Komisyon'daki görüşmelerde MHP Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel'in kanun teklifi, konuyla ilgili diğer kanun teklifleriyle birleştirildi. Görüşmelerin Demirel'in teklifi üzerinden sürdürülmesi kararlaştırıldı.
Ruhsar Demirel yaptığı konuşmada, bu konuda yasal mevzuatta eşitsizlikler bulunduğuna dikkati çekerek, "Bizim Ceza Kanunumuz, Medeni Kanunumuz, Anayasamız hepsi farklı birşey söylüyor. Belki bu sebepledir ki referansın nerede alınacağı konusunda kafa karışıklığı oluyor. Uluslararası alanda 18 yaşına kadar herkes çocuktur. İç hukukumuzda farklı rakam ve yaşlar ifade ediliyor" dedi.
Demirel, Medeni Kanun'da evlilik yaşıyla ilgili somut bir düzenleme yapılması ve anayasayla uyumlaştırılması gerektiğini söyledi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Türkan Dağoğlu da bu konuda sadece kanunların yeterli olmadığını, insanların bunu hiçe sayabildiğini vurgulayarak, zihniyet değişikliğinin öneminin kanunlarda daha fazla olduğuna inandığını belirtti.
Bu noktada da eğitimin önemine dikkati çeken Dağoğlu, ayrıca 4+4+4 eğitim sisteminin iyi uygulanması halinde bu sorunun çözümüne katkısı olacağını kaydetti.
Komisyon Başkanvekili ve AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Türkiye'de her yerde erken yaşta evliliğin söz konusu olduğunu ifade ederek, bunun belli bir döneme hapsolmuş bir sorun olmadığını söyledi.
Türk Ceza Kanunu'ndaki cezai yaptırımlara değinen Çalık, "Evet cezaları getiriyoruz ama zihinsel değişimi yapmadığımız için farketmiyor. 6 aylık hamile çocuklar gördüm. Anneye, babaya ve dini nikahı kıyan insanlara bu çocukların fiziksel ve ruhsal yapısını anlatmak ve bilinçlendirmek gerekiyor" dedi.
-"Kültürel anlayış ile dini öğretisini birbirine karıştırmamamız icap ediyor"
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi ve Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Ahmet Yaman da erken evliliğin dini olmaktan ziyade sosyo ekonomik ve kültürel bir konu olduğunu söyledi. Yaman, "Her ne kadar burada dini nikah, imam nikahı gibi kavramlar etrafında konuşulduysa da ve böyle bir en azından toplumda görüntü varsa da problem öncelikle kültüreldir, sosyaldir, ekonomiktir" diye konuştu.
Geçim sıkıntısı, başlık geliri elde etme, aile baskısından kurtulmak için bir yol olarak görülmesi, eğitimsizlik ve aile içi şiddetin erken evliliklerde etken olduğu tespitlerine dikkati çeken Yaman, "Bir konudaki kültürel anlayış ile dini öğretisini birbirine karıştırmamamız icap ediyor. Nikah İslam anlayışında dini olmaktan öte medeni bir muameledir. Bunun herhangi bir dini temsil eden kurum ya da kişi tarafından deruhte edilmesi diye bir yaptırım, mecburiyet yoktur. Dolayısıyla toplumun bilgisi dahilinde yürütülmesi önemli bir husustur. Toplumun meşru gördüğü çerçevede bir evlilik yapılması arzu ediliyor. Bunun için de belli şartlar aranır" diye konuştu.
Yaman, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun küçük yaşta evlendirmelerle ilgili daha önce aldığı mütalaaya değinerek, mütalaada yer alan konuları şöyle sıraladı:
"Bu mütalaada konuya bir bütün halinde bakıldığında küçüklerin evlendirilmelerinin birçok açıdan uygun olmayacağı söylenebilir. Küçüklerin evlendirilmeleri uygulama evliliğin esaslı hedefleriyle uygun değildir. Zira evlenmenin esas hedefinin mutlu bir aile yuvası kurarak, birlikte huzur içinde yaşamak ve nesli devam ettirmektir. Küçüklerin evlendirilmesi bunların hiçbirisini gerçekleştirmeyeceği gibi birçok sorunu da ortaya çıkaracaktır. Evliliğin hukuki ve ahlaki çerçevesini çizen ayet ve hadislere bir bütün olarak bakıldığında onların yetişkin bireyleri aldığı ve bireylere sorumluluk yüklediği görülür. Buradan hareketle evlenecek kişilerin bu sorumluluğun bilincinde ve gereğini getirebilecek olgunlukta olmaları gerekir. Bu açıdan küçüklerin evlendirilmelerinin nikahın ve dinin maksatları açısından islam'ın genel amaçlarıyla uyumlu olmadığı söylenebilir. Günümüzde küçüklerin evlendirilmeleri onları genellikle psikolojik, ekonomik ve biyolojik olarak kaldıramayacakları bir yükün altına sokmaktadır. Bu tür evliliklerin günümüz şartlarıyla da uyumlu olmadığı ve birçok haksızlıklara zemin hazırladığı da ortadadır. Bu yaklaşım ve gerekçelere bağlı olarak Din İşleri Yüksek Kurulu küçüklerin evlendirilmelerinin ilkesel olarak uygun olmadığını mütalaa etmiştir. Bu genel çerçeve bu alanda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görüşünü yansıtması bakımından yeterlidir."
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu konuda diğer bakanlıklarla protokoller yaptığını da anımsatan Yaman, bunun yanında her bir müftülük bünyesinde yer alan Aile İrşat Danışma büroları aracılığıyla toplumla birebir ilişkiler kurarak, bu tür evliliklerin doğuracağı sonuçlar bakımından bir eğitim faaliyetinin devam ettirildiğini söyledi.
Kanun teklifinde, aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında en az 3 yıl hapis cezası verilmesi öngörülüyor. Teklifte, evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan kimse hakkında da yine en az 3 yıl hapis cezası yer alıyor.