Kızıltepeli STK'lardan Hizmet Hareketi'ne destek açıklaması
17 Aralık'ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra Hizmet Hareketi'ne yönelik iddialara Mardin'in Kızıltepe ilçesinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinden(STK) tepki geldi. Kızıltepe Aktif Sanayici ve Genç İşadamları Derneği (KASG
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-23 13:32:37
Hizmet Hareketi'nin bu güne kadar ülke ve ülke insanının aleyhine hiçbir işe imza atmadığı, bilakis ülkenin ve insanların kalkınması amacıyla bir araya gelen gönüllüler topluluğu olduğuna dikkat çekildi. KASGİAD Başkanı Seyithan Karaozan tarafından okunan açıklamada şöyle denildi: "Evrensel insani değerler çerçevesinde, birlikte yaşama kültürü oluşturmayı hedefleyen, bir sivil toplum hareketi olan Gönüllüler Hareketinin yok edilmeye çalışılmasını toplumun dinamikleri açısından son derece tehlikeli ve anti demokratik buluyoruz. Bu uygulamalarla ülkemizdeki barış ve kardeşliğin tesisi adına başından beri desteklediğimiz çözüm sürecinin de son dönemlerde yaşanan gelişmelere kurban edilmemesi gerektiğini düşünmekteyiz. Dünya genelinde 160'tan fazla ülkede faaliyet gösteren bu hareket, kendi kaynağı olan Anadolu insanının büyük teveccühünü ve desteğini kazanmıştır. Bu hareket, kültürümüzü tanıtmak, ülkemizi sevdirmek, işadamlarına öncülük etmek, insani yardım yapmak, manevi değerleri korumak, evrensel değerlerle eğitim faaliyetleri yürütmek, birlikte yaşama kültürünü oluşturmak gibi pek çok faaliyet yapmaktadır. Bu hareket bugüne kadar ülkemiz aleyhine hiçbir çalışmanın içinde olmamıştır. Nitekim devlet büyüklerimiz de hareketin faaliyetlerine ve gönüllüleri tarafından gerçekleştirilen çalışmalara katılmış ve büyük memnuniyet ve övgüleri dile getirmiştir. Sayın Başbakanımızda birçok defa takdirlerini dile getirmiştir. Daha düne kadar yere göğe sığdırılamayan, alkışlanan, alkış alınan bu güzel insanlara son günlerde 'karşı tarafla' başlayan ve bugüne kadar hiç kimseye söylenmemiş bir biçimde fitneci, paralel yapı, örgüt, çete, casus ve son olarak da haşhaşiler gibi ağır ithamlarda bulunmak toplumda derin yaralar açmıştır. Toplumda oluşan bu yaralar bir an önce tedavi edilmeli ve uzlaşmacı bir tavır sergilenerek ortam yumuşatılmalıdır. Bazı medya kuruluşları sorumlu ve objektif gazetecilik kriterlerini hiçe sayarak 'bir merkezden yönlendiriliyor intibaı' verilerek her türlü yalan ve iftiraya başvurmak suretiyle Hizmet Hareketine karşı kara propaganda faaliyeti yürütülüyor.
Bir boşluktan doğan ve özelikle bölgemizdeki gençlerin önün açan eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasına ciddi katkılar sağlayan dershaneler Anayasanın teşebbüs hürriyeti, eğitim alma özgürlüğü çiğnenerek kapatılmaya çalışılıyor. Toplumun büyük bir kesiminin karşı olduğu halde bir oldu bittiye getirilerek Anadolu insanın elinden bu imkan alınmak isteniyor. Hizmet Hareketi ile ilgisi olduğu düşünülen İşadamları keyfi denetim ve tehditlerle baskı altına alınmaya çalışıyor. Bazı işletmelerin ruhsatları iptal ediliyor, kamu kurumları ve bir kısım işadamları bir katılım bankasındaki mevduatlarını çekme konusunda zorlanarak banka devlet eliyle batırılmak isteniyor. Kamuda çalışan memurlar, bürokratlar Hizmet hareketine nispet edilerek fişleniyor ve hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden kıyıma tabi tutuluyor. Allah rızasına kilitlenmiş bir ilim ve fikir insanı olan, hareketin fikir mimarı Muhterem Fethullah Gülen hayatta herhangi bir makam, mevkii, maddi çıkar ve siyasi hedef içinde olmamıştır. Dolayısıyla savaşla, tuzakla, operasyonla, kirli oyunlarla hiçbir ilgisi bulunmayan Fethullah Gülen Hocaefendi örgüt lideri olarak gösterilmeye çalışılıyor. Bütün bu gelişmeler tavanıyla-tabanıyla hizmet hareketine gönül veren herkesi derinden üzmekte ve ülkemizin birliği, beraberliği ve geleceği adına kaygılandırmaktadır. Toplumun gönlünde yer edinen insanlara ve kurumlara iftira atılmamalı, haksız ithamlarda bulunmamalıdır. Hukukun ve adaletin işlemesine imkân verilmeli, halkın devlete ve devlet kurumlarına güveni zedelenmemelidir. Kamu görevlileri üzerinde bir baskı oluşturmamalı, görevlerini kanunlar çerçevesinde yapmalarına imkan tanınmalıdır. Bir an önce haksız ithamlardan, mesnetsiz suçlamalardan, ötekileştirme yoluyla toplumu kamplaştırmalardan vazgeçilmelidir. Hukukun üstünlüğü ilkesi temel alınarak, toplumda yeniden bir sulh ve huzur iklimi oluşturulmalıdır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara