Kamalak, Bolu Necip Fazıl Kültür Merkezinde, partisinin belediye başkan adaylarının tanıtım töreninde yaptığı konuşmada, Saadet Partili belediyelerinin, her zaman vatandaşın hak ve hukukunu koruyan ve hiçbir zaman rüşvet ve yolsuzlukla anılmayan belediyeler olduğunu söyledi.
Konuşmasında Türkiye'nin 55 yıldır Avrupa Birliği'ne girmek için beklediğini hatırlatan Kamalak, söz konusu birliğin bir haçlı birliği olduğunu, onun için İslam birliğine girilmesi gerektiğini vurguladı.
"İslam dünyası dara düşmüş" diyen Kamalak, Cezayir, Fas, Lübnan, Filistin, Suriye'ye ve Mısır gibi ülkelerin durumunun içler acısı olduğuna değinerek, "Dünyanın adil bir düzene ihtiyacı var. Bu adil düzeni batının kurması mümkün değil. Batı öldürmeye kodlanmıştır. Gayet iyi bilinen iki örneği hatırlatmak istiyorum. 1. ve 2. Dünya Savaşları. Kim çıkardı? Batı. Bir asır içerisinde iki dünya savaşı ve milyonlarca, yüz milyonlarca insan, genç, çoluk, çocuk, kadın, kız, yaşlı, yüz milyonlarca insan hayatını kaybetti. Batı ne kadar insancıldır? Ne kadar medenidir? Ne kadar özgürlükten, haktan, adaletten yanadır?" diye konuştu.
Kamalak, Amerika Birleşik Devletleri'nin 10 yıl önce batılı müttefikleri ile Irak'a gelirken "demokrasi, insan hakları, hak, hukuk, adalet ve özgürlük" vadettiğini hatırlatarak, "Adeta Irak'ta cenneti alanın bir numunesini oluşturacaktı. Sonra ne oldu. 1.5, 2 milyon Müslüman katledildi, şehit edildi. Yüz binlerce tertemiz Müslüman kızının iffeti kirletildi. Irak üç parçaya bölündü. Zenginliklerine el konuldu ve Irak'ta her gün hali hazırda en az 30-40 kişi hayatını kaybediyor" şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği'ne girmek isteyenlerin onların zenginliklerinden faydalanmak istediğine dikkati çeken Kamalak, şöyle devam etti:
"Libya 40'a bölünmüş bir halde. Petrolleri, İngiliz, Fransız ve Amerikan tarafından sömürülmekte olan bir Libya. Halkı ezilen, birbirine düşürülen, kardeşin kardeşi katlettiği bir Libya. Batının ayak bastığı yerde ot bitmiyor. Sömürü amacıyla gidiyor. Batının zenginliklerine mi imreniyorsunuz? Emin olun, onların ellerindeki mallar mazlum milletlerin alın teri. Sömürüye, hırsızlığa dayanan servet onlar."