Tunus'u ziyaret eden Andersen, AA'nın sorularını yanıtladı.
Andersen, yatırımcılar ve ülkeler için gelecekte çözüm teşkil eden Afrika'nın, büyük ekonomik potansiyelinin önemine dikkati çekti.
Afrikalı ve yabancı yatırımcıların kıtanın ekonomik potansiyeline yeterince ilgi göstermediğine işaret eden Andersen, birçok ülke ve yatırımcının kuzeye, gelişmiş ülkelerin pazarına yönelme eğilimi olduğunu, halen Sahraaltı Afrika'sıyla ilgilenmediğini vurguladı.
Bazı ülkelerin, Fas örneğindeki gibi, ekonomik ve ticari misyonları artırarak Afrika'yı fethetmeye başladığını ifade eden Andersen, diğer ülkelerin yatırımlarını ve Afrika ile ticari ilişkileri geliştirmek için bundan ilham alabileceğini söyledi.
Afrika ülkeleri arasındaki ticaretin de geniş perspektifler sunduğunu kaydeden Andersen, Dünya Bankası'nın bu ülkeler arasındaki ticari ilerleme ve ekonomik entegrasyon çabalarını desteklediğini belirtti.
Andersen, çatışma ve savaşlara sahne olan Sahel bölgesinde sorunlar olduğunu ancak uzun vadede bu bölgede de kıtanın geri kalanı gibi ekonomik gelişme, istihdam ve varlık yaratma fırsatları olacağına vurgu yaptı.
Dünya Bankası'nın özellikle 'Arap Baharı" yaşanan ülkelerin ekonomik perspektiflerine ilişkin Andersen, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın oldukça farklılık gösterdiğini belirtti. Suriye krizinin Suriye ekonomisine, halkına ve özellikle komşu Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak'a etkilerinin yadsınamayacağı değerlendirmesinde bulunan Andersen, 'Arap Baharı ülkelerinde' ilk zamanlarda ekonomik düşüşün görüldüğünü ve bunun normal olduğunu kaydetti. Andersen, 'Bu ülkelerde önlemler alınmalı ve yatırımın dönüşünün sağlanması, özel, yerel ve yabancı girişimcilerin cesaretlendirilmesine yönelik adımların atılması gerekli' dedi.
Mağrip ülkelerinde ekonomik entegrasyon konusunda Dünya Bankası'nın özel planları olup olmadığına ilişkin soruya da Andersen, bunun uzun bir yol olduğu, ekonominin dışında başka boyutların da göz önüne alınması gerektiği yanıtını vererek, 'Mevcut duruma gelmek için Avrupa Birliği'nin 100 yılda aldığı yola bakın' ifadesini kullandı.
Libya'yı ziyaret ettiğini ve burada Tunus deneyiminden çıkarım yapıldığını, aynı dil, tarih ve ortak noktaları paylaştığı için iki ülkenin çok yakın olduğunu ve burada entegrasyon ve öğrenme konusunda büyük bir fırsat bulunduğunu söyledi.
Andersen, önceliklerini belirlemenin Tunuslulara düştüğünü de belirterek, Dünya Bankası'nın 3 yıl için Tunus'a 3 milyar dolar destek sağladığını vurguladı.