Erdoğan, ATV ve A Haber televizyonlarının ortak yayınında soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Erdoğan, "Meydanları nasıl görüyorsunuz. Seçim ortamını nasıl buluyorsunuz? Yasa dışı dinleme ve paralel yapı tartışmaları, oy oranınızı, oy tabanınızı nasıl etkiliyor? Dün Aksaray'da önemli bir kitle BDP'lilere saldırdı. Dün de Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Van Muradiye'de saldırıya uğradı. Seçim öncesi provokasyon riski görüyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:
"Bugün tabii Elazığ ve Malatya'daydık. Gerek Elazığlı vatandaşlarıma gerekse Malatyalı vatandaşlarıma özellikle çok çok teşekkür ediyorum. Hakikaten Elazığ'da bugün bambaşka heyecan, coşku vardı. Benim Elazığ'a bugüne kadar Başbakan olarak 14. veya 16. gidişimdi. Bütün bu gidişlerimde gördüğüm ilgi ve alakanın çok çok fevkinde ilgi ve alaka vardı ve biliyorsunuz gakkoşların coşkusu, heyecanı farklıdır. Gakkoşlar da bize bugün onu caddelerde, yollarda çok açık genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle gösterdiler. O coşku, heyecan bir şeyi gösteriyordu. Yani bu paralel yapı meselesi, halkı birbirine çok farklı şekilde kenetlemiş. Bayanların coşkusuna bakıyorum, çok ciddi kenetlenmişler. Gençler öyle."
"Malatya tarih yazdı bugün" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yani resmi rakamlara bakılırsa, emniyetin söylediği rakamlar 100 bin kişi. Uçsuz bucaksız, gerçekten tıklım tıklım dolu meydan. Malatya'da da benim çok sık yaptığım mitingler vardı. Bu meydanı yanılmıyorsam ikinci defa kullandık. Bu meydanda da bundan önceki mitinge göre, çok daha farklı bir katılım vardı, çok daha büyük bir coşku vardı. Zaten paralel yapıya girmeden meydan, yani birinci, ikinci, dediğiniz zaman, üç kafadarın üçüncüsünü zikretmeden meydan hemen tepkisini ortaya koyuyor. Orada da coşku heyecan çok çok farklıydı. Vatandaş enteresan sloganlar uydurmuş. Nereden bulmuşsa. Pankartlar çok çok farklı. Yine kendileri bakıyorsunuz, pankartlar hazırlıyorlar, onlarla meydana geliyor. Tabi insan hakikaten bunları görünce, o duygu, o tepki çok çok farklı."
-"30 Mart akşamı zaten montajı görecekler"
"Öbür taraftan da bakıyorsunuz, muhalefet ikide bir fotomontaj, photoshop filan diyor. Hepsi ortada işte. hepsi Malatya'da meydanda, Elazığ'da meydanda" ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Demekki bunların montaj tekniği çok çok farklı. Bulamadıkları şeye hemen montaj diye yapıştırma yapıyorlar. Onlar onunla oyalana dursunlar. Biz yolumuza aynı şekilde devam ediyoruz. 30 Mart akşamı zaten montajı görecekler, photoshopu görecekler. Milli irade sandıkta en güzel şekliyle tecelli ederek gerekli cevabı en güzel şeklinde verecek."
Başbakan Erdoğan, seçim öncesi provokasyon riski görüp görmediğinin sorulması üzerine de sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doğrusu ben bu tür şeyleri beklemiyorum ama olmaz da diyemeyiz. Niye? Çünkü gittikçe hırçınlaşma var. Örneğin İstanbul'da Trabzonlular gecesinde, düşünün, yani sizi kabullenmiyor, toplum ve siz çıkarken oradan birisi belki laf da atmış olabilir ama kalkıp da siz ona yumruk atarsanız bir siyasetçi olarak bunun nasıl bir hazımsızlığı meydana getirdiğini, ortaya koyduğunu orada görmüş oluyoruz. Bu şunu getirir demek ki yaptırdığınız kamuoyu araştırmalarında vesaire beklediği neticeyi göremeyince artı bir hırçınlaşma başladı. Ertesi gün de Eyüp'de yine konuşma yaparken, bir tane vatandaş alkışlamıyor, alkışlamayınca 'teneke gibi orada niye duruyorsun, çek git' diyor. Alkışlar veya alkışlamaz. Sen Trabzonlular gecesine geliyorsun. Ondan sonra da bugünkü gazetelerde açıklamalarına bakıyoruz, diyor ki o zaten AK Partili diyor. Fatih Belediyesindeki AK Partili belediye başkan yardımcısının kardeşi, diyor. Olabilir, adam Trabzonlu. Adam Trabzonlular gecesine geldi, CHP'liler gecesine gelmedi ki. Dolayısıyla Trabzonlular gecesinde orada her siyasi partinin mensupları vardır. Ama sen İstanbul'a eğer belediye başkanı olmaya karar vermişsen, sen tüm İstanbulluların belediye başkanı olacaksın. CHP'lilerin belediye başkanı olmayacaksın. Dolayısıyla mesajını buna göre vermek zorundasın. Ama sen ilk elde bir defa kaybettin işi. Niye? Dedin ki, o AK Partililerin. Sen AK Partililerin belediye başkanı olmayacak mısın? Böyle bir mantık olmaz. Böyle bir ilişki olmaz. Bu tabii bir sertleşmeyi getiriyor. Ama bazı illerden verdiğiniz örnekler ki aynı şey mesela Karedeniz'de olmuş, Rize'de, Trabzon'da olmuş. Tabi nasıl oldu, niye oldu, neden dolayı böyle bir tablo orada meydana geldi, bilemiyorum ama siyasetin içinde zaman zaman bazı yerlerde biz bunları yaşadık. Ben de bundan önceki seçimlerinde Hopa'da benzer bir şeyi yaşamıştım. Temenni ederim ki bu tür şeyleri yaşamayız, gayet güzel demokratik bir şekilde sandıklara gitme fırsatı buluruz ve sandıklardan en güzel şekilde, en güzel neticeyi layıkı neyse sağlam irade olarak alırız."
-Başbakan Erdoğan'ın Mustafa Koç ile görüşmesi
Başbakan Erdoğan, başka bir gazetecinin, "Bildiğim kadarıyla sizden randevu isteyen bir takım insanlar kuyrukta bekliyor. Ünlü medya patronuna randevu vermeyeceğinizi, söylediniz. Mustafa Koç'a da şu ana kadar talebe rağmen randevu vermiyordunuz. Mustafa Koç'un Fethullah Gülen ile neler konuştuğu Hürriyet'te verdiği röportaj yayınlandığı gün siz de onu kabul ettiniz, Koç kardeşleri. Bir söylenti duydum, sizden randevu alabilmek için bir dış ülkedeki yüksek kişiden aracılık istemişler. Doğru mu?" şeklindeki soru üzerine de "Doğru ama ismini benden almayın" yanıtını verdi.
Gazetecinin, "Ben söylesem olur mu, Barzani. Yani Mustafa Koç'un sizle görüşmesi için ne tür bir ilişki anlamıyorum" sözleri üzerine, Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kendileri böyle bir ricada bulundular. Şimdi şöyle, tabii Koç Grubu'nun Kuzey Irak'ta da yatırımları var. Dolayısıyla bu yatırımlar sebebiyle herhalde orada bağlantıları oluyor ama bizim tabii aslında randevu olayı Ali Bey'den geldi. Ali Bey'den gelince dedim büyük ihtimalle Ali Bey yani son zamanlarda gerek Fenerbahçe vesaire gibi konularda benle görüşecek, dedim. Tabii Mustafa Bey ile ilgili konuda daha önceden olunca ben özel kalemime o zaman dedim ki 'ikisi abi kardeş beraber gelsinler. Geldiler, tabii biz açıkçası Hürriyet'teki o söyleşiye de hiç girmedik. Hiç o konuya da yani böyle böyle dediniz. Hiç ona girmedim. Sadece orada bizim şeyimiz, özellikle yapacakları yatırımlar noktasında konuşmalarımız oldu. Hatta Kuzey Irak ile ilgili konulara da yani girmedik. Ağırlıklı olarak şu anda Kocaeli Yeniköy'de bir büyük yatırımlarından bahsetti ki, o da 400-500 milyon dolar civarında yatırım. Mayıs ayında açılışına, yani ısrarla şahsımı, olmadığı takdirde temsil edeceğiniz bir bakan arkadaşın orada olması veyahutta malum Ford'un başındaki zat, o da gelecek dediler bir randevu verin dediler. Dedim buyursun gelsin randevu veririz dedik. Özeti bu."
Gazetecinin, "Uganda rafinerini alacaklar mıymış, gerçekten" soruna da Erdoğan, "Hayır onlara girmedik" yanıtını verdi.
Başbakan Erdogan, başka bir gazetecinin, "Aydın Doğan için Barzani ararsa herhangi bir imkan olabilir mi?" soru üzerine de şunları kaydetti:
" Aydın Doğan'ın işi zorlaştı. Yok o daha farklı yerleri devreye sokması lazım. Çünkü şu anda yayın politikalarıyla bi defa çok çok ahlaki olmayan yollara giriyorlar. Özellikle köşe yazarlarıyla vesaireleriyle yani hiç böyle bir ahlak, şu bu filan diye bir şey yok. Tamamen zaten paralel yapının adeta bir yayın organı gibi şu anda bir çalışmanın içinde. Köşe yazarları hakeza öyle. Ki bunların içeresinde birini ben geçenlerde deşifre ettim biliyorsunuz. Şu anda Meclis başkan vekillerinden hanımefendiyle aralarında geçen bir yine telefon dinlemesi olayından dolayı açtıkları mahkeme ve bunun neticesinde de buradan aldıkları cesaret ve bunları şey yaptım. Tabii birçok şey Anayasa, yasa ihlalleri oluyor. Anayasa ihlali oluyor. Bunu savunuyor. Bunu savunan gazeteyle nereye gidersiniz. Meclis'te bunlar yapılıyor, kalkıyor bunu savunuyor. Yasa ihlalleri yapılıyor ve bunları savunuyorlar. Şimdi bu insanlara biz kalkıp da buyrun gelsin de konuşalım iyi oluyor filan böyle bir şey diyemem. O bir defa yaradılışıma fıtratıma ters."
(Sürecek)