'Suriye'deki katliam fotoğraflarını biliyorduk'
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Suriye'deki işkence ve katliam fotoğraflarıyla ilgili konuştu.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-24 09:14:00
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, dünyada şok etkisi yaratan Suriye'de işkence fotoğraflarından Kasım ayından bu yana haberdar olduklarını ancak kamuoyuna açıklamada bulunmadıklarını söyledi.
"FOTOĞRAFLARI KASIM AYINDA ÖĞRENDİK"
ABD'nin, uluslararası ve ulusal haber kurumlarının 'özel haber' olarak duyurduğu Suriye'de işkence fotoğraflarından geçtiğimiz yılın Kasım ayından beri haberdar olduğu ortaya çıktı. Harf, gündelik basın toplantısında bir gazetecinin, "Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev, ortaya çıkan işkence görüntülerinin araştırılması gerektiğini, kanıtlanıncaya kadar da Beşar Esad suçludur diyemezsiniz yorumunu yaptı. Ne diyorsunuz" sorusuna verdiği yanıtta, söz konuzu fotoğrafların varlığından 2013 Kasım ayından bu yana bilgileri olduğunu söyledi.
Harf, "Olayın perde arkası ile ilgili kısa bir bilgi vereyim. Bu fotoğrafların varlığını Kasım ayında öğrendik. Bu fotoğraflardan örnekler bize, ABD Hükümetine gösterildi. Bu fotoğrafları ve veri tabanını gün ışığına çıkaranlar, uluslararası sivil toplum kuruluşları ile çalışmayı tercih etti. Ama fotoğrafları bize getiren kaynağın ve ailesinin güvenliği kaygısıyla bu verileri o zaman kamuoyuna açıklamadık. Bu konuda kafalarda bazı sorular olduğunu bildiğim için bunları belirtmek istedim" diye konuştu.
Fotoğrafların ortaya çıkmasından sonra yine incelediklerini ve doğrulanması için çalıştıklarını belirten Harf, "Her yönden Esad rejiminin şimdiye kadar yaptıkları ile örtüşüyor. Bu fotoğraflar, hatta bundan da çok kanıtlar var elimizde Esad rejiminin kendi halkına gaddarca davrandığını gösteren. Cezalarını çekmeleri içinde uluslararası kurumlarla işbirliği içinde çalışıyoruz" dedi.
"GADDARLIĞINI KANITLAMAK İÇİN FOTOĞRAFLARA İHTİYAÇ YOK"
Esad'ın savaş suçu işlediğini, kimyasal silah kullandığını söyleyen Harf, "Esad rejiminin ne kadar gaddar olduğunu kanıtlamak için bu fotoğraflara ihtiyaç yok. Bu fotoğraflar, yaygın ve sistematik bir gaddarlık olduğunu gözler önüne seriyor. Belgelerin doğruluklarını araştırıyoruz, ama doğru olmadıklarına ilişkin bir neden de göremiyoruz" diye konuştu.
Marie Harf, bir başka soruya verdiği yanıtta da Suriye yönetiminin yaptıklarına karşı sorumlu tutulması için başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kurumlar ile çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.
Bozuk plak gibiyim ama Türkiye'ye karışmayız!
' Türkiye 'deki, yolsuzluk soruşturmalarını nasıl görüyorsunuz' sorusunu 'Yolsuzluk soruşturmaları başladığından bu yana yaşanan gelişmeleri izlemekteyiz. Birçok kez de söylediğimiz gibi, Türkiye yurttaşlarının tüm soruşturmaların adil, şeffaf ve demokratik bir şekilde yapıldığını izleme isteğine tam desteğimiz sürüyor. Ancak bu soruşturmalar hakkında yorum yapmayacağız' şeklinde yanıtladı. Marie Harf, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin de bu hafta başlarında, 'ABD'nin Türkiye'nin iç işlerine karışmayacağı' sözlerini anımsatarak, 'Bu konuları konuşmayı kendilerine bırakıyoruz' diye konuştu.
Marie Harf, ' Başbakan Erdoğan , yolsuzluk soruşturmalarını darbe girişimi olarak niteliyor, buna ne diyorsunuz' sorusuna da, 'Tekrar ediyorum, Türkiye'deki yerel gelişmeleri izlemekteyiz ama Türkiye'nin iç işlerine karışmayacağız ya da buradan herhangi bir analiz yapmayacağız' karşılığını verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Harf, 'Hükümet, olayların arkasında Gülen Cemaati olduğunu iddia ediyor. Gülen hareketi hakkında bilginiz var mı?' sorusunu ise 'Jen (Psaki) de söylemişti, Türkiye'nin iç konularına ilişkin değerlendirmelerde bulunmayacağız. Şurası açık ki Türk Hükümeti ile değişik konularda temas halindeyiz. Ama bu tür konularda değerlendirme yapmayacağız' diye yanıtladı.
Harf, bağımsız yargı kurumlarının yetkilerini elinden almaya yönelik girişimlerle ilgili olarak, 'Bu girişimler Avrupa Birliği'nden de tepki aldı. Yasanın geçmesi Türkiye'de güçler ayrılığı ilkesine zarar verir mi' sorusuna karşılık olarak da, 'Bozuk bir plak gibi ses çıkarmaktan nefret ediyorum ama bütün bunlar Türkiye'nin içişleri ve buna karşı tavır almak bizim işimiz değil' dedi.
Haber Ara