Yıldız, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz ve EPDK üyelerini Bakanlıktaki kabulü sırasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Telefon görüşmeleri dinlenenler arasında kendi isminin de yer aldığının belirtilerek, bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine Yıldız, şeffaflığın gücünü kullanmaya çalışan bir Bakanlık olduklarını söyledi.
"2,5 yıldan beri resmi olarak, 5 yıldan beri de gayriresmi olarak dinlendiğimi tahmin eden ve öngören birisiyim" diyen Yıldız, şunları kaydetti:
"Bize istedikleri bilgileri sorsalardı söyleyebilirdik ama ismini yeni duyduğum bir örgütten bahsediyoruz. Basın toplantısından sonra bilgi almaya çalışacağım. Bu Selam Örgütündeki arkadaşlarımız kimler, kimlerle çalışmışız, ne yapmış, bu örgütün hedefi neymiş? Bu kadar gayriciddi bir iş olmaz. Komşularımızla, Orta Doğu, İran, Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan, AB ülkeleriyle, ABD ile sürekli teması olan bir sektörde bulunuyoruz biz. Dünyada ekonomilerin globalleştiği, politikaların ulusallaştığı bir yapı içerisinde bulunuyoruz. Biz hiçbir ülkeye kayıtsız kalamayız. Eğer maksat buysa, bizim hangi ilişkileri nasıl geliştirdiğimizi öğrenmekse bunu son derece yanlış, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Hükumetine yapılmış bir hakaret olarak görürüm. O zaman şu sonuç çıkar: Arkadaşlar kendilerini devletin gerçek sahibi, bizler de paralel yapı olarak bulunmuşuz demektir. Yani paralel yapıda kalan biziz, dinleyen bu arkadaşlar. Böyle bir şey kabullenilemez."
- "Abuk sabuk işlerle uğraşacak vaktimiz yok"
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sert davrandığı" yönündeki eleştirileri anımsatan Yıldız, "Buna kayıtsız mı kalacak, bu kadar önemli bir oluşuma... Biz buna müsaade edemeyiz" dedi.
AK Parti'nin, en muhalif olanlara verecek kadar özgüveni olan bir hükümet olduğunu vurgulayan Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böyle bir şey kabul edilemez. İçerisinde akademisyen, gazeteci, basın var, CHP var. Bu yalnızca AK Parti'nin problemi olmaktan çıkmıştır. Bu yalnızca iktidarın problemi değildir. Bu beka ile alakalı konudur ve her zaman söylediğim gibi Türkiye'deki siyasi istikrarın korunmasına borçlu olanlar, yalnızca AK Parti değildir. CHP'dir, muhalefetin diğer partileridir, sivil toplum örgütleridir, akademisyenlerdir, basın mensuplarıdır. 7 bin kişinin içerisinde herhangi bir fikir ayrımı olmaksızın o gerekçeyle dinleniyor. Siz 'Selam Örgütüne üye olma' gerekçesiyle dinleme ihtiyacı hissediyorsunuz. Buna kargalar da güler. Kim ne öğrenmek istiyorsa biz kamuoyu ile basın ile paylaşan bir yapı içerisindeyiz. Biz kendi paramızı yönetmiyoruz, kamunun parasını yönetiyoruz. O yüzden şeffaflığın gücünü her zaman kullanacağız. Bu kadar şeffaf olmaya çalışan bir yapıya, bu kadar gizli ve gizemli bir yaklaşımı ben iyi niyetli bulmam, ülkem adına da devlet adına da iyi niyetli bulmam. Açıkça şunu söylemem lazım, ben paralel yapının içerisindeki birisi değilim, arkadaşlarımla beraber."
Yıldız, bakanlığının ve hükümetin legal olduğunun altını çizerek, "Kimse onu paralel yapının odağına koyma gayretinde bulunamaz. Devletin gerçek sahibi gibi de davranamaz. Devletin, ülkenin, siyasetin gerçek sahibini vatandaşımız belirliyor. Sen, ben belirlemiyoruz. Vatandaşımın seçimlerde diyor ki 'yetkiyi size verdim.' Kime yetki verdiyse o bu ülkenin idaresine irade koymaya yetkili olan odur. O yüzden böyle abuk sabuk işlerle uğraşacak vaktimiz yok. Bizim yapacak çok daha fazla işimiz var. Ama Türkiye'nin enerjisini başka noktalarda tüketmeye çalışanlara da müsaade etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
(Sürecek)