Dolar

34,9493

Euro

36,6369

Altın

3.003,29

Bist

10.011,07

Borsa İstanbul, İslami Finans Konferansı'na evsahipliği yaptı

Borsa İstanbul, İslami Finans Konferansı'na evsahipliği yaptı

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-03-03 11:34:47

Borsa İstanbul, İslami Finans Konferansı'na evsahipliği yaptı
Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan, dünyada İslami finansta yönetim altında bulunan varlıkların toplamının 2012 sonu itibariyle 1,6 trilyon dolar olduğunu belirterek, "Küresel finansal sistem içinde İslami finansın payı sadece yüzde 1,6 düzeyinde ve potansiyel müşterilerin yüzde 80'i hala İslami finansa katılmamış durumda" dedi.

Borsa İstanbul Araştırma Bölümü tarafından organize edilen İslami Finans Konferansı serisinin ilki "Katılım Modelinin Finansa Etkileri" temasıyla, Borsa İstanbul'un ev sahipliğinde, Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası (IDB), Global İslami Finans Üniversitesi (INCEIF), IDB İslami Araştırma ve Eğitim Merkezi (IRTI), Kuveyt Finans Kurumu, Durham Üniversitesi ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın işbirliğiyle gerçekleştirildi.

Konferans öncesinde, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan, Lüksemburg Borsası Üst Yöneticisi (CEO) Robert Scharfe, İslam Kalkınma Bankası (IDB) Hazineden Sorumlu Başkan Yardımcısı Abdul Aziz Al Hinai, Global İslami Finans Üniversitesi (INCEIF) CEO'su Daud V. Abdullah'ın katılımıyla gong töreni düzenlendi.

İbrahim Turhan, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, İslami finansın geleceği açısından önemli bir aşamada bulunulduğu belirterek, İslami finans konusunda bütün dünyada özellikle son global finansal krizin ardından farkındalığın arttığını ifade etti.

Söz konusu küresel finansal krizin, finans piyasalarındaki bazı yapısal sorunları açığa çıkardığına işaret eden Turhan, "Bu aşamada, mali piyasalar İslami finansın varlık temelli özelliğini yeniden keşfetti ve sermaye piyasaları ile reel piyasalar arasında gittikçe kaybolan bağı İslami finansta bulabileceklerine inandı" dedi.

Dünyada İslami finansta yönetim altında bulunan varlıkların toplamının 2012 sonu itibariyle 1,6 trilyon dolar olduğunu aktaran Turhan, bunun 150 milyar dolarlık kısmının 1990'da mevcut olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bugün ulaşılan boyutun bu alandaki gelişmeyi gösterdiğini söyledi.

İslami finansın geleceğinin oldukça parlak olduğunu belirten Turhan, "Yakın zamanda yayımlanan bir rapora göre bu alanda son 10 yılda yüzde 12,5'luk bir büyüme oldu. 2020 yılında ise varlıkların boyutunun 6,5 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Ancak yine de merdivenin çok alt basamaklarındayız. Küresel finansal sistem içinde İslami finansın payı sadece yüzde 1,6 düzeyinde ve potansiyel müşterilerin yüzde 80'i hala İslami finansa katılmamış durumda. Ürün miksinin genişletilmesi, insan sermayesi kapasitesinin artırılması, gerekli hukuki düzenleme ve standartların oluşturulması ve İslami finans konusunda farkındalığın artırılması bizim gerçekleştirmemiz gereken görevlerdir" diye konuştu.

- Son 3 yılda 7,2 milyar dolarlık sukuk ihracı yapıldı

Türkiye olarak bu konudaki potansiyellerinin ve sorumluluklarının farkında olduklarını dile getiren Turhan, bu konuda potansiyelin harekete geçirilmesi için önemli adımlar atıldığını ve finans piyasalarında daha sürdürülebilir bir ortamın oluşturulmaya çalışıldığını söyledi.

İslami finansın desteklenmesinin Türkiye'de Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan 10. Kalkınma Planı'nın bir parçası olduğuna dikkati çeken Turhan, "Sayın Başbakan Yardımcısı Ali Babacan en az bir devlet bankasının çok yakında İslami finans operasyonlarına başlayacağı müjdesini verdi. Hükümet, 2012'de sukuk ihracına ilişkin kriterleri belirledi. Sermaye Piyasaları Kurulu (SPK) 2013'ün Haziran ayında her türlü sukuk ihracına izin veren düzenlemeyi yürürlüğe koydu. Ayrıca destekler, sukuktaki satma ve geri kiralama faaliyetleri için vergi muafiyetiyle pekiştirildi. Türk yetkililerin verdiği destek sayesinde son 3 yıl içinde 18 sukuk ihracı yapıldı ve 7,2 milyar dolar toplandı. Bütün bunlar Türkiye'deki sermaye piyasasının büyük dönüşümünün bir parçası ve bunda da İslami finansın payı çok büyük" değerlendirmesinde bulundu.

Mevcut durumda Hazine'nin ihraç ettiği 5 sukukun Borsa İstanbul'da alım satımının yapıldığını ve bunların 2013 yılında 662 milyon dolarlık bir alım satım hacmine ulaştığını aktaran Turhan, Borsa İstanbul'da İslami kurallara uygun 3 adet endeks olduğunu, 4 adet de fonun mevcut bulunduğunu dile getirdi.

Emtia piyasalarında da gerekli düzenlemelerin oluşturulduğunu anlatan Turhan, şöyle devam etti:

"Maden piyasaları özellikle İslami finans koşullarına uygun olarak gözden geçirildi ve böylece katılım bankaları Borsa İstanbul'da buna göre işlemlerini gerçekleştirebilecek. Şu anda ekibimiz çok yoğun bir çalışma içinde. Bu yılın sonundan önce Borsa İstanbul demir sözleşmeleri için bir alım satım ortamı oluşturacak ve bu fiziksel teslimata dayalı bir sözleş olacak. Böylece İslami kurallara uygun işlemlerin de bu sözleşmelerden faydalanması mümkün olabilecek. Ayrıca bankalar değerli maden ve pırlanta piyasalarında da alım satım yapabilecek. Böylece emtia alanında murabaha enstrumanları mümkün olabilecek.

İstanbul'da Dünya Bankası'nın İslami Finans Geliştirme Merkezi'nin açılması da Türkiye'yi bu bölgede elverişli bir konuma getirmektedir. Know-how paylaşımının yanında bu merkezin bir amacı da kurumsal çerçevenin güçlendirilmesine katkıda bulunmak, farkındalığı artırmak ve iş uygulamalarının standartlaştırılmasını sağlamaktır. Bu dönüşüm sürecinin kökenleri sadece 3 yıl öncesine dayanıyor ve henüz önümüzde aşmamız gereken çok uzun bir mesafe var. İstanbul Finans Merkezi inisiyatifine uygun olarak biz de İstanbul'u önde gelen bir İslami finans merkezi haline getirmek için çalışıyoruz. Bu konuda İstanbul ideal bir konuma sahip."

Turhan, 19. yüzyılda İstanbul'da "Mecelle-i Ahkam-ı Adliye" adında İslami finans mevzuatı üzerine bir çalışma yapıldığını belirterek, bölgenin bu konuda geçmişini canlandırmak ve zenginleşmesi için yeniden yapılması gereken çok çalışma olduğunu söyledi.

İslami finans ürünlerini yeniden Türkiye'de toplamanın sadece Türkiye ekonomisini güçlendirmek açısından değil bölge açısından da önem taşıdığını vurgulayan Turhan, "Bu konferansların önemli adımlar olduğuna inanıyoruz. Bu sayede İslami finans konusunda farkındalığın artacağını ve farklı alternatiflerin ele alınarak İslami piyasaların daha etkin ve verimli hale gelmesine katkıda bulunacağını düşünüyoruz. İslami finansman küresel piyasalara daha çok katkıda bulunabilir" dedi.

- "Şu anda dünyada ihraç edilmiş olan bin 800 sukuk var"

İslam Kalkınma Bankası (IDB) Hazineden Sorumlu Başkan Yardımcısı Abdul Aziz Al Hinai ise Amerika Merkez Bankası'nın (Fed) tahvil alımını azaltmasıyla başlayan yeni makro ekonomik sürecin, gelişen ülkeler tarafından yeni stratejilerle karşılanması gerektiğini söyledi.

Alternatif sermaye piyasaları ve yatırım enstrümanlarına dikkati çeken Hinai, "Kırılgan görünüme sahip ülkeler yeni teknikler geliştirmek zorunda. Yapısal reformlar yaparak dışarıdan sermayeyi cezbetmek durumunda. Sermaye akışlarındaki azalma küresel yatırımcıların riskten kaçınmasının bir sonucu ve bu, gelişmekte olan zaaf olarak görünen noktaların artmasından kaynaklanıyor" diye konuştu.

Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişen ülkelerin birçok avantaja sahip olduğunu dile getiren Hinai, "Gelişen ülkeler sermaye karşılığı çok iyi gelir sağlayabilirler. İslami sermeye piyasaları bu açıdan önemli bir yere sahip. İslami finans, reel ekonomiye bağlı bir sektör" dedi.

İslami finansman yöntemlerinin faize dayalı işlemleri engellediğini vurgulayan Hinai, İslami finansa dayalı oluşturulan sermaye yapısının çok daha istikrarlı olduğunu kaydetti. Bu sermaye yapısının kalkınmaya önemli bir katkı da sunduğunu aktaran Hinai, şöyle konuştu:

"Bu sermaye yapısı daha çok reel olarak oluşturulmuş projelerle ilgili olduğundan, köprü, santral yapımı gibi projelerle bağlantılı oluyor. Bu piyasanın en önemli tarafı da oldukça kısa bir süre içinde çok ciddi bir büyüme göstermiş olması. Örneğin sukukların saygın bir varlık sınıfı olarak çok ciddi bir büyüme kaydettiğini görüyoruz. Sukuklar, orta ve uzun vadede likidite yönetimi açısından önemli araçlar haline geldi.

Sukuk şu anda birçok uluslararası bölgede de rezerv olarak kabul ediliyor. Şu anda dünyada ihraç edilmiş olan bin 800 sukuk var. Bunların tutarı 300 milyar doları buluyor. Talebin de mesela bu sene yüzde 3 artması bekleniyor. İslam Kalkınma Bankası grubu bu açıdan çok aktif olmuştur. Hem sukuk ihraç eden hem de sukuka yatırım yapan bir kuruluşuz ve 3-A reytingli sukuk programımızı 10 milyar dolara seviyesine kadar çıkardık ve sukuk portföyümüz de var yatırımcı olarak. En son benchmarkımız 1,5 milyar dolar kamu piyasalarında... Beklentimiz İstanbul'un da bölgesel bir İslami sermaye piyasaları merkezine dönüşmesi."

- "Türkiye hükümeti ve Dünya Bankası arasındaki işbirliğini de memnuniyetle karşılıyoruz"

Tüm sukuk çeşitlerinin yakın bir gelecekte Borsa İstanbul'da işlem görmeye başlayacağına inandığını aktaran Hinai, İngiltere gibi ülkelerin de bu piyasayla ilgili olduğunu hatırlattı.

Hinai, "İslami sermaye piyasaları çok önemli bir potansiyele sahip ve her tür ülkeye ve piyasaya açık. Biz IDB olarak bu konuda bütün ülkelere her türlü uzmanlığı, desteği sunmaya hazırız ve ayrıca Türkiye hükümeti ve Dünya Bankası arasındaki işbirliğini de memnuniyetle karşılıyoruz" diye konuştu.

Haber Ara