Kuşdilinin sosyal ve kültürel faaliyetler kapsamında Halk Eğitim Merkezinde (HEM) öğretilmesi talebiyle açılan seminer şeklindeki etkinlikte Kuşköy halkından 13 kişi 84 saat eğitim gördü. Seminerde damak ve dil kullanma, ıslak çalma, daha sonra ise kelimelerin ıslıkla söylenişi öğretildi. Seminer sonunda kelimeleri rahatlıkla ifade etmeyi başaran kişilere sertifika verildi.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Zafer Balcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi'ne aday olan kuşdilinin ilçede yaklaşık 400 yıldır kullanıldığını söyledi.
Kuşdilinin köyde az sayıda yaşlı kişi tarafından rahatlıkla kullanıldığını ancak yeni neslin kuşdilini iyi kullanamadığına işaret eden Balcı, "Kuşdilinin kaybolmaya yüz tutmuş kültürel miras olması nedeniyle gerekli yerlere kaymakamımızın öncülüğünde müracaatlarımızı yaptık ve seminer açtık. Seminerde 13 kişiye 84 saatlik kurs sonunda sertifika verdik, köy halkı atalarından kalma bir geleneği, kültürü tekrar yaşamış oldu" dedi.
- "Seminer kuşdiline yeni bir heyecan kattı"
Balcı, seminerde eğitimlerin köyde kuşdilini en iyi konuşan kişilerden seçtikleri bir usta öğretici tarafından verildiğini belirterek, "Önce dil eğitimi, damak eğitimi, sonra da ıslık çalma yöntemleri öğretildi. Daha sonra ise belirli kelimelerin kuşdili karşılıkları öğretildi" ifadelerini kullandı.
Seminerin kuşdiline yeni bir heyecan kattığını dile getiren Balcı, şunları kaydetti:
"Halk arasında yeni bir izlenim ortaya çıktı. Özellikle kursa katılan anne ve babalar kuşdili konuşma tarzını evlerinde de yaşatıyor. Artık sertifikalı kuşdilciler kendilerini rahatlıkla ifade edebiliyor. 13 kişi birbirleriyle rahatlıkla görüşebiliyorlar."
- Kısa konuşmalarda telefon kullanmaya gerek kalmadı
Seminere katılanlardan Mehmet Köçek (38) ise kursa gelmeden önce kuşdilini tam olarak konuşamadıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Artık kuşdilini uzun vadede konuşabiliyoruz. Mesela kursta kısa kelimeler öğrendik. 'Yarın bize çay kesmeye gel, yarın yaylaya gidelim, yarın kahveye gel, bahçeye inelim' gibi... Tarlada çalıştığımızda öğle oldu annemiz 'oğlum yemeğe gel' diyor, biz de gidiyoruz. Telefona gerek kalmıyor. Köyde bir de telefonun çekmediği yerler oluyor. Telefon çekmeyince de ıslıkla haberleşiyoruz."
