Çelik, Bahçe ilçesinde partisinin seçim bürosunun açılışında yaptığı konuşmada, yerel seçiminin önemine değinerek, ülkenin geleceğinin, vatandaşların vereceği oylarla şekilleneceğini söyledi.
Ülkenin sahibinin millet olduğunu vurgulayan Çelik, "Her birinizin attığı oy, sizlerin, yaşlı anne babalarınızın, büyüklerinizin, çocuklarınızın nasıl bir sağlık hizmeti almasının yolunun ne olduğunu da tayin ediyor. Sizin attığınız her bir oy, bu çocukların nasıl bir eğitim göreceğine karar vermeniz anlamına geliyor. Bu ülkenin sahibi, güç odakları, askerler değildir. Bu ülkenin sahibi, kendilerine ülkeyi yönetme gücü atfeden bir takım oligarşi gruplar değildir. Bu ülkenin sahibi sizsiniz. Bir ülkenin ekonomisinin güçlü olması, ordusunun güçlü olması, istihbaratının, dış politikasının güçlü olması o ülke için önemlidir ama tüm bunları toplasanız sizin içinizdeki tek bir kişinin verdiği oy kadar kuvvetli değildir" diye konuştu.
Çelik, halktan alınan vergilerin 11 yıl önce yüzde 86'sının faize gittiğine dikkat çekerek, "Halkın vergileri, borç bataklığında, kara deliklerde kayboluyordu. Halkımız, 11 yıldır ülkenin vizyonla, kaliteli bir yönetim anlayışıyla yönetilmesine destek verdiği için artık faiz lobisine, kara deliklere, ekonomik krizlere gitmiyor. O yüzdendir ki sağlık ve eğitim hizmetlerinde kat edilen mesafe ortada" dedi.
Demokrasilerde en büyük gücün millet iradesi olduğuna işaret eden Çelik, "Birileri ülkeyi, milletin hür iradesinin dışında bazı etkilerle yönlendirmeye çalışıyorsa halkın iradesini çalmaya çalışıyor demektir. O sebeple halkımız kendi iradesine ve gücüne sahip çıkmalıdır. Bu ülkede halkımızdan daha büyük güç, kuvvet ve kudret kaynağı yoktur" ifadelerini kullandı.
Konuşmasının ardından seçim bürosunu açan Çelik, bir gazetecinin, memur alımlarında ayrımcılık yapıldığı iddialarına ilişkin sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bizim dönemimizde hiçbir şekilde vatandaşlar arasında ayrım yapılmaz. Bunun kriterleri bellidir. Bunlar objektif kriterler olur. Aylardır bir sürü konuda bir sürü haber çıkıyor. Daha sonra da bunların çoğunun gerçek olmadığı anlaşılıyor. Vatandaşların fişlenmesi, herhangi bir şekilde ayırt edilmesi, makbul olan veya makbul olmayan vatandaş olarak kabul edilmesi söz konusu olamaz. Anayasanın çizdiği sınırda, kanunların belirlediği çerçeve içerisinde her şey işlem görür. Bunun dışında bir yerde yanlışlık yapılmışsa da onun da hesabı sorulur. Türkiye Cumhuriyeti'nde yasal olan anayasal vatandaşlıktır, onun dışında makbul vatandaş, makbul olmayan vatandaş söz konusu olamaz. Bundan önce vatandaşlar kimliklerine göre, başka bir takım kıstaslara göre ayırt ediliyordu. İdeolojik görüşlerine göre inkar, ret politikaları uygulanıyordu. Vatandaşlar dini inançlarına göre dışlanıyordu. Bir kısmı etnik kimlikleri yasaklı olduğu için dillerini kullanamıyordu. Neticede bunların hepsi AK Parti iktidarı döneminde kaldırılmıştır. Hiçbir şekilde vatandaşlar arasında makbul olan, makbul olmayan vatandaş diye ayrım yapılmaz. AK Parti bunların hiç birine müsaade etmez. Biz bu ayırımları kaldırmış bir partiyiz. Birilerinin yapmış olduğu bir yanlış varsa da eğer bunlar teyit edilmişse de bunun hesabı sorulur. Türkiye'de vatandaşlar arasındaki eşitlik uygulamasının, anayasanın emrettiği eşitlik uygulamasının en büyük teminatı AK Parti'dir."
