Bakan Davutoğlu, AK Parti İlçe Teşkilatınca Alanya'daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve muhtarların katılımıyla Alanya Belediyesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu ile aynı yörenin insanı olduklarını söyledi.
Yöre insanının mert olduğunu ve hiçbir şeyin karşısında boyun eğmediğini belirten Davutoğlu, Yörüklerin, Türkmenlerin nereye giderlerse gitsinler geleneklerini unutmadıklarını dile getirdi.
Davutoğlu, siyaseti anlamak isteyenlerin öncelikle Türkmen obalarını, Selçuklu'nun, Osmanlı Devleti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin niye kurulduğunu anlaması gerektiğini söyledi.
Bakan Çavuşoğlu'nun 3 yıl önce Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı, kendisinin de Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanı olduğunu hatırlatan Davutoğlu, Avrupa kıtasının iki büyük komitesinin başında 2 Toros çocuğunun yer aldığını ifade etti.
Hiçbir yerde Türk halkının başını, boynunu eğdirecek bir işin başında olmadıklarının altını çizen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz Alaaddin Keykubatların torunlarıyız, biz bu dağları, bu Anadolu'yu yurt edinen o Horasan erenlerinin çocuklarıyız. Siyasetimizin esasında o erenlerin, o üstatların, izinden yürümek var. O izden yürüyenler zalimle beraber olabilirler mi, bir yerde mazlum gördüğünde sessiz kalabilirler mi? İşte biz Başbakanımızın liderliğinde ister Filistin'de ister Suriye'de ister Bosna'da olsun dünyanın neresinde olursa olsun Horasan erenlerinin, Torosların torunları olarak hep mazlumların yanında olduk, hep zalimlerin karşısında olduk, olmaya devam edeceğiz."
Son 10 yıldır dünyanın neresine giderlerse gitsinler oradaki Türkler'den, Türkiye ile gurur duydukları yönünde sözler duyduklarını anlatan Davutoğlu, son 10 yıl içinde bu milletin ferdi olmanın gururunun ayrı bir şekilde yaşandığını kaydetti.
Daha önce 70 sente muhtaç bir ülkenin vatandaşı olmak ile dünyanın her bir köşesindeki mazlumlara yılda 1,5 milyar doları helal kesesinden veren bir devletin vatandaşı olmak arasındaki farkı herkesin anladığını ifade eden Davutoğlu, "Eskiden Türkiye Cumhuriyeti pasaportu gördüklerinde başka türlü bakanlar, şimdi saygıyla bakıyorlar. Bu millete, bu bayrağa saygı duymayı öğrenecekler. Herkes öğrenecek" diye konuştu.
Son 10 yılda yapılanların kolay olmadığını, çetin yollardan geçtiklerini dile getiren Davutoğlu, milli iradeye engeller konulmaya çalışıldığını söyledi.
Türkiye'nin 50 yıllık yakın tarihinde de bu millete hizmet etmek için yola çıkanların idam sehpalarına götürüldüğünü belirten Davutoğlu, bu engellere rağmen milletin daha kararlı bir şekilde yoluna devam ettiğini vurguladı.
Davutoğlu, bugün bu millete, milletin iradesine, kararına saygı duyan bir iktidar olduğunu vurgulayarak, kimsenin de bu milletin bir ferdini diğerinden ayırt edemeyeceğini dile getirdi.
Suriye'de kaçırılan gazeteci Bünyamin Aygün'ü kurtarılmasından sonra telefonla arayarak, geçmiş olsun dileklerini ilettiğini anlatan Davutoğlu, telefon görüşmesinde Aygün'ün kendisine, "Sizin ve Başbakanımızın açıklamalarını duyunca kurtarılacağımı düşündüm ancak 'O kadar dertleri varken benimle ilgilenecek vakitleri var mıdır' diye düşündüm" sözlerini sarf ettiğini söyledi.
Kendileri için bir vatandaşın, bir insanın çok önemli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Bizim için 1 kişi, 75 milyon kişidir, 75 milyon kişi de 1 kişidir. Bizim tek bir vatandaşımızın rızası için uykuyu kendimize haram ederiz" dedi.
Kenya'da vefat eden bir vatandaşın Türkiye'ye getirilmesi konusundaki sorunları iki gün önce kısa sürede aştıklarını dile getiren Davutoğlu, "Dünyanın neresinde olursa olsun artık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, bu milletin bir ferdi olmak Allah'ın izniyle bir ayrıcalıktır. Her yerde onların dertleriyle dertlenecek ve onların dertlerini kendi derdi sayacak bir hükümet var. Bu milli iradeyi hakim kılarsak, bu iradeyi hiçbir şekilde kimsenin bir daha sarsmasına izin vermezsek emin olun tarih içinde en şanlı yürüyüşlerimizden birini yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
- Yerel seçimler
Bakan Davutoğlu, 30 Mart'taki seçimin sadece bir yerel seçim olmadığını belirtti. 30 Mart'ta milletten iradesine güçlü bir şekilde sahip çıkmasını isteyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu seçimleri bir kader seçimi olarak görüp, 12 yıllık yürüyüşte bizleri haklı buluyorsanız arkamızda en güçlü şekilde duracak ve en yüksek oranda bu desteği ifade edeceksiniz. Çünkü dünyada buna, bu seçimlere ümit bağlayan, bu topluluklara, millete ümit bağlayan birçok ülke var. Artık Türkiye, sadece Türkiye değildir, Türkiye'nin başarısıyla övünen, başarısıyla gurur duyan, Türkiye'nin başarısıyla kendisine bir ümit besleyen milyonlarca kitle, onlarca devlet var."
Ekonomik olarak güçlenmeye, milli iradeyle demokratikleşmeye devam edeceklerini belirten Davutoğlu, dünyanın her yerinde onurla dolaşacaklarını ve Türkiye'yi karanlık günlerine asla geri götürmeyeceklerini kaydetti.
Türkiye'nin 12 yıl önce tanklarını modernize edebilmek için başka ülkelerin yardımına ihtiyaç duyan bir ülke konumunda olduğunu ifade eden Davutoğlu, şimdi ise kendi topunu, tankını ve savaş gemisini yapan, kendi savaş uçağını yapmakta olan ve savunma sanayisinde dünyanın ilk 12 ülkesi arasına girmeyi başaran bir ülke konumuna ulaştığını belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geçen yıl mayıs ayına kadar dış borç ödediğini, IMF'ye borçlu olduğunu anlatan Davutoğlu, "2013'ün mayıs ayında Türkiye IMF'ye olan son borcunu ödedi ve bir daha inşallah kimseden borç almayacağı döneme başladı. Allah bu devlete, bu millete zeval vermesin. Bir daha kimseden borç isteme zilletine düşürmesin. Allah bir daha bu milletin başına '70 sente dahi muhtacız' diyen başbakanlar getirmesin" dedi.
Türkiye'nin borçsuz dönemini görmesini imkansız olarak değerlendirenlerin olduğunun altını çizen Davutoğlu, Türkiye'nin bugün bu imkansızı gerçekleştirdiğini ve hatta borç alan değil, borç veren bir ülke konumuna geldiğini söyledi. Sadece borcun kapatılmadığını, ciddi bir ekonomik kalkınmanın sağlandığını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bundan sonrakiler 2013 yılını ne gezi olaylarıyla ne de 17 Aralık operasyonlarıyla hatırlayacak. Neyi hatırlayacaklar biliyor musunuz? 'Türkiye Cumhuriyeti devleti borç defterini kapattı' diye, 'Avrupa Birliği'ne vizesiz gitmenin önü açıldı' diye ve öyle bir demokratik döneme girildi ki bu milletin hanımları şu veya bu kıyafeti tercih ettiler diye üniversite kapılarından, TBMM kapısından dönülmeyecek döneme girdiler denilecek. Hepimiz bunun acısını yaşadık. Başörtülü ya da örtüsüz olmak arasında, Alevi olmakla Sünni olmak arasında, Türk olmak, Kürt olmak, Çerkez olmak arasında fark yok, bütün vatandaşlarımız eşit ama 10 yıllarca başı örtülü hanım kardeşlerimiz, üniversite kapılarından alınmadılar. Meclisten 'Dışarı, dışarı' diye tempo tutularak çıkarıldılar. 2013 yılını ileride hatırlayanlar bir daha böyle bir zilletin yaşanmaması için kararların alındığı yıl olarak hatırlayacak."
- "Biz muhtaç olma dönemini bitirdik"
Suriye'de zulmün sürdüğünü, büyük katliamlar yaşandığını, 150 bin insanın katledildiğini, 3,5 milyon insanın da sürgün edildiğini dile getiren Bakan Davutoğlu, 700 bin Suriyelinin de Türkiye'de ağırlandığını ve bu durumun dünyada efsane şeklinde anlatıldığını kaydetti.
Türk halkının gelenek ve göreneklerine göre, evine gelene ne kapısının ne da çadırının perdesinin kapalı olmayacağını ifade eden Davutoğlu, "Birileri diyor ki 'bu zulüm karşısında sessiz kalın, orada ne olursa olsun kapınızı kapatın.' Horasan erenlerinin torunları olarak Allah aşkına böylesine bir zulümden kaçan yaşlılara, kadınlara, çocuklara kapımızı kapatabilir miyiz?" dedi.
Oradaki insanların da Anadolu topraklarındaki Türkmen boylarının devamı olduğunu belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bu boyların çocukları olarak onlara, onlara karşı yapılan zulümlere karşı sessiz kalabilir miyiz. 'Ne olursa olsun kendi sıcak odamızda yatarız, rahat yataklarımızda uyuyabiliriz' diyebilir miyiz? Bu milletin bir evladı olarak, bu kardeşlerimiz zulüm karşısında inlerken 1 dakika bile huzurlu uyku uyumak bize haram olur. Şimdi size soruyorum. Suriye'de, Bosna'da, Somali'de dünyanın her yerinde mazlumlara sahip çıkmamızdan razı mısınız? Bugün her Somalilinin kalbinde bir Türkiye aşkı var. Allah bu millete öylesine bir güç, kuvvet versin ki herkese yardım elini uzatabilsin. Biz muhtaç olma dönemini bitirdik, artık ihtiyaç sahibi olanlara kapımızı açma dönemi geldi."
Toplantıya, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Menderes Türel, AK Parti Antalya İl Başkanı Mustafa Köse de katıldı.
Davutoğlu, toplantı sonrası, babası Mehmet Davutoğlu'nun Alanya'daki dostlarını ziyaret etti.