Vural, partisinin İzmir İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Hükümetin 17 Aralık sonrası yargıya yaptığı fiili, hukuki müdahalelerin, hukuk devleti ilkesi ve hukukun üstünlüğüne gölge düşürdüğünü öne süren Vural, "Bütün bu deliler ortadayken, bu süre içerisinde ayarlanmış yargı ile ortaya konulan bu irade millet vicdanında hiç bir anlamı yoktur. Sıfır hükmündedir. Biz de bu iradeyi sıfırlayacağız. Devran dönecektir ve bu konuda rüşvet ve yolsuzluk, haram para aklama çetesi için yeniden yargılanma yapılacaktır. Bu kararı verenler de yargılanacaktır. Türk milleti bir hesaplaşmaya gidecektir. Bu milletin hakkına, hukukuna, vicdanına el uzatanlardan hesap sorulacaktır" dedi.
28 Şubat'ın yıl dönümünde milletin iradesine bir kez daha darbe vurulduğunu iddia eden Oktay Vural, "Dün 28 Şubattı. 28 Şubat'ta milletin iradesine daha önce darbe vuranlar, tarihi tekerrür ettirmişlerdir. 28 Şubat'ta milletin malına, mülküne el uzatan haramzadeleri korumak ve kollamak için yargıya yine bir darbe yapmışlardır. Aslında 28 Şubat ruhu devam etmektedir. 28 Şubat'ta milli iradeyi çalanlar dün de milletin hukukunu çalmışlardır. Milletin vicdanını çalmışlardır" diye konuştu.
Yolsuzluğun başrol oyuncusunun Rıza Sarraf olduğunu dile getiren Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sarraf ve adamları tahliye edilmek suretiyle Türk milletinin yargısı ayaklar altına alınmıştır. Türk milletinin hukuku ayaklar altına alınmıştır. Milletin vicdanına hakaret edilmiştir. Bu süreç içerisinde yargıya yapılan müdahaleler sonuç vermiş, 17 Aralık sonrası başlayan adli kolluğa, polise ve savcılara yapılan müdahale, delilleri karartma, hukuk yoluyla fiili olarak yargıya yapılan darbe rüşvet ve yolsuzluk çetesinin korunmasına ve kollanmasına yol açmış ve netice vermiştir. Hukuk devleti için yüz karasıdır. Dünkü tahliyeler zorbalıkla, hukuk dışı fiili eylemlerle gerçekleşmiştir."
Tahliyelerle ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Hak yerini buldu" açıklamalarına tepki gösteren Vural, "Bunun adına yargılama değil, sıfırlama denir. Mahkeme başkanının izne ayrılması fırsat bilinerek yargıdan mal kaçırır gibi salınmış, adeta yangından yargı kaçırılmıştır. Gerçekten adalet ayaklar altına alınmıştır" dedi.
Tahliyelerle milletin aklıyla, vicdanıyla, hukukuyla alay edildiğini, milli vicdanın ayaklar altına alındığını savunan Vural, Rıza Sarraf'ın "konuşursam" diyerek tehditler savurduğunu dile getirdi. Vural, şöyle konuştu:
"Konuşmaması için görev yapılmıştır. Bu kadar savcı ve hakim dağıtıldıktan sonra, yerlerine yeni savcılar atandıktan sonra, deliller karartıldıktan, tapeler silindikten sonra milleti kandıramayacaksınız. İzmir savcısını arayıp 'bu soruşturmanın üzerini örteceksiniz' diye talimat veren Adalet Bakanı, polisi süren İçişleri Bakanı'ndan, hepsinden hesabı sorulacaktır. Buradan ilan ediyorum. Bütün bu deliler ortadayken, bu süre içerisinde ayarlanmış yargı ile ortaya konulan bu irade millet vicdanında hiçbir anlamı yoktur. Sıfır hükmündedir. Bizde bu iradeyi sıfırlayacağız. Devran dönecektir ve bu konuda rüşvet ve yolsuzluk, haram para aklama çetesi için yeniden yargılanma yapılacaktır. Bunları yargılayacağız. Bu kararı verenler de yargılanacaktır. Türk milleti bir hesaplaşmaya gidecektir. Bu milletin hakkına hukukuna vicdanına el uzatanlardan hesap sorulacaktır."
MHP olarak yargılanmaları, bu değerlendirmeleri, karartılmış delilleri ve şüphelilerin milletin gözünden kaçırılmasını kabul etmiyoruz. Bu bakımdan da bununla ilgili milletin yargısı tarafından bunlar tekrar yargılanacaktır ve bu hesap sorulacaktır. Milyar dolarların Haliç Kongre Merkezi'nin altına götürülüp götürülmediği, hangi işadamlarının haraca bağlandığı bütün bunlar delileriyle ortaya konulacaktır."
Vural, PKK'nın 30 Mart sonrasında Doğu ve Güneydoğu'da "özerklik inşa edeceğiz özerkliği inşa edeceğiz, özerkliği tescilleyeceğiz" dediğini ifade ederek, buna izin vermeyeceklerini söyledi.
- "İzmir'i yönetmeyi bırakıyor, kampanya yöneticiliği yapıyor"
İzmir'de belediye başkanlıklarıyla ilgili bir yarışın sürdüğünü, bu yarışın siyasi partiler arasında olması gerektiğine dikkati çeken Vural, İzmir Valisi Mustafa Toprak'ı eleştirdi. Toprak'ı AK Parti'nin kampanya yöneticisi olmakla eleştiren Vural, "Biz siyasi partilerle mi, devletin makamlarıyla mı rekabet edeceğiz? İzmir'i yönetmeyi bırakıyor, kampanya yöneticiliği yapıyor. Bu süreç içinde İzmir'in huzurunu bozacak her türlü girişimin sorumlusu vali olacaktır" dedi.
- "Tuz kokunca biz ne yapacağız"
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Vural, 17 Aralık sonrasında yaşanan olaylarla ilgili muhalefet partilerinin bir araya gelip somut bir adım atıp atmayacağıyla ilgili soruya, MHP olarak TBMM'ye gerekli soru önergeleri vererek somut adımlar attıkları cevabını verdi.
Vural, "Somut bir şekilde mücadeleleri sürdürüyoruz. Yargının olduğu yerde tuz kokmuştur. Tuz kokunca biz ne yapacağız. Onun için herkesi hukuka sahip çıkmaya çağırıyoruz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın Devlet Bahçeli ve Fethullah Gülen ile ilgili "Çocukları yok" yönündeki eleştirilerine ilişkin değerlendirmesinin sorması üzerine Vural, şu cevabı verdi:
"Milletin ailesiyle, çoluk çocuğuyla uğraşıyor. Sen hangi hakla insanların aileleriyle hüküm ifade ediyorsun. Sen önce kendine bak. İnsan sevgisini bir aile ya da evlat sahibi olmayla ilgili bir noktaya getirenler, bu zihniyette olanlara Ebu Cehil zihniyetini Peygamber efendimize ebter diyenlere karşı kevser havuzunu hatırlatıyorum. Bir insanın insan sevgisi olması için bu yorumu yapanlar ancak ırkçılardır. Milyonlarca çocuksuz aileyi rencide eden bir durumdur."
İzmir'in Urla ilçesinde geçen hafta meydana gelen olaylarla ilgili başka bir soru üzerine Vural, "Valiyi uyarıyorum. Bir provokasyon hazırlıkları organize bir şekilde İzmir'de huzuru bozmaya yönelik birtakım girişimler var. Bu konuda sorumluluk anlayışı içinde davranan vatandaşlarımızı kutluyorum. Bu tuzağa milletimiz düşmesin" dedi.
Bazı basın kuruluşlarının toplantıya katılmamasını sert bir dille eleştiren Vural, 17 Aralık sonrasında internette yayınlanan ses kayıtlarını da dinletti.