Başbakan Erdoğan, partisinin Eskişehir mitinginde yaptığı konuşmada, Adnan Menderes'in 1948'ten sonra, 26 Mayıs 1960'ta da Eskişehir'de miting yaptığını belirterek, 'Eskişehir'de valilik binasının balkonundan halka seslenecekti ama ses sistemi bozuldu. Provoke ettiler, o gece Eskişehir'de kaldı. Sabah Kütahya'ya giderken de derdest edildi, oradan da idama götürüldü. Kendisi ile birlikte Fatin Rüştü Zorlu ve Eskişehir'in evladı Hasan Polatkan da idam edildi" dedi.
30 Mart'ın aynı zamanda, Menderes'in de Hasan Polatkan'ın da Fatin Rüştü Zorlu'nun da on yıllar sonra hesabını sorma günü olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Merhum Menderes, muhalefetin çirkin tavrını, bir kısım medyanın kışkırtıcı tavrını eleştirmişti, gençlerin sokağa dökülmelerini, tahrikleri eleştirmişti. Şunları söylemişti: 'Bu hadiseler seçim yoluyla değil, zorlama yoluyla iktidara gelmenin imkan dahilinde olup olmadığını yoklamak isteyenlerin teşebbüs hareketleridir. Bugün de aynısı değil mi? Bugün de sandıktan çıkamayacağını anlayan CHP iftiralarla üzerimize geliyor. MHP aynı şekilde. Ben bir yıl kadar önce 'Kılıçdaroğlu'nun ve Bahçeli'nin ismini anmayacağım' demiştim. Fakat, son ahlaki olmayan iftiralarından sonra artık bu iş dayanılmaz hale geldi. Bunlara başta çakma Kemal olmak üzere, gereğini yapacağım. Niye? Çünkü hep elele verdiler, bugün attıkları iftiralar yenilir yutulur değil. "
Başbakan Erdoğan, "Bir kaç mitingimizde bazı belgeler gösterdim. Çakma diyorum ya yalan, dolan, talan kimde, görmeniz için bunu getiriyorum" diyerek bazı belgeler gösterdi.
Bir belgeyi gösteren Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kastederek, "Ne diyor burada biliyor musunuz? 'Başbakanı dinleyen hangi derin devlet? diyor. Bugün ne diyor? Senin beraber yürüdüğün para yapı, bay Kılıçdaroğlu, onlar, onlar, dün her türlü hakareti yapıyordun, şimdi seviyorsun, okşuyorsun" dedi.
Erdoğan, Eskişehir'de 27 mayıs ihtilalinden sonra dağıtılan bir belgeyi gösterdi.
"Bu belgede ne diyorbiliyor musunuz?" diyen Erdoğan, "30 Mart seçimlerinde CHP mi diyeceksiniz, CHP'nin buradaki büyükşehir belediye başkanı zatı mı oylayacaksınız, yoksa demokrasiyi mi oylayacaksınız? Size onun belgelerini açıklıyorum" dedi.
Erdoğan, belgede, "Ankara'daki bütün Hükümet erkanı ve Demokrat Parti başkanları yabancı memlekete kaçarken yakalanmışlardır. Beraberlerinde 12 uçak dolusu altın, mücevherat ve parayı kaçırmakta iken yakalandılar. Sabık Başbakan Adnan Menderes ve sabık Reisi Cumhur Celal Bayar, askeri kumandanlık tarafından tevkif edilmiştir. Matbaası olan herkes, bu havadisi basıp yayınlamalıdır, vatanseverliğinize hitap ediyoruz. Demokrat Parti il, ilçe ve bucak başkanlarının kaçmalarına mahal vermeden tevkif edilmelerini ve askeri kuvvetleri gelinceye kadar salınmamalarını rica ederim. Eskişehir Örf ve İdare Komutanı Tuğgeneral Bedii Kireçtepe" denildiğini kaydetti.
Bu iftira belgelerinin Eskişehir'de dağıtıldığını belirten Erdoğan, "12 uçak dolusu altın mücevherat. Düşünebiliyor musunuz?" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve yardımcısının bu belgeye sahte dediğini belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve genel başkan yardımcısının tarihlerinden utanarak inkar ettikleri bu bildiriyi, CHP'nin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in kendi gazete matbaasında bastığını söyledi. "Bunların birbirinden ve kendi tarihlerinden haberleri yok" diyen Erdoğan, Yımaz Büyükerşen'in 27 Mayıs ihtilalinde Eskişehir'de gazeteci olduğunu ve darbecilerle işbirliği halinde olduğunu kaydetti.
Erdoğan, "Şimdiki belediye başkanını 27 mayıs sabahı askerler evinden aldılar ve sevinçle kucaklaştılar. Gece gazetenin matbaasını kendisi açtı. Bu bildiriyi kendisi çoğalttı. Bu iftira dolu belgeyi de kendisi ve arkadaşları dağıttı. CHP'nin Türkiye siyasetindeki yeri 1950'den beri hep bu olmuştur. CHP sandıktan çıkamayacağını, milletin teveccühünü kazanamayacağını bilir, işte böyle iftiralarla, ithamlarla, yalanlarla, dolanlarla montajlarla işi idare ederler" dedi.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in, "Zamanı Durduran Saat" adlı kitabını kürsüde gösteren Erdoğan, "Zamanı Durduran Saat diye bir eseri var. Üzülüyorum, reklamı olacak tabii ama sakın almayın. Yani ben burada şimdi bunu söyledim diye satın almayın. Bir de para kazandırmayalım. Aman. Şimdi sizlere az önce okuduğum, dağıtılan şu tebliğ, işte kendi kitabının içerisinde de var. Şimdi bu demokrasi düşmanlarına, kalkacağız, bu ihtilal yanlısı kişilere biz kalkıp da Eskişehir'de oy mu vereceğiz?" dedi.
Bir belge gösteren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bitmedi. Bu genel müdür, Kılıçdaroğlu, burada, 'Başbakanın dinlenmesi çok vahim bir olay' diyor. Bizi kriptolu hatlardan dinleyen bu adamların o dinlemelerini sen hangi yüzle, Anayasa ve yasalara aykırı olarak çıkıp ta Meclis'te Anayasa, yasal suç işliyorsun ve meydanlarda bunları sen nasıl dinletirsin ya. Bunlar montajı da doğru olanı da yalan olanı da hepsi sende var. Bak Kılıçdaroğlu. Sen benim merhum anneciğimi ağzına dolayacak bir kalitede değilsin. Benim anacağımı ağzına dolayacak bir kalitede değilsin. Senin karakterinin, cibiliyetinin ne denli bozuk olduğunu bu ifadeler zaten ortaya koyuyor."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, "Sen benim evlatlarıma haramdan bahsedecek kalite de değilsin" diye seslenen Erdoğan, "Senin yolsuzlukların herşeyin ispatıdır. Sen şu anda yanında taşıdığın Rahşan affıyla çıktın, kurtardın. Eğer Rahşan affı olmasıydı sen de içeride olacaktın. Sen montajların, dublajların, kasetlerin getirdiği bir genel müdürsün. Eğer o kasetler olmasaydı sen bugün yoktun. Bu kasetlerle önceki genel başkanının, görüntülerle ortaya çıkarılmış olan o video kaseti sayesinde oraya geldin. Halef selef durumunda olduğun zat, hala 'elindeki belgeleri açıklasın' diyor. Ben ne belgesi açıklayacağım? CD ortaya çıktı, yayınladılar. O video kaseti yarım saat içinde, Meclis'te bizzat bakanıma talimat vererek durduran insan benim. Bana teşekkür etmen gerekirken, utanmadan 'hala elindeki belgeleri açıklasın' diyor. Bunu CHP'nin ve MHP'nin diğer adamları için de yaptık. Hepsine elimden gelen bu desteği verdim. Neden? Çünkü inancımın gereği bu, bizim medeniyet anlayışımız bu" diye konuştu.
(Sürecek)