çizmek istiyorum. En azından bu dileklerimizin ve temennilerimizin dua niteliğinde tekrar etmek istiyorum" dedi.
Türkiye olarak G-20 platformunu son derece önemsediklerini ifade eden Zeybekci, şöyle devam etti:
"Türkiye olarak G-20 platformunu da son derece önemsiyoruz. G-20 platformunun ekonomik kriz döneminde son derece önemli hale geldi. 'G-20 üyesi ülkelerinin önümüzdeki ekonomik krizin biraz rahatlamasıyla öneminin kaybedeceğini' düşünenlerle aynı görüşte değiliz. Biz G-20 platformunun bir şans olduğunu ve önümüzdeki dönemde güçlü bir şekilde yer almaya devam edeceğini düşünüyoruz. Türkiye olarak başkanlığı alacağımız dönemde de çok büyük katkı sunacağız."
Dünyada DTÖ toplantıları ve dokümanlarıyla, Bali toplantıları ve Doha, AB'nin müzakerelerinde ve dokümanlarında malların serbest dolaşımı anlaşmaları ve tavsiyelerinin olduğunu belirten Bakan Zeybekci, bu tavsiyelerin ihlal edildiğini vurguladı.
Zeybekci, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türk sanayi ürünlerinin AB içinde kayıtsız ve şartsız serbest olması gerektiği, asla engellenemeyeceği birçok yerde bahsedilmiş olmasına rağmen bazı ülkelerin Türk ihraç ürünlerinin taşınmasında kotalar konulmasının, en son Bulgaristan'ın 2 hafta boyunca Türk ihraç ürünlerini ve onbinlerce taşıma aracını bloke etmesinin kabul edilebilir olduğunu zannetmiyoruz. Türkiye olarak biz adil olduk. Türkiye olarak bundan sonra enerji taşınmasında, enerji aktarılmasında, deniz yolu, demir yolu ve kara yolu ile dünyanın ticaretini serbestçe yapmasında sonuna kadar açık olacağız ve destekleyeceğiz. Yakın coğrafyamızın da aynı hassasiyette olmasını bekliyoruz."
(Son)