TEB, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) işbirliği ile "Dış Ticarette Kullanılan Ödeme Yöntemlerinde Yeni Dönem" konulu bir seminer düzenledi.
Leblebici, seminerde yaptığı konuşmada, geçenlerde Almanya'ya gittiğini, oradaki bankacıların Almanya'daki her bir firmanın ihracatçı olduğunu söylediğini kaydetti.
Türkiye'nin bu boyuta gelebilmesi için alması gereken çok yol olduğunu anlatan Leblebici, bu yolda bir takım risklerin de bulunduğunu belirtti.
Eskiden ihracat yapılan pazarlardaki firmaların güvenli olduğunu düşündüklerini söyleyen Leblebici, "Hala o alışkanlıklarla devam ediyoruz. İhracat yaptığımız ülkelerde yüzde 75 ile yüzde 80 arasında açık hesap ile çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de KOBİ'lerin de ihracat yapmaya başladığını aktaran Leblebici, Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 62'sinin KOBİ'ler tarafından yapıldığını dile getirdi.
Bunun büyük bir rakam ama aynı zamanda büyük bir risk olduğunu da vurgulayan Leblebici, şunları kaydetti:
"Biz zannediyorduk ki, Avrupa ekonomileri daima iyidir, buradaki firmalar batmaz, bize ödeme konusunda sorunlar yaşatmaz ve paramızı tahsil ederiz. Geçmiş dönemler, olayın aslında o kadar da basit olmadığını gösterdi. O zaman yapılması gereken nedir? Ödeme sistemlerini bir şekilde güvenli hale getirebilmek. Klasik ödeme sistemleri nedir? Akreditif... Akreditif maalesef çok pratik gelmiyor bizim ihracatçılarımıza. Pratik gelmediği için de o yöntemi tercih etmiyorlar. Tabi işin içinde maliyet unsuru da var."
Leblebici, ihracat sigortasının şu anda Türkiye'nin toplam ihracat rakamını karşılayacak boyutta olmadığını söyledi.
Piyasanın hem operasyonel kolaylık hem de banka güvencesi sağlayan bir ödeme yöntemine ihtiyacı olduğunu aktaran Leblebici, "Bu ihtiyacı karşılamak üzere sunulan yeni ödeme yöntemi BPO, ticari işlemlerin daha kolay ve daha pratik şekilde gerçekleşmesine olanak veriyor, banka destekli olması sayesinde de ihracatçılarımıza tahsilat güvencesi sağlıyor. BPO'nun dış ticaret yapan firmalarımıza operasyonel kolaylık, işlemlerin şeffaf takibi, ödeme güvencesi gibi önemli avantajlar sağlamasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
- "Bir banka için ihracat uzmanlık işidir, bunu her banka yapamaz"
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanvekili Ali Nedim Güreli de ihracatçıları alternatif pazarlara yönlendirmeye çalıştıklarını, ihracatçıların da yeni pazarlara açılma konusunda ciddi istekli olduğunu söyledi.
Türkiye'nin şu anda ihracat yapmadığı bir ülke olmadığını vurgulayan Güreli, "Bu iyi bir şey mi? İyi bir şey ama o yaptığımız ülkelere daha nitelikli ihracat yapıp, daha bakir ülkelerde öncelik almak TİM'in öncelikli hedefleri arasında" dedi.
Dünyada ihracatta 2 ödeme yöntemi kullanıldığını anımsatan Güreli, bunların mal mukabili ve akreditif ödeme yöntemleri olduğunu ifade etti.
Kısaca BPO diye adlandırılan akreditifin sağladığı güvence ve mal mukabilinin kolaylığını birleştiren yeni ödeme yönteminden bahsedileceğine işaret eden Güreli, "Açık hesap yöntemine banka güvencesi sağlanıyormuş. Bunun herhalde ihracatçıların ciddi şekilde istifade edeceği, memnun olacakları bir yöntem olacağını sanıyorum" şeklinde konuştu.
İhracatta çağı yakalamak, yeninin peşinden koşmanın çok önemli olduğuna dikkati çeken Güreli, bunun herkes tarafından bilindiğini ama Türkiye'nin kendine has bir metot bulup "ihracatta ne yapabilirimi" gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
Bir banka için ihracatın uzmanlık işi olduğunu vurgulayan Güreli, bunun her bankanın yapabileceği bir iş olmadığını da sözlerine ekledi.
Toplantıda konuşmalardan sonra TEB Dış Ticaret Merkezleri Danışmanı Abdurrahman Özalp, BPO sistemi ile ilgili bilgi verdi.
Buna göre, akreditifin güvencesini mal mukabilinin kolaylığı ile birleştiren, iç ve dış ticarette kullanılabilen yeni bir ödeme yöntemi olan BPO firmaların banka güvencesi taleplerine, teknolojinin yardımı ile cevap veriyor. Kağıt belge kaynaklı sorunları ortadan kaldıran sistem, aynı zamanda insan hatasını da en aza indiriyor.
