Bahçeli, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İran'dan dönerken bir kez daha "gündem değiştirme mühendisliğine" soyunduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın gizli dinlemelerden şikayet ederek, herkesin bundan dert yandığını ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, kendisi, ailesi ve çocuklarına kadar herkesin dinlenildiğini söylediğini anımsatan Bahçeli, konunun önemli olduğunu belirtti.
Erdoğan'ın Türkiye'yi telekulak çetelerinin emrine soktuğunu öne süren Bahçeli, şunları söyledi:
"Korku devletinin sütunlarını diken bu şahıs, 'her tarafı böcek sardı' diyerek ön almaya çalışmakta, kendisini masum göstermeye çabalamaktadır. Halbuki AKP iktidarı, Recep Tayyip Erdoğan Başbakan olasıya kadar hiç kimse hukukta sınırları çizilen alanın dışına çıkarak dinleme ve gözetleme yapmamıştır. Ortam dinleme alışkanlığı, teknik takip bugünkü kadar kontrolsüz, bugünkü kadar kuralsız olmamıştır. Başbakan, kazanına ne koyduysa çömçesinden de o çıkmıştır. Başkalarını dinlerken hiç sesi soluğu çıkmayan Başbakan'ın, bugün 'ofisime böcek konulmuş' demesi acizliğin değilse bile, özel hayata saygı duymayan sicilinin eseridir. Şimdilerde ses kayıtlarının internet pazarına düşmüş olması, elbette özel hayatın dokunulmazlığı açısından kayıptır. Fakat bu yolu Başbakan ve etrafındaki iki ayaklı böcekler çoktan açmıştır.
Bir zamanlar, yüksek yargı üyelerinin konuşmaları çarşaf çarşaf sızdırıldığında Başbakan tepki vermemiştir. Genelkurmay başkanlarının, kuvvet komutanlarının, ordu komutanlarının, donanmadaki yüksek rütbeli subayların telefon görüşmeleri afişe edildiğinde Başbakan'ın çıtı çıkmamıştır. Siyasi parti genel başkanlarının, milletvekillerinin, gazetecilerin, öğretim üyelerinin, yazarların, hülasa herkesin dinlendiği anlaşıldığında Başbakan oralı bile olmamıştır. Mahkeme kararı olmaksızın sözde darbe davalarında kullanılmak üzere önüne gelen izlenmiş, özel hayatlar delik deşik edilmiş ama Başbakan üç maymunu oynamaktan hiç gocunmamıştır.
Başbakan Erdoğan tüm bunlar olduktan sonra, ilk defa 2012 yılının Aralık ayının son günlerinde ofisine böcek koyulduğunu duyurmuştur. Böcek sürüsü yolunu şaşırmış, orada burada gezerken sonunda Başbakan'ı da dinleme kafesine almıştır."
-"Pakete demokratik demek, demokrasiye ihanettir"-
Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, yasa dışı dinlemelerin önüne geçmek için yeni bir düzenlemenin arifesinde olduklarını açıkladığını anlatarak, "Başbakan ve hükümetinin telefon dinlemeleriyle ilgili kanun değişikliği hazırlığı bulaştıkları rüşvet ve yolsuzluk iddialarını örtme sinsiliğine hizmet etmektedir" dedi.
Özel yetkili mahkemelerle ilgili planlamanın da buna dönük olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Başbakan sıkışmış, kendince gündemi değiştirme mecburiyetinde kalmıştır. Bu sebeple düğmeye basmış, PKK'nın ve İmralı canisinin de rüşvet ve hırsızlık serüvenine verdiği destekten dolayı gönüllerini hoş edecek yeni bir demokratikleşme paketinin müjdesini vermiştir. Terörle Mücadele Kanununun 10. maddesinde yapılması planlanan değişiklik PKK'ya verilen tavizlerde yeni bir halkadır.
Rüşvetçiler, ihaleye fesat karıştıran yandaş işadamları, cezaevindeki sahtekarlar, yolsuzluk çeteleri Başbakan'ın paketiyle umutlanmıştır. Böylesi bir pakete demokratik demek, bizzat demokrasiye ihanet, milletimize hakaret, adalete kelepçe takmak demektir. Kanun kaçakları, kamu bankalarını soyanlar, mazlum ahı alanlar, yetimlerin hakkını gasp eden kutucular, ayakkabıcılar, kasacılar, devlete sırtını dayayan haramzadeler ne yaparlarsa yapsınlar ne beşeri adaletten ne de Mahkeme-i Kübra'nın hükmünden kurtulamayacaklardır. Başbakan unutmasın ki darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmamış, olmayacaktır."
-"Suriyeli Türkmenler yüzüstü bırakılmamalı"-
Bahçeli, Suriye coğrafyasında, en doğudaki Derik'ten en batıdaki Afrin'e kadar uzanan bölgede "Batı Kürdistan'"ın çatısının örüldüğünü ileri sürdü.
Şam yönetiminin PYD ve PKK ile kontak halinde olduğunu anlatan Bahçeli, Şam idaresinin PYD kanalıyla kendisine güvenli bir alan oluşturduğunu söyledi. Bahçeli, "IŞİD terör örgütü Esad hesabına tetik çekmekte, Türkmen kanı dökmektedir. En son 4 Türkmen komutan katledilmiştir. Türkmen kardeşlerimizin can ve mal güveliği tehlike altındadır. Türkmenler yerinden yurdundan olmaktadır" diye konuştu.
El Kaide'nin türevi IŞİD'in Özgür Suriye Ordusu ile çatışmalarının Türkiye'ye sıçradığına dikkati çeken Bahçeli, geçen hafta, IŞİD'in ateşlediği bir havan topu mermisinin Çobanbey Hudut Karakolu'nun yakına düşmesinin tehlikenin büyüklüğünü gözler önüne serdiğini söyledi. Bahçeli, değişen angajman kuralları gereğince Türk Silahlı Kuvvetleri'nin merminin geldiği bölgeye tank ve ağır makineli silahlarla karşılık verdiğini anlattı.
Türkiye'nin El Kaide terör örgütünün de menziline girdiğini ifade eden Bahçeli, "Esad yönetimi kuvvetle muhtemel ülkemize yönelik mütecaviz emellere destek verecektir. Son zamanlarda Türkmen kardeşlerimize yönelik hasmane saldırılar bunun işaretidir. Başbakan ve hükümeti Türkmenleri yüz üstü bırakmamalıdır" dedi.
"Milli birlik ve bütünlüğümüzün onarılamayacak kadar zedeleneceği çok tehlikeli bir süreç maalesef Türkiye'nin önündedir" diyen Bahçeli, "Gerek ihmal, gerek tahrik, gerekse dayatmalarla gelinen nokta, Cumhuriyetin kuruluşu ile elde edilen kazanımların kaybına yol açabilecektir. Bunun için ne PKK'ya, ne PYD'ye, ne de El Kaide tahriklerine hiçbir şart altında müsaade edilmemelidir. Bu Türkiye için hayati bir konudur. Varlığımız buna bağlıdır" diye konuştu.
Türkiye'nin etrafındaki terör kuşatmasının önüne geçilememesi halinde, devletin bugünkü yapısını, toprakların bugünkü halini ve milletin bugünkü beraberliğini korumanın mümkün olmadığını dile getiren Bahçeli, "Başbakan'ı uyarıyorum, ülkemizin içinde bulunduğu yakın coğrafyada yaşanan gelişmeler Türkiye'nin sürüklendiği olumsuz süreci hızlandırıcı rol oynamaktadır. Buna karşı tedbir almamak, çözülmeye, bölünmeye ve dağılmaya meyyal bir siyaset izlemek en büyük ihanettir" dedi.
(Bitti)