Dolar

34,8640

Euro

36,6155

Altın

3.047,44

Bist

10.058,47

'Yeni Türkiye'de Siyaset ve Ekonomi' konferansı

'Yeni Türkiye'de Siyaset ve Ekonomi' konferansı

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-15 15:44:35

'Yeni Türkiye'de Siyaset ve Ekonomi' konferansı
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Eğer bu millet olumsuz anlamda bir süreçten geçmezse bu memlekette halkın doğrudan doğruya oyuyla gelmeyen, bu milletin medeniyet değerleriyle ilgisi olmayan, milletin medeniyet değerleriyle kavgalı, ona düşman hiçbir kimsenin bu ülkede cumhurbaşkanı olması mümkün olmayacak. Birilerinin telaşı da bu" dedi.

Kurtulmuş, TÜMSİAD Ankara Şubesince düzenlenen "Yeni Türkiye'de Siyaset ve Ekonomi" konulu konferansta, Türkiye ve dünyanın önemli bir süreçten geçtiği dönemin yaşandığını belirtti.

Eski Türkiye'de tepeden inmeci, zoraki modernleşme ve batılılaşma meraklısı, baskıcı ve totaliter devlet uygulamalarının yer aldığını dile getiren Kurtulmuş, o dönemlerde siyasi suikastler ve faili meçhul cinayetler, şüpheli ölümler, toplumsal şiddet olayları, siyasi idamlar, darbeler ve terörün yaşandığını anlattı.

Kurtulmuş, terörün, son günlerde nasıl kullanıldığının, Gezi Parkı odaklı olaylar ve İstanbul merkezli operasyon gibi gelişmelerde görüldüğünü ifade ederek, "Bütün bunların arkasında birtakım niyetlerin olduğunu biliyorsunuz. En önemli niyetlerden bir tanesi de çözüm sürecini baltalamaktır. Dikkat ederseniz bu kadar süredir bu kadar cesur adımlar atılmasına rağmen çözüm süreciyle ilgili bir şey konuşuyor muyuz? Hangi televizyon kanalında duyuyorsunuz? Tam tersine, 'bu mesele aman çözülmesin' diyerek endişe içerisinde olan ve birtakım karanlık pis işleri yeniden tezgahlamak üzere olan çevreler var. Ama millet buna müsaade etmeyecek" diye konuştu.

Türkiye'nin, kendi kökleri istikametinde, yeni bir dinamizm üzerinde ileriye doğru gitmek durumunda olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, güçlü, yeniden öncü ve büyük bir Türkiye'nin kurulmasının zaruriyetine işaret etti.

-"Türkiye bir yargı devleti de olmasın"

Kurtulmuş, Türkiye'nin 2002-2012 süresinde büyük bir değişim sürecine girdiğini vurgulayarak, bu süreçte önemli adımlar atıldığını kaydetti.

Bu süreçte bürokratik oligarşinin zayıfladığını ama bütünüyle ortadan kalktığını söylemenin mümkün olmadığını ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Bürokratik oligarşinin hepsinin ortadan kalkacağı bir Türkiye'yi kurmak zorundayız. Evet, Türkiye asker devleti olmasın, Türkiye polis devleti olmasın. Birtakım işadamlarının, derneklerinin yönettiği bir Türkiye olmasın. Ama Türkiye aynı şekilde bir yargı devleti de olmasın. Devletin herhangi bir yerinde güç mütemerkiz edenler, herhangi bir şekilde o gücü kullanarak, milletin egemenliğinin üzerinde herhangi bir şekilde operasyon yapmasın. 'Bürokratik oligarşi kalksın' derken 'şu bürokratik kısım kalksın da şu bürokratik kısım kalsın' diyemeyiz."

Kurtulmuş, demokratik meşrutiyetin kaynağının, halkın iradesi olduğunu vurgulayarak, halkın iradesinin hem yasamada hem yürütmede hem de yargıda var olması gerektiğini anlattı.

-"Herhangi bir cemaatle bir problemimiz olamaz"

Devletin bütün bürokratik mekanizmasının, halkın iradesine göre şekillenmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Demokrasi deyince herkes diyor ki yasama, yürütme, yargı bunlar olsun, bağımsız olsun. Eyvallah, bu ilkokul bir düzeyinde bir bilgi... Yasama, yürütme yargı birbirinden bağımsız olsun ama hepsinin üzerinde de milletin denetimi olsun, milletin egemenliği olsun. Dolayısıyla Türkiye bu çerçevede bir yapıya doğru gidecektir. Başka çaresi yoktur. Demokratik meşruiyet tecezzi etmez. Seçilmiş bir hükümet, hiçbir demokratik ülkede 'ben seçildim ama bana verdiğiniz bu meşruiyetin bir kısmını Ahmet Bey'e bir kısmını Mehmet Bey'e bir kısmını da Fatma Hanım'a bırakıyorum' diyemez. Demokratik meşruiyet bütün alanlarda millet adına sorumluluğu yüklenmek ve bu meşruiyeti paylaşmamak demektir. Bunu söylerken, bizim bu memlekette herhangi bir şekilde herhangi bir cemaatle bir problemimiz olamaz."

-"Cemaatler ne iş yapar"

Cemaatin, medeniyetin değerleri içerisinden çıkmış bir terim olduğuna işaret eden Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:

"Cemaatler ne iş yapar? Cemaatlerin yaptıkları iş, insanların masivadan ilgisini keserek, Allah'a yöneltmektir. İnsanların manevi olgunluğunu sağlamaktır. İnsanları insani kamil haline getirmektir. Bizim asırlardır süren bu tasavvuf terbiyemizin, bütün bu ruhi olgunluklarımızın bütün medeniyetimizi ayakta tutan Selçuklu'yu Osmanlı'yı ayakta tutan budur... Böyle bir şey başımızın üstüne. Böyle bir şeyden hiçbir şekilde rahatsız olmayız. Tam tersine seviniriz. Bu şekilde insanların manevi olgunlukları üzerinde çalışan, hizmetlerin önünü açmak için her türlü gücü kullanırız. Onların özgür bir şekilde bu hizmetleri vermesini sağlarız. Ama ne zaman bir dini cemaat ya da seküler bir cemiyet, kalkar derse ki 'ben bunun ötesinde siyasete müdahale etmek istiyorum, bürokrasiyi yönetmek istiyorum, devleti yönetmek istiyorum' derse buna asla müsaade edilmez. Hiçbir ülkede müsaade edilmez. Manevi olgunluğun dışında, insanlarımızın Türkiye'nin gelişmesi için projeleri ortaya koyacağız derse başımızın üstüne... Hatta bunun ötesinde bütün bu görüşlerimizi uluslararası alanda da yayacağız. Bunlar da eyvallah. Bunları da alır, istifade ederiz, ülkeye hizmet etmekte yararı varsa bunlardan yararlanırız. Ama bunu bir kenara bırakıp, biz siyasi, demokratik meşruiyetin bir parçasını biz kullanacağız ya da çoğunu biz kullanacağız kim derse bu asla kabul edilemez."

Demokratik meşruiyetini paylaşmak isteyen, paylaşmaya razı olan hiçbir ülke ve siyasetin ayakta kalamayacağını belirten Kurtulmuş, "28 Şubat'ta milletin verdiği parlamentodaki meşruiyeti birtakım çıkar çevreleriyle paylaşanları hatta ve hatta bu çıkar çevrelerini temsil edenlerin kendilerini pijamayla karşılamalarına rıza gösteren siyasileri bugün kim hatırlıyor" diye sordu.

-"Hiçbir cemaat, siyasi parti gibi davranmayacak"

Numan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kim bu ülkenin manevi kalkınması için herhangi bir hizmet etmişse o hizmeti, o kutsal mesajı kutsal bilir ve bu mesajın yayılması için önünü açarız. Ama hiçbir cemaat, siyasi parti gibi davranmayacak. Bu ne kadar yanlışsa onun tersi de yanlıştır. Hiçbir siyasi parti de cemaat gibi davranmayacak. Bu cemaat lafını sadece dini cemaatler anlamında kullanmıyorum. Cemaat ve cemiyetler anlamında kullanıyorum. Türkiye'de geçmişte siyasi partileri, hükümetleri yok eden, yıkan birtakım seküler cemiyetler oldu... Ne seküler ne dini hiç bir cemaat ve cemiyet siyasette milletin iradesinin üzerinde egemenlik kuramaz. Siyasetin vazifesi de buna müsaade etmemektir. Bürokratik oligarşinin içerisinde bu da vardır... Devletin herhangi bir yerinde hiçbir kimsenin gayri meşru güç oluşturması ve bunun üzerinden milletin egemenliğinin paylaşılır hale gelmesi kabul edilemez. Dolayısıyla bu süreç devam edecek. Türkiye'de bürokratik oligarşinin bütünüyle ortadan kaldırılmasını inşallah hep beraber sağlayacağız."

-Cumhurbaşkanlığı seçimleri

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Kurtulmuş, Türkiye'de çok partili siyasi hayatın hiçbir döneminde ne cumhurbaşkanını milletin seçtiğini ne de külliyen bir anayasa değişikliği yapabilme iradesini milletin ortaya koyamadığını anlattı.

Kurtulmuş, her cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye'de Ali Cengiz oyunlarının yaşandığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Millet, 2014'te doğrudan oylarıyla cumhurbaşkanını seçecek. Eğer bu millet olumsuz anlamda bir süreçten geçmezse bu memlekette halkın doğrudan doğruya oyuyla gelmeyen, bu milletin medeniyet değerleriyle ilgisi olmayan, bu milletin medeniyet değerleriyle kavgalı, ona düşman hatta ve hatta ona uzak hiçbir kimsenin bu ülkede cumhurbaşkanı olması mümkün olmayacak. Birilerinin telaşı da bu. Millet ne kadar seviniyorsa birileri de o kadar telaş içerisinde. Bu operasyonların arkasında bazı çevrelerin de 2014'teki cumhurbaşkanlığı seçimine müdahil olabilmek için etki edebilmek için işin içerisinde olduğunu unutmayın."

Kurtulmuş, yeni Türkiye'nin hedeflerini, yeni anayasa, terörün sona erdirilmesi, anti demokratik tüm yasaların değiştirilmesi ve toplumsal bütünlüğün sağlanmasının oluşturduğunu sözlerine ekledi.

TÜMSİAD Ankara Şube Başkanı Eyüp Küçükçakmak da gönül birliğinden doğan güçle Türkiye'nin, küresel ekonomide saygın ve yetkin bir konuma gelmesi için çözümler ve projeler üretmek doğrultusunda çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi.

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara