Sağlık Bakanı Müezzinoğlu burada yaptığı konuşmada, Bakanlık olarak birey, aile ve toplum sağlığını birinci derecede önemsediklerini, kişinin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için, aile ve toplum sağlığını bir bütün olarak kucakladıklarını vurguladı.
Vatandaşların sağlılığa değer veren, sağlıklı bir yaşam felsefesini merkeze almaları halinde, doktora daha az ihtiyaç duyacaklarını ifade eden Müezzinoğlu, 'Sağlığımıza değer veren, sağlıklı bir yaşam felsefesi benimseyebilirsek, inanıyorum ki, daha çok hastaneye, daha çok teknolojiye, daha çok doktora mahkum olmaktan uzak kalırız. O nedenle kendimize değer veren ve hemen peşinden sağlığına değer veren bir yaşamı, bizim toplumsal algımıza yerleştirmemiz lazım. Tabi ki bu konuda yerel yönetimler de çok önemli. Sağlıklı bireyler, sağlıklı aile, sağlıklı toplum için önemli' dedi.
Türkiye'nin gelişmesinden ve büyümesinden içeride ve dışarı da bazı kesimlerin rahatsızlık duyduklarını anlatan Bakan Müezzinoğlu, tüm vatandaşlardan sandığın ve milletin iradesine sahip çıkmalarını istedi.
Müezzinoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
'Bizim sağlıklı birey, sağlıklı aile, sağlıklı toplum ve şehirler konuşmamız ne yazık ki zorlaşıyor. Bütün bunları konuşmamız gerekirken, mahallemizi, sokağımızı, geçlerimizi, bir bakıyorsunuz ülkemizin gelecek hayalleriyle, hedefleriyle birileri oynamak istiyor. 2023 yılında 2 trilyon bütçesi olan bir Türkiye hedefliyoruz. (İstanbul'a) Üçüncü hava alanını yapmış, bölgede dünya uçuşlarının merkezi olmuş bir ülke hedefliyoruz. Kanal İstanbul'u yapmış bir Türkiye hedefliyoruz. Şehir hastaneleriyle, yalnız 76 milyon insanına hizmet sunan değil, yakın coğrafyasındaki 1 milyar nüfusla, sağlık turizminden en az 10 milyar dolarlık gelir elde etmeyi planlayan bir Türkiye hedefliyoruz. Bundan İngiltere, Almanya, Fransa rahatsız olabilir ama içerideki vatandaşlarımızın rahatsız olmasını anlamıyorum.'
- 'Hizmetlerimizin odağına insanı yerleştirdik'
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ise konuşmasında, Türkiye'de yönetim sorumluluğunu üstlendikleri günden bu yana yaptıkları hizmetlerin insan odaklı olduğunu, Türkiye'de yaşayan herkese hiç bir ayrım yapmadan eşit bir şekilde hizmet ettiklerini belirtti.
Türkiye'nin başarısından rahatsız olan kişilerin olduğunu, bu kişilerin de kendi yetki ve sorumluluklarının dışına çıktıklarını ifade eden Yazıcı, konuşmasına şöyle devam etti:
' Güvenlikte görevli kimi kurumlar içinde, kendilerini çok akıllı sanan bazı kişiler Türkiye'nin elden gittiği kaygısıyla, milletin temsilcisi hükümetin görev ve yetkilerini ortadan kaldırmaya yönelik eylem tasarlayabilmişlerdir. Her kurum kendi görev ve yetki alanı içinde çalışırsa bir sorun kalmaz. Aynı şekilde kamusal alan içerisinde görev yapan, devlet kadroları içinde görev yapan kimi kesimlerin görev ve yetki alanı dışına çıkmaları, demokratik süreçler açısından onarılmaz süreçlere yol açıyorsa ki bunu kararlı biçimde engelledik. Herkesin görev ve yetki alanı içerisinde faaliyet yapabileceği duruma getirdik. Sosyal alanda faaliyet gösteren dernek, vakıf, sendika cemaat, her ne ise onların da sosyal alan içerisinde kalmaları gerekiyor. Elbette ki bunların varlığı demokratik gösterge bakımından önemlidir ve gereklidir. Fakat hiç bir yapının, hükümeti şekillendirmeye, seçim dışında başka yöntemlerle hükümete müdahalede bulunmaya ve millet nezdinde var olan, hükümetin başbakanın karizmasını çizmeye hak ve yetkisi yoktur.'
Konuşmaların ardından Yazıcı ve Müezzinoğlu, sigarayı bırakan 3 kişiye hediye çeki verdi.