Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayına avukatıyla gelen Mustafa Suver, Sarıgül'ün ve korumlarının kendisini darbettiği iddiasıyla hazırladığı suç duyurusu dilekçesini, İstanbul Cumhuriyet Savcılığına verdi.
Savcılıktaki işlemlerinin ardından adliye çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Suver, "Rencide olduğum için, medyaya düştüğümden dolayı mecbur kaldım, suç duyurusunda bulundum. Bundan sonra adalet devam edecek, adalet önünde hesaplaşırız" diye konuştu.
Sarıgül'ün, görüntülerde böyle olayın yaşanmadığını iddia ettiği yönündeki soru üzerine Suver, şunları söyledi:
"Zaten onun şekli belli. Eğer bana vurmadıysa, Allah şahidimdir. O da Allah'a hesap verecek. Hakkımı helal etmiyorum. Bana provokatör diyor. Eğer ben provokatörlük yapsaydım 4-5 bin hemşehrim vardı. Bağırır, çağırır medyayı oraya toplardım. Medyaya çıkacağımı da bilmiyordum. 2-3 gün geçmesinin ardından medyada gördükten sonra konuştum. Yoksa benim onunla ne şahsi bir husumetim var, ne bir işim var. Beni rencide etti. Beni mahvetti, medyaya çıkardı. Ben medyatik adam değilim ki."
-'Ne tehdit, ne de özür var'
Bir gazetecinin, "Sarıgül, 'O sıradan bir vatandaş değil, siyasi parti görevlisinin akrabası' diyor. Bu iddiaya ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine Suver, herhangi bir siyasi parti ile ilişkisinin olmadığını söyledi. Suver, "Benim hangi siyasi faaliyette bir işim varsa tespit etsin çıkarsın. Ben oraya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için gittim. Başkasını da tanımıyorum. Ben provokatörün ne olduğunu da bilmiyorum. Benim secerem belli. Karakol, mahkeme, savcılık tanımam" diye konuştu.
Bir belediye başkan yardımcısının kardeşi olduğu iddiasına ilişkin soruya da Suver, "Benim kardeşim değil, akrabam. Soyadım tutuyor" yanıtını verdi.
Suver, bu süreçte kendisini ne CHP ne de AK Parti'den kimsenin aramadığını, hiç kimseden ne tehdit ne de bir özür gelmediğini ifade etti.