Dolar

34,8675

Euro

36,6715

Altın

3.017,63

Bist

10.111,66

Bir elinde örgü diğerinde mühür

Bir elinde örgü diğerinde mühür

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-05 09:14:31

Bir elinde örgü diğerinde mühür
AHMET KAPLAN - Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yıllarca şiddet ve töre gibi olaylarla gündeme gelen kadınlar, artık birçok alanda adından söz ettiriyor.

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde 15 yıldır mahalle muhtarlığı görevini yürüten 58 yaşındaki Makbule Fidan, önümüzdeki yerel seçimlerde de erkek rakiplerine karşı kıyasıya mücadele edecek. Başında oyalı tülbenti, elinde örgüsü ve üzerinde yerel kıyafetiyle mahalle sakinlerinin sorunlarına çözüm arayan 7 çocuk annesi Fidan, çevresindeki kadınlara da örnek oluyor.

- 3 muhtar sorununu çözemeyince kendisi muhtar oldu

Fidan'ın muhtarlık macerası, 16 yıl önce gittiği Kulp ilçesinde sorununu çözemeyen 3 mahalle muhtarına kızmasıyla başladı. Muhtar olmaya karar veren Fidan, bu düşüncesini ailesine açtı. Çocuklarının da desteğiyle 1999'daki yerel seçimlerde Selahattin Eyyübi Mahalle Muhtarlığı için adaylığını açıklayan Fidan, seçimde bütün rakiplerini geçerek, muhtarlık koltuğuna oturdu.

Diyarbakır'ın 15 yıllık kadın muhtarı Fidan, AA muhabirine, 1999 yılında girdiği ilk seçimlerde 8, ikincisinde 9, üçüncü seçimde ise ikisi kadın 10 rakiple mücadele ettiğini anlattı.

Mart ayındaki yerel seçimlerde yine mahalle muhtarlığı için aday olduğunu açıklayan Fidan, "Bir tarafta el işi, diğer tarafta muhtar mührüyle vatandaşlara hizmet ediyorum. Batıdan gelenler beni karşılarında gördüklerinde 'Ay sen muhtar mısın?' diyerek şaşkınlıklarını dile getiriyorlar" diye konuştu.

Boş zamanlarında el işi yapıp kitap okuduğunu belirten Fidan, "Vatandaşlar beni örgü örerken gördüğünde, 'Maşallah muhtarımızın 10 parmağında 10 marifet' diyorlar. Akşama kadar burada vatandaşa hizmet veriyorum. Akşam evde de yemek, temizlik işlerini yapıyorum" dedi.

- "14 yaşında evlendim, 16'sında anne oldum"

Kız çocuklarının eğitimine çok önem verdiğini dile getiren Fidan, şunları kaydetti:

"Çocukluğumu hiç yaşayamadım. 14 yaşında evlendim, 16'sında anne oldum, 20 yaşına gelince de 3 çocuğum vardı. O yüzden kız çocuklarının eğitimi benim için çok önemli. Anne ve babalar, kızlarını okutsunlar, kızları küçük yaşta evlendirmesinler. Yazıktır, günahtır. 27 yaşında eşimi kaybettiğimde en büyük çocuğum 13 yaşında en küçüğü ise daha dünyaya gelmemişti. Babasının ölümünden 6 ay sonra dünyaya geldi. Hiç kimseden ne bir destek gördüm ne de bir kuruş para aldım. Gece gündüz çalıştım. Bütün çocuklarımı okuttum. Çocuklarım üniversite mezunu olup şimdi iş sahibi oldular. En küçük çocuğum şuanda üniversite öğrencisi. Kadınlar okusun, kendilerini yetiştirsinler. Bilmemezlik zaten sıkıntıdır. Kadınlarımız bu sıkıntıyı üzerlerinden atsınlar, hiç korkmasınlar."

Haber Ara