Dolar

34,9539

Euro

36,6311

Altın

3.011,78

Bist

10.023,43

'Dinleme iddiaları travma etkisi yarattı'

'Dinleme iddiaları travma etkisi yarattı'

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-26 09:07:50

'Dinleme iddiaları travma etkisi yarattı'
EFSUN YILMAZ - Yeniden Sosyoloji Derneği Başkanı Ali Köse, dinleme iddialarının toplumda paranoyaklık anlamında karşılık bulduğunu savundu.

Köse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, binlerce kişinin dinlendiği yönünde iddiaların basında çok sık yer aldığını ve toplumu da etkilediğini belirtti.

İnsanların sürekli gözetim altında olduğunu hissettiğini kaydeden Köse, "7 bin kişinin dinlendiği yönündeki haberlerin toplumda paranoyaklık anlamında karşılığı oluyor ve gözetim toplumu anlamına gelen panoptikon topluma doğru evriliyoruz" dedi.

Dinlenme kuşkusunun ciddi güvensizlik ve kaygıya neden olduğunu aktaran Ali Köse, şöyle konuştu:

"Güvensizlik ve kaygı sıradan insanlara sıçramış durumda. Operasyonlar kontrolsüz şekilde gerçekleşiyor ve bu da gerginliğe neden oluyor. Sürekli gözetildiğini düşünen kişi sağlıksız patolojik durumla karşı karşıya kalıyor. Asıl ciddi sorun, toplum ve bireyler arasında ciddi güvensizlik ilişkisinin doğmasına neden oluyor. Devlet ve bireyle arasındaki güvenilir ilişki de zedelenmiş durumda. Sadece hükümeti kast etmiyoruz çünkü hükümetin de kontrolünde olmayan durumlar söz konusu. Toplumsal tedirginliğin yanı sıra kişilere de ciddi psikolojik etkisi olacaktır."

Ali Köse, artık sıradan insanların da önemli konuları telefonda görüşmediğini sadece günlük sohbetler yaptığını dile getirdi.

- Psikolog Adanar: "Okulunuza ve işinize odaklanın"

Psikolog Armağan Pınar Adanar da insanların mutlu olması için fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini, bu ihtiyaçlar arasında kendini güvende hissetmenin de yer aldığını anlattı.

Dinlenme, ses kaydı tartışmalarının ardından insanların kendilerini güvende hissetmediğini dile getiren Adanar, şöyle konuştu:

"Şu anda olanlar insanların kontrolünde değil ve hayatımızın her alanını etkiliyor. İnsanlar da doğal olarak kendilerini güvende hissetmiyor. O zaman da kaygı düzeyi artıyor. Kaygı düzeyi yükseldikçe depresyon, anksiyete bozukluğu ortaya çıkıyor. Belirsizlik ortamı nedeniyle insanlar kontrolü eline almaya çalışıyor. Sosyal paylaşım sitelerinde paylaşım yapıyorlar ya da yürüyüş yapıyorlar, kendilerini güvende hissetmek istiyorlar. İnsanlar dinlendiği için değil, gelecekleri için korkmaya başlamış durumdalar. Öfkenin birikmesi sonucu şiddet ortaya çıkabilir. Bu durum devam ederse panik, anksiyete, kaygı bozukluğu, bipolar bozukluk ve paranoyaları tetikleyebilir. Antidepreson kullanımı da son dönemde artmış durumda."

İnsanların tartışmalara sağduyulu şekilde tepki vermesi gerektiğini aktaran Armağan Adanar, "İnsanların kendilerini güvende hissettiği yerlere, okula, işe odaklanması lazım. Sosyal paylaşım sitelerine yönelmemek lazım. Şu anda çok olumlu olmayan bir gündem var ama düzelecek. Sosyal destek grupları, arkadaşlarla görüşmek de faydalı olabilir" diye konuştu.

Yaşananların tüm Türkiye için travma olduğunu, travma sonrası stres bozukluğu yaşanabileceğini dile getiren Adanar, uyku bozukluğu , stres, mutsuzluk, konsantre olamama, hayattan keyif alamama sorunu yaşayanların yardım alması gerektiğini ifade etti.

- Psikiyatrist Uçar: "Paranoid özellikler artıyor"

Tartışmalar sonrası Türk toplumunda daha sık paranoid özelliklere rastlandığını dile getiren Psikaytrist Hüsnü Uçar ise günümüzde dayanışmanın azaldığını söyledi.

Mutsuzlukların ve umutsuzlukların da fazlalaştığını söyleyen Uçar, "Yarını konusunda kimse emin olamıyor, güvensizlikler artıyor. Kimse kimseye güvenemiyor, kendine de güvenemiyor. Böyle dönemlerde paranoid belirtiler de tavan yapar" dedi.

Haber Ara