TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, CHP'nin girişiminin tarihte benzeri örneği olmadığını belirterek, "Bazı Anayasa hocaları bir araya gelerek 367 benzeri formül üretmeyi amaçlıyorlar" dedi.
Yapılmak istenen girişime ABD'de 1803 yılında yaşanan durumun örnek gösterildiğini anlatan Kuzu, "Bu girişimin ABD örneği ile hiç alakası yok. O tarihte ABD'de kanunların Anayasaya aykırılığını denetleyen makam yok, Anayasa Mahkemesi yok. Normal mahkeme, 'yasaların Anayasaya aykırılığına da bakarım' diyor. Orada kanunu Anayasaya aykırı mı, değil mi onu denetliyor. Ama CHP'nin yaptığı denetim değil, Anayasa Mahkemesi'ne 'kanunu yok hükmünde say' diyorlar. ABD ile bu örneğin hiçbir benzerliği yok" diye konuştu.
Türkiye'nin de benimsediği, Almanya, Avusturya, İtalya gibi ülkelerin uyguladığı modelde, yasaların Anayasa'ya aykırılığının tespitine yayınlanınca gidildiğini anlatan Kuzu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kanun Resmi Gazete'de yayınlanmadan asla gidilmez. Fransa'da yayınlanmadan da gidiliyor. Fakat bizim dahil olduğumuz Anayasa Mahkemesi modellerinde yüzde 99 kanun yayınlandıktan sonra gidiliyor. Türkiye'de geçmişte 1980, 1990'lı yıllarda bazı kanunlar yayınlandıktan sonra yapılan başvurularda düzenlemenin yok sayılması istenmiş. Yüksek Mahkeme'nin böyle 4-5 kararı ihtisas komisyonundan geçmiş, Meclis'ten çıkmış, Cumhurbaşkanı'nın onayından geçmiş bir kanununun yok sayılamayacağına hükmetmiş. İlgili olmayan bir makam, kanun yapmışsa yok sayar. Örneğin bir belediyenin kanun çıkarması durumunda... Ama kanun çıkmışsa, ancak yayınlandıktan sona iptalini isteyebilirsiniz. Ama Anayasa Mahkemesi'nin, başvuru yapıldığı an bunu kabul etmemesi lazım. Ortada 'sen kanun için geldin ama böyle bir kanun yok ki neyi iptal edeyim?' deyip, baştan reddetmeli."
Kuzu, AYM'ye yapılacak başvurularda yasanın yürürlüğe girmesinin şart olduğuna işaret ederek, Cumhurbaşkanı'nın yasayı imzalamasının da yeterli olmadığını, mutlaka Resmi Gazete'de yayınlanması gerektiğini vurguladı. Kuzu, 367 kararında AYM'ye götürülecek bir yasa olduğunu, ancak bugün henüz başvuruya konu bir yasanın ortada olmadığını savundu.
-"Yayınlanmayan Parlamento metni yasa değildir"
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya da uygulamanın örneğinin olmadığını belirterek, Resmi Gazete'de yayınlanmayan Parlamento metninin yasa olamayacağını söyledi.
Resmi Gazete'de yayınlanmayan metnin teknik anlamda yürürlüğe giremeyeceğini ifade eden İyimaya, "Anayasa Mahkemesi inceleyecek, değerlendirecek. CHP'nin argümanını görmek lazım. Koruma önlemleri Anayasa ve yasa seviyesinde düzenlenmiş değil, içtihatla bu yollu geliştirmiş. Ama bunun için yasa metni olmalı. Olmayan kanunun yürürlüğü nasıl durdurulacak? Bunu mümkün görmüyorum" dedi.
-"Hukuken saçma ve tartışmaya bile gerek olmayan girişim"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop ise CHP'nin başvurusunun "hukuken saçma ve tartışmaya bile gerek olmayan girişim" olduğunu ifade ederek, "Bizim sistemimizde Cumhurbaşkanı'nın önünde iki seçenek var: Yasayı onaylayabilir o zaman hemen yayınlanıyor. Bununla iptal davası açılmasının da yolu açılıyor. Cumhurbaşkanı'nın ikinci seçeneği, Meclis'e iade edebilir. Diyelim ki CHP davayı açtı. Cumhurbaşkanı yasayı iade ederse, Anayasa Mahkemesi neye bakacak?" dedi.
Şentop, CHP'nin, bugüne kadar kurumsal, ideolojik ve siyasi programı açısından kendisini rahatsız eden birçok kanun değişikliği yapılmasına rağmen bu yola başvurmadığını belirterek, "CHP'nin, üzerindeki baskı, tehdit ve şantajla bu yola zorlandığı kanaatindeyim. Bununla vesayetçi anlayışı kastediyorum. Aksi halde niye CHP, bugüne kadar bu yolu kullanmadı Bunun CHP'nin kendi yetkili kurullarında ve kendi içinde oluşturduğu fikirle hareket ettiği kanaatinde değilim. Meclis'ten çıkan kanunla ilgili dava açma yetkisi iktidar partisinde, Cumhurbaşkanı'nda, Anamuhalefet Partisi ve 110 milletvekilindedir. AK Parti ve CHP açmıyorsa geriye 110 milletvekili kalıyor. Vesayetçi anlayışa hizmet edecek tek anlayış CHP'dir. Bu bakımdan CHP bunu yapmaya zorlanıyor. Bunu bilmek için hukukçu olmaya gerek yok, aklı başında biri bile bunu bilir. Anayasa Mahkemesi, bu başvuruyu gündeme bile almadan, incelemeden, 'ortada bakılacak konu yok' diyerek, getiren adamın eline vermeli" diye konuştu.