Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zülküf Önal, kişide horlama, gün içinde yorgunluk ve uyku hali ile kendini gösteren uyku apnesinin, solunum durmasıyla birlikte boğulma hissi ile uykudan uyandıran ve tedavi edilmediğinde kalp krizine kadar gidebilen ciddi bir sağlık sorunu olduğunu söyledi.
Uyku apnesinin, küçük dilin büyük olması, bademciklerin ve geniz etinin normal boyutlarda olmaması ya da soluk alınan bölgenin dar olması gibi nedenlerle ortaya çıktığını ifade eden Önal, bu kişilerde tedaviye dirençli yüksek tansiyon geliştiğini, akciğerde sorunlarla karşılaşıldığını, psikolojik açıdan mutsuzluk gibi problemlerin görüldüğünü ve kalp krizi riskinin arttığını vurguladı.
Uyku apnesi tedavi edilmediğinde uygunsuz yerde uygunsuz şekilde uykuya dalmalar görüldüğüne işaret eden Önal, bu durumun özellikle şoförler hatta uzun yol şoförleri için çok büyük bir sorun olduğunu ve mutlaka tanı ve tedavisinin yapılması gerektiğinin altını çizdi. Önal, "Bu kişiler, direksiyon başındayken aniden uykuya dalabilir. Kendi ve çok sayıda kişinin canının emanet edildiği uzun yol şoförleri, mutlaka ehliyet alırken uyku apnesi testinden geçirilmelidir" dedi.
-"Ciddi yaralanmalarla sonuçlanan kaza riskini 7 kat artırıyor"
Türk Toraks Derneği Uzlaşı Raporu'na göre, toplumlarda uyku apnesi sıklığının yüzde 3-7,5 arasında değiştiğini belirten Önal, uyku apnesinin ciddi yaralanmalarla sonuçlanan kaza riskini 7 kat artırdığını bildirdi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi uyku bozuklukları merkezinde 3 bin 354 hasta üzerinde yapılan çalışma hakkında bilgi veren Önal, şunları kaydetti:
"Bu çalışmada, ağır tıkayıcı tip uyku apne sendromu (OUAS) saptanan hastalarda gündüz aşırı uyuma ihtiyacının, basit horlamalardakine göre 2,8 kat daha fazla olduğu, yeterli uyuduğu halde araba kullanırken uyku gelme olayının ise bu grupta basit horlamalarda olduğundan 3,45 kat daha fazla görüldüğü belirlendi. Çalışmada, hafif OUAS'lerde sendromlularda kaza riskinin 4,35, ağır OUAS'lerde ise 6,59 kat arttığı saptandı.
Vancouver Coastal Health Research Institute and University of British Columbia araştırmacılarının yaptığı çalışmada da uyku apnesi olan hastaların ciddi yaralanma ile sonuçlanan araba kazası yapma riskinin 3-5 kat daha fazla olduğu belirlendi. Çalışma, hafif uyku apnesi olan hastalarda bile ciddi kaza riskinde artış olduğunu ortaya koydu.
Türkiye'de de 45 yaş üzeri 62 uzun yol şoföründe yapılan bir çalışmada, 62 şoförün 39'unda tıkayıcı tip uyku apne sendromu belirlendi."
-"Batılı ülkelerde epilepsi ve uyku apnesi olanlara ehliyet verilmiyor"
Önal, batı ülkelerinde bu konuda ciddi yaptırımlar bulunduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Batılı ülkelerde epilepsi ve uyku apnesi olan kişilere kesinlikle ehliyet verilmemektedir. Sistemin doğru işlemesi ve toplum ve can güvenliğinin sağlanabilmesi için epilepsi ve uyku apnesi olduğu belirlenen kişilerin, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bildirimlerinin yapılması gerekir. Nasıl ki, bulaşıcı bir hastalık söz konusu olduğunda tanı konulan hastanın bildirimi Sağlık Bakanlığına yapılıyorsa, aynı şekilde bu hastaların da emniyete bildirilmesi gerekir. Özellikle uzun yol şoförlerine mutlaka hastane koşullarında uyku apnesi testi yaptırılmalı, bunun sonucuna göre ehliyet verilmelidir.
Sürücü Aday Yönetmeliği'nde 45 yaş üstü ve vücut kitle indeksi>25 olan D ve E tipi profesyonel ehliyet alacak şoför adaylarından mutlaka polisomnografi raporu istenir. Bu kişiler çalıştıkları sürece her sene bu raporu tekrarlamakla yükümlüdür. Sürücü aday yönetmeliğindeki ilgili maddeye rağmen, ülkemizdeki şoför sayısının çokluğu ve uyku merkezlerinin sayısı göz önüne alındığında bu tarama maalesef yapılamamaktadır."
Çok sayıda kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazalarında şoförde uyku apnesi olması ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiği uyarısında bulunan Önal, "Çeşitli derneklerin ehliyet öncesinde uyku apnesi testinin yapılması için ilgili yerlere başvuru yaptığını, ancak şu an için bir sonuç alınamadığını" bildirdi.