Bundesbank tarafından Frankfurt'ta düzenlenen "Finansal İstikrar ve Merkez Bankalarının Rolü" adlı sempozyumda konuşan Weidmann, Lehman Brothers'ın çöküşünün ardından geçen zamana rağmen, bir çok ekonominin hala ekonomik, politik ve sosyal anlamda sıkıntı yaşadığını söyledi.
Makro ihtiyati politikaları yaşanan krizlerin kazananı olarak değerlendiren Weidmann, "Bankacılık düzenleme ve denetlemeleri gibi makro-ihtiyati politikalar, özel kurumların sağlamlığının korunmasında hala gerekli. Ancak bu finans sisteminin tümünü korumaya yetmiyor. Sistemik finansal istikrar risklerinin yönetiminde de makro-istikrar politikası gibi ek araca ihtiyacımız var" diye konuştu.
- "Para politikası neşter yerine bir balyoz işlevi görüyor"
"Kısaca söylemek gerekirse finansal istikrar risklerini ele aldığımızda, para politikası neşter yerine bir balyoz işlevi görüyor" diyen Weidmann, para politikasının hazırlanması ve kullanılır hale getirilmesinin öncelikli hedef olması gerektiğini kaydetti.
Weidmann, finansal kurumların bir biriyle bağlantılı olduğunu ve birinin başarısız olması durumunda diğerini de beraberinde aşağıya çekebileceğini aktararak, şöyle devam etti:
"Eğer bu kurum büyük bir yapıya sahipse, sistemsel bir krize sebep olabilir ve finansal piyasalara önemli etkileri olabilir. Bu yüzden, 'batamayacak kadar birbirine bağlı' kavramı "batamayacak kadar büyük" kavramından daha uygun olabilir. Ancak bununla birlikte Lehman'ın iflasından 5 yılı aşkın zaman geçmesine rağmen, "batamayacak kadar büyük" problemi hala gerçek bir tehdit oluşturuyor"
