Denizli'nin Çal ve Güney ilçelerinde partisinin belediye başkan adaylarının seçim bürolarının açılışına katılan Bahçeli, Güney'deki konuşmasında, son zamanlarda Abdullah Öcalan'a ziyaretlerin başladığını belirtti.
Bahçeli, şunları söyledi:
"Oslo'dan günümüze gelen süreç içerisinde neredeyse genel affa götürecekler. Dağdaki eşkiyalar, şehirlere indi. Bir partisi varsa iki parti oldu. İki partinin de anası PKK. Bunlar şimdi Güneydoğu Anadolu'da. Başbakan geldiğinde yanınızda telefonla arasın, Hakkari Valisi ne yapıyor, bir sorsun bakalım. Hakkari Valisi, odasından çıkamıyor. Emniyet müdürlerinin, emniyet güçlerinin, silahlı kuvvetler mensuplarının eli ayağı bağlanmış, 'bunlara dokunmayacaksınız' diyor ve PKK denilen zavallılar, vatana ihanet eden insanlar, sokağa hakim olmuş, esnaf kardeşlerimden vergi adına haraç topluyor. Şimdi bunlar, aynen Suriye'de olduğu gibi, Batı Kürdistan'ın özel yönetimi gibi, Diyarbakır'da ve etrafındaki 15 ilde Kuzey Kürdistan özerk yönetimi için gayret gösteriyor. Bir ses sanatçısı getiriyor, Barzani'yi davet ediyor, Diyarbakır'da ilk defa Kürdistan tabirini kullanıyor. Allah'tan kork, o kadar şehidimiz var. Bölücü terörün siyasallaşarak Güneydoğu Anadolu'da yapılanmaya müsaade eden demokratik açılım zırvası... Bu demokratik açılımı hazırlayan, Türkiye'de buna uygun paketler hazırlayarak, hukuki kılıf arayan ve bu ihanete doğru Türkiye'yi sürüklemeye çalışan kim varsa, Cenab-ı Allah iktidar nasip ettiğinde, yedi sülalesinden bu hesabı soracağım."
"Kuzey Kürdistan" olarak anıldığını ifade ettiği illerin, 144 bin kilometrekare toprağı bulunduğunu kaydeden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Yani 780 bin kilometrekare toprağımızın 144 bin kilometrekaresi, PKK'nın hakimiyet alanı olarak ifade ettiği illerimizdir. Burada 8 milyon 640 bin nüfus var. Önümüzdeki seçimde aldıkları oy siyasi yönden Kürt kimliği olarak ifade edileceği için dünya kamuoyuna bağıracaklar; 'İşte burası şu kadar Kürdistan'dır. Oy verdikleri için burada bu kadar Kürt yaşıyor, burada bu kadar toprak var. Öyleyse egemenlik hakkımızı istiyoruz. Egemenlik hakkımızın birinci aşaması özerk, ikinci aşaması federal, en sonunda da bağımsız Kürdistan.' Bunlar bu oyunla Başbakana diyorlar ki, 'Oslo'dan beri bizimle anlaştın, bunları bunları yaptın, demokratikleşme paketinin artık gerisini de tamamla. Biz de Suriye'deki gibi bağımsız bir Kürdistan Özerk Yönetimini kurmaya hazırız'. Başbakan işte bunlara da 'eyvallah' demek mecburiyetinde. Eğer bu böyle devam ederse, ülke bölünmeye gider. Ama MHP olarak, ne bir vatandaşımızı ne bin yıllık kardeşliğimizi ne bir taşımızı, toprağımızı kimseye vermeye taraftar değiliz."
