AB Dışişleri Konseyinde alınan kararı memnuniyetle karşılayan AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, yaptığı yazılı açıklamada "Müzakerelerin Küba'ya yönelik angajmanımızı konsolide etmeye yardımcı olacağına güveniyorum" ifadesini kullandı.
Küba'nın bu teklifi değerlendirmesini umduğunu, böylelikle kısa sürede daha güçlü bir ilişki için çalışabileceklerini kaydeden Ashton, "Bu geçmişe kıyasla bir politika değişikliği değil. Sadece Küba'daki reform ve modernizasyonu desteklemek istiyoruz" görüşüne yer verdi.
AB ile Küba arasındaki ilişkilerin gelişmesinin ve normalleşmesinin önündeki en önemli engeli bu ülkedeki insan hakları ihlalleri oluşturuyordu. Ashton, insan haklarının ilişkilerin odağında yer almayı sürdüreceğini, insan hakları alanında Küba'nın da gerekli olanı yapacağını umduğunu belirtti.
AB ile Küba arasında müzakerelerine başlanacak olan anlaşma, ticaret ve yatırımın yanı sıra insan hakları alanındaki diyaloğu da artırmayı amaçlıyor. AB'nin Küba ile ilişkileri derinleştirme yönünde adım atmasında Devlet Başkanı Raul Castro'nun yürürlüğe soktuğu pazar odaklı reformlara ivme sağlanması ve uzun vadede daha kapitalist bir ekonomiye olası bir geçişte Avrupa şirketlerinin uygun pozisyonu almalarına olanak sağlamanın da etkili olduğu kaydediliyor.
Küba yönetiminin 2003'te uyguladığı baskı ve 75 muhalifin hapsedilmesi, AB'nin bu ülkeyle ilişkilerini askıya alması sonucunu doğurmuştu. Askıya alma kararının ardından AB ile Küba arasında 2008'de yeniden diyalog kuruldu. Buna rağmen özellikle Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nin itirazları nedeniyle ilişkilerde tam bir normalleşme sağlanamadı.
AB, 1996'da aldığı bir karar bağlamında Küba'ya yönelik politikasını insan haklarıyla ilişkilendiriyor. Küba'nın AB'deki en önemli ticaret ortakları İspanya ve Hollanda.