1848-1866 yılları arasında Rusya'nın Erzurum Konsolosluğu görevi yapan Alexander Jaba'nın zamanın Kürt alimlerinden oluşturduğu bir heyet tarafından hazırladığı 80 eser MAÜ Kürdoloji Birimine nakledildi.
Kürt dili, edebiyatı, tarihi ve folkloru ile Melayê Bateyî'nin 1791 yılında istinsah edilen, bilinen en eski Kürtçe Mevlid'in nüshası gibi bir çok eser de ilk kez Mardin'de gün yüzüne çıkacak.
MAÜ Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım AA muhabirine, Alexander Jaba'nın Rusya Kürdoloji Arşivinin artık Artuklu Üniversitesinin Kürdoloji Biriminde yer aldığını söyledi.
Hem yurt içinde hem yurt dışında bulunan el yazması koleksiyonları ve arşivleri MAÜ Kürdoloji Birimine transfer etmek ve buna bağlı olarak çok geniş bir Kürdoloji kütüphanesi kurma çalışmaların devam ettiğini ifade eden Yıldırım, bunun somut göstergesi olarak da Rusya'nın Saint Petersburg kentinden transfer edilen Alexander Jaba Kürdoloji koleksiyonu olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Yıldırım, Alexander Jaba'nın 1848-1866 yılları arasında Rusya'nın Erzurum Konsolosu olarak görev yaptığını anımsatarak, şunları söyledi:
"Jaba bu yıllar arasında ünlü Kürt alimlerinden bir heyet oluşturuyor. Onlardan kendisi için bir Kürtçe el yazmaları hazırlamalarını ister. Bu Kürt ulema heyeti kendi aralarında Doğubayazıtlı Molla Mahmud'u temsilci olarak seçerler. Molla Mahmud da uzun soluklu bir araştırma ve çalışma sürecine giriyor. Bu süreçte bir kısmı kendisinden yüzyıllar önce yazılan, bir kısmı da kendisinin yazdıkları olmak üzere 80 civarında bir Kürdoloji arşivini oluşturuyor. Bu arşiv içerisinde Kürt dili, edebiyatı, tarihi, folkloru ve diğer konuları içeren eserler bulunmaktadır. Bu birbirinden eğerli eserlerin bir kısmı henüz gün ışığına çıkmamış. İlk kez bizim hazırlayacağımız geniş bir katalog içerisinde ilgileri ve meraklıları ile buluşacaktır."
- "Hitler bile arşive zarar verememiş"
Yıldırım, Konsolos Jaba'nın Türkiye'de hazırlanan arşivi Rusya'ya götürdüğünü ve Rusya Doğu Bilimler Akademisi Genel Halk Kütüphanesi'nde kayıt ve muhafaza altına alındığını aktardı.
Adolf Hitler'in Saint Petersburg'u almak için girişimlerde bulunduğunda ve şehri kendi güçleri ile kuşattığında, yetkililerin yaptığı ilk işin bu arşivinde içinde bulunduğu kıymetli arşivleri bin kilometre uzak olan bir takım yerlere götürüp orada saklamak olduğunu kaydeden Yıldırım, kuşatma kalktığında tekrar bu arşivlerin yerlerine getirilerek muhafaza edildiğini belirtti.
- "Çoğu eser ilk kez gün yüzüne çıkacak"
Arşivin içinde Kürt tarihi Şerefname'nin yegane nüshası ve Kurmancî çevirisi, Melayê Bateyî'nin 1791 tarihinde istinsah edilen, bilinen en eski Kütçe Mevlid'in nüshası ve ismi duyulan ünlü şairlerin şiirlerinin yer aldığı bir çok eserin ilk kez gün yüzüne çıkacağını ifade eden Yıldırım şöyle konuştu:
"Getirilen eserlerden örneğin çocuklar için Kürtçe alfabe, kelime ve cümle örnekleri var. Molla Mahmud'a ait, Kürt dili grameri ve karşılıklı sözlük, Kürt dili lehçeleri ve şiveleri arasındaki farklı varyantlar , Kürt tarihi Şerefname'nin yegane nüshası ve Kurmancî çevirisi var. Ünlü şairlerden Elîyê Herîrî, Ehmedê Xanî, Melayê Cizîrî, Feqiyê Teyran ile adları ilk kez duyulan Durefşan, Meqsûd, Asam şairlerinin Kürtçe Şiir Antolojisi var. Ayrıca bir medrese müzikal oyunu olan 'Berîte', folklorik aşk ve kahramanlık şarkıları var. 84 ulusal masal ve hikayeden oluşan eserlerde burada ilk kez karşımıza ve günümüze çıkıyor. Bu arşivde yer alan eserleri teker teker en ince teferruatına göre araştıracağız ve tanıtacağız. Bu eserlerden her biri başlı başına bir tez konusudur."
- "Sırada Berlin Kürdoloji arşivi var"
Yıldırım, Berlin'in ilgili üniversite ve kütüphanelerinde halen kayıt ve muhafaza altında tutulan yaklaşık 90 parçalık Kürdoloji arşivinin de MAÜ Kürdoloji Birimine transfer edilmesi için gerekli sözleşmenin hazırlanması çalışmalarında son aşamaya gelindiğini ifade etti.
Berlin'deki çeşitli üniversitelerde ve genel halk kütüphanelerinde varlıklarından haberdar oldukları yaklaşık 90 Kürdoloji eseri Kürdoloji Birimine transfer etmek için ilgililerle temasa geçtiklerini kaydeden Yıldırım " Şu anda imzalayacağımız sözleşme son aşamasına gelmiş bulunmaktadır. İnşallah yakın bir gelecekte bu arşivi de Berlin'de teslim almak üzere harekete geçeceğiz" dedi.
Yıldırım, MAÜ Rektörü Prof.Dr. Serdar Bedi Omay'ın Rusya'nın Saint Petersburg kentinde ki Kürdoloji arşivini almak için her türlü desteği verdiğini, Berlin'deki Kürdoloji arşivi içinde aynı desteğin sürdüğünü ve hiçbir maddi konudan kaçınılmayacağını ifade etti.
Saint Petersburg'daki Kürdoloji arşivi için yaklaşık 60 bin lira ödediklerini sözlerine ekleyen Yıldırım, şunları söyledi:
"Rektörümüzün ifadesiyle '160 bin dolar olsa yine öderdik' Berlin'deki Kürdoloji arşivini de transfer etmek için hiçbir maddi özveriden kaçınmayacağız. Onun ne kadara mal olacağı henüz tam netleşmedi. Ama bedeli ne olursa olsun çünkü bu hazine değerinde olan arşivi az maddi parayla maddi karşılıkla ölçülemeyecek kadar değerlidir."
- "Ejderhalara güle güle"
Prof. Dr. Yıldırım, klasik mitolojide "hazineleri ejderhalar korur" ifadesine yer verildiğini anlatarak, artık hazine değerindeki Kürdoloji arşivlerini korumak içinde ejderhalara gerek kalmadığını vurguladı.
Bu hazineleri koruma görevini büyük bir memnuniyetle MAÜ Kürdoloji Biriminin yapacağını ifade eden Yıldırım şöyle dedi:
"Hazineleri dış etkilere karşı ejderhalar korur. Artık hazine değerindeki Kürdoloji arşivlerini korumak için ejderhalara ihtiyaç yoktur. Bu hazineleri bu defineleri koruma görevi sorumluluğu ve işi büyük bir memnuniyetle Kürdoloji Birimi yapacaktır. Ejderhalara güle güle diyebiliriz. Bu vesileyle kurmayı düşündüğümüz ve kuruluşun temelini attığımız Kürdoloji kütüphanesini Ortadoğu'nun bütün araştırmacılarına, yazarlarına ve akademisyenlerine büyük bir hizmet verecek duruma getireceğimizi şimdiden müjdeliyorum."
- Çözüm Süreci
Yıldırım, çözüm sürecinin mevcut olumlu haliyle devam etmesiyle Kürdoloji çalışmalarının da büyük ivmeler kazanacağını kaydetti.
Çözüm sürecinin Kürt dili edebiyatı ve medeniyetine büyük katkı sağlayacağını ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:
"Artık kimse bu çalışmalara müdahale etme gereği duymayacaktır. Her geçen gün şimdiye kadar bilinmeyen ortaya çıkmayan eserler ortaya çıkacaktır. Hem Kürt diline ve edebiyatına ve medeniyetine büyür bir zenginlik kazandıracak hem de barış sürecine de olumlu katkıları olacaktır. Barış sürecinin de bu gelişmelere katkıları olacaktır. Bunlar birbirine bağlıdır. Ama şimdiye kadar sürmekte olan sürecin değerini idrak eden, bunun farkına varan artık ne asker kesiminden ne de askerle savaşanlar kesiminden herhangi bir cenazenin gelmemesi, bu cenazeler üzerinde artık duygusal atmosferin yaşanmaması, asker cephesinde artık 'şehitler ölmez' sloganlarının yükselmemesi aynı sloganın Kürtçe karşılığı olan 'şehit namırın' seslerinin bölgede yükselmemesi büyük bir mutluluk vesilesidir. Bu değerin farkına varan kamuoyu bu sürecin sabote edilmesine izin vermeyecektir diye düşünüyorum."