Bahçeli, Bilecik'te Şeyh Edebali Türbesi'ni ziyaret edip, türbe hakkında bilgi aldı.
Gazipaşa Mahallesi Tevfik Bey Caddesi'nde vatandaşlara seslenen Bahçeli, 11 yıldan bu yana Türkiye'yi Adalet ve Kakınma Partisi'nin yönettiğini hatırlattı.
Tek başına iktidar olabilmek için TBMM'de 276'nın üzerinde milletvekiline sahip olunması gerektiğini anımsatana Bahçeli, şöyle konuştu:
"Bu sayıyı, AK Parti aştı. Üçüncü dönemde 326 milletvekili var. Yüzde 51 ile halk tarafından TBMM'de temsil edilmektedir. Demokrasilerde kuvvetler ayrılığının birincisi, yasamadır. Bir başka ifadeyle TBMM'dir. İkincisi, yürütmedir. Bir başka ifadeyle hükümettir. Şu anda Recep Tayyip Erdoğan, kuvvetlere ayrılığının ikisinde egemendir. Bir de bir çok medyayı kendi adamlarına kurdurtturmuş, bazılarını yanına çekmiş, bazılarına da baskı yapmış, bunların içerisinde hala yayın yapan varsa, bu yayınlardan kendisine de bir fayda temin edilmeyecek konular işleniyorsa, o zaman bu yayınlara da müdahale hakkını kendisinde görmeye başlamış. Bir şey olduğu zaman 'Alo de yeter' diyor. Demokrasilerde basın ve medya dördüncü kuvvet olarak algılanırken, onu da yanına çekmiş oluyor. Gece gündüz televizyonlarda Recep Tayyip Erdoğan... Güç alanını genişletme arzusu, ihtirası başlıyor. Güç çılgınlığına kapılıyor. Böyle güçlü bir hal, akılla yönetilmediği taktirde bu defa her türlü olaylara sebebiyet verecek davranışları sergilemeye başlıyor. Yoldan çıkıyor, kimseyi tanımaz hala geliyor. Yüzde 51 ile gelmiş ama yüzde 51'i de tanımaz olmuş. Yüzde 49'u zaten yok farz ediyor."
- "Partisinde bile kimseyi tanımıyor"
Bahçeli, yargının üçüncü kuvvet olarak adlandırıldığına değinerek, yargının, bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini vurguladı.
"Recep Tayyip Erdoğan, 2010 yılındaki anayasa değişikliğiyle yargıyı kuşatmaya, siyasallaştırmaya ve AKP'leştirmeye çalışıyor* diyen Bahçeli, şunları söyledi:
"Bunda da başarılı oluyor. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu teşekkül eden kendisidir. Onların atamalarını yapan kendisinin Adalet Bakanı'dır. Anayasa Mahkemesi'nde değişiklik yapmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin yapısını ve sayısını artırmış, değiştirmiştir. Bir gizli gündem ortaya koymuştur. Anayasa Mahkemesi kendisinin zırhı olsun. Yargı ise kendisine engel teşkil edenleri ortadan kaldırsın. Böylelikle diktatör olmaya hevesleniyor. Türkiye'de bir karanlık dönem başlıyor. Partisinde bile kimseyi tanımıyor. 4 danışman, iki tane de bürokrat... Bir memleketi bunlarla yönetiliyor."
Bahçeli, gün geliyor ve bir olayın ortaya çıktığını anlatarak, "Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren vatandaşlarım başta olmak üzere hepimiz bu olayın üzerinde durmak mecburiyetindeyiz. Yolsuzlukla mücadele, her siyasi partinin, sivil toplum kuruluşunun, hepimizin görevi olmalıdır. 17 Aralık sabahı, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla Türkiye'de, bir şeyler dışa vurdu. AKP'nin akının arkasında hangi kirliliğin, hangi karanlığın, hangi yetimin ve öksüzün, kimsesizin hakkını yiyen bir olaya şahit olmaya başladık. Türkiye'de 70 günden bu yana 17 Aralık'ta başlayan bir yolsuzluk ve rüşvet var. Bunu hafife alamayız, görmemezlikten gelemeyiz" diye konuştu.
- "Bir delikanlılık yap da görelim"
Dün akşam, bir olayın patlak verdiğini ile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:
"İkinci bir dalga. Yasin El Kadı, Usame Kutub, Yasin El Kadı'nın oğlu, bir takım iş adamları... Hepsinden çok daha önemlisi muhterem evladı Bilal Erdoğan. Şimdi kalkmış. Sayın Başbakan, 'Bunlar montaj' diyor. Ses senin sesin, oğul da senin oğlun, onun da sesi bilindik hale gelmiş. 'Bu montaj mı, değil mi?' diye milleti aldatacağın yerde, Sayın Başbakan üç dönemden beri iktidardasın yargı, emniyet, devletin bütün imkanları, medya sende. Bu kadar yalan dolanla, yolsuzluğun rüşvetin 70 günden bu yana üstünü örteceğine bir Kasımpaşalı ayağından gidiyorsun, bir de o ayaktan bir karar ver bakalım. Bir şey yap, bir delikanlılık yap da görelim."
Bahçeli, 17 Aralık'tan bu yana Meclis'te gündüz ve gece çalışıldığını öne sürdü.
"Bir Torba Yasa, geliyor. Bu Torba Yasa'nın içerisinde birçok madde var" diyen Bahçeli, şunları ifade etti:
"Memleketimiz için hayırlı maddeler varsa hep birlikte çıkartalım. Bunun içerisinde yolsuzluk ve rüşvetin, hukuk yönünden önünü temizlemek açısından da yasalar koyuluyor. Bir Torba Yasa'nın içerisinde yolsuzluk ve rüşveti, internet, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun değiştirilmesi, MİT Yasası, şu, bu... Memleket öyle bir hale geldi ki, Torba Yasa ile torbacılar faaliyet gösterir hale geldi. Şu an ülkeyi torbacılar yönetiyor. Torbacıların da bileğinden başka yeri gözükmüyor. Şimdi, kalkmış hala torbacılık yapıyor, yine yasa çıkartıyor. Artık, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin siyasal ömrü tükenmiştir. Recep Tayyip Erdoğan, ne yaparsa yapsın, ya aklanacak yahut da gerekli şekilde yargılanmak için Yüce Divan'a gidecektir. Kurtuluşu yok. Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı arzusu artık kalmamıştır. İktidardan kurtulmanın yolu demokrasi içerisinde seçim müessesidir. 2015 yılındaki seçimlerde, 'ben yüzde 51 ile geldim' diye herkesi küçük gören, herkesi azarlayan, Meclis'te kimseye konuşma hakkı vermeyen, bu zihniyete 'mehter marşıyla geldin, İzmir marşıyla gideceksin, yüzde 51 ile geldin, yüzde 51 ile haydi Abbas yolcu' diyeceğiz. Bunun için 30 Mart seçimleri önemlidir."
Konuşmasının ardından MHP Bilecik Belediye Başkanı adayı Hüseyin Şentop'u tanıtan Bahçeli'ye, topraktan yapılmış bir vazo hediye edildi.