Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mardin'deki STK'lar: Hizmet Hareketi hakkında kara propaganda yürütülüyor

Mardin'deki sivil toplum kuruluşları, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Hizmet Hareketi'ne yönelik yıpratma, itibarsızlaştırma, hatta şeytanlaştırma kampanyaları başlatıldığına dikkat çekti, bu duruma tepki gösterdi. Gelişmelerin üzüntü veri

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-22 14:25:55

Mardin'deki STK'lar: Hizmet Hareketi hakkında kara propaganda yürütülüyor
Mardin'deki sivil toplum kuruluşları, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Hizmet Hareketi'ne yönelik yıpratma, itibarsızlaştırma, hatta şeytanlaştırma kampanyaları başlatıldığına dikkat çekti, bu duruma tepki gösterdi. Gelişmelerin üzüntü verici olduğunu kaydeden STK'lar, toplumda oluşan gerginliğe bir an önce son verilmesini istedi.

Aralarında MARİAD, SAMEDER, MEDER, MATEDER, MAMDER, MARKÖYDER bulunduğu yaklaşık 20'ye yakın STK adına açıklamayı Mardin İş Adamları Derneği Başkanı M. Ali Babaoğlu yaptı. Son dönemlerde yaşanan gelişmeleri kaygıyla izlediklerini belirten Babaoğlu, "Hizmet Hareketi, itibarsızlaştırma taktiği ile hedefe konularak paralel devlet, çete, virüs, in, gizli örgüt, haşhaşi gibi iftiralarla hiçbir bilgi, belge ortaya koymadan, hiçbir hukuki temele dayanmadan yaftalanıyor." dedi.

MEDYA OBJEKTİF HABER KRİTERLERİNİ HİÇE SAYIYOR

Geçmiş dönemde toplumun bir kesiminin mürteci, habis ur, kan emici vampirler, yarasalar, örümcek kafalılar, sıkma başlar gibi ithamlarla yok edilmeye çalışıldığını hatırlatan M. Ali Babaoğlu, bugün de bir kısım medya organlarının, sorumlu ve objektif gazetecilik kriterlerini hiçe sayarak ve bir merkezden yönlendiriliyor intibaı vererek her türlü yalan ve iftiraya başvurduğunu kaydetti. Hizmet Hareketini hakkında kara propaganda kampanyası yürütüldüğünü vurgulayan Babaoğlu, "Dar gelirli insanların çocuklarının önünü açan, eğitimde sosyal adaletin sağlanmasına ciddi katkılar sunan dershaneler, Anayasa'daki teşebbüs hürriyeti, eğitim alma hürriyeti çiğnenerek Anadolu insanının elinden bu can simidi alınmak isteniyor." ifadelerini kullandı

DEVLET KENDİ ELİ İLE BANKA BATIRMAYA ÇALIŞIYOR

Hizmet Hareketi ile ilgili olduğu düşünülen iş adamlarının keyfi denetim ve tehditlerle baskı altına alınmaya çalışıldığına dikkat çeken M. Ali Babaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bazı işletmelerin ruhsatları iptal ediliyor. Kamu kurumları, bir katılım bankasındaki mevduatlarını çekme konusunda zorlanarak resmen bir banka devlet eliyle batırılmak isteniyor. Kamuda çalışan memurlar, bürokratlar Hizmet Hareketi'ne nispet edilerek fişleniyor ve hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden kıyıma tabi tutuluyor. Anadolu insanının himmet ve gayretleriyle yurt dışında açılan, kültürümüzü dünyaya taşıyan, milletler arasında barış köprüleri kuran, bulundukları her yerde ülkemizi en güzel şekilde temsil eden okullar bu süreçte yıpratılmak isteniyor. Devletimizin büyükelçilerine, bulundukları her ülkede birer gönüllü kültür elçisi olan bu öğretmenlerimizi örgüt üyesi gösterme görevi veriliyor."

Allah rızasına kilitlenmiş bir ilim ve fikir insanı olan, hayatta herhangi bir makam, mevkii, maddi çıkar ve siyasi hedef içinde olmayan Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nn örgüt lideri olarak gösterilmeye çalışıldığını kaydeden Babaoğlu, bunun vicdanları yaraladığını vurguladı. Babaoğlu, "Bu süreçte ülkemiz, bir hukuk devleti olma keyfiyetinden ve Avrupa Birliği normlarından hızla uzaklaşıyor. Bu durum ülkemizi dış dünyada itibarsızlaştırıyor, yalnızlaştırıyor. Bütün bu gelişmeler, Hizmet Hareketi'ne gönül veren herkesi derinden üzmekte ve ülkemizin birliği, beraberliği ve geleceği adına kaygılandırmaktadır." dedi.

TOPLUMUN GÖNLÜNDE YER EDİNEN İNSANLARA İFTİRA ATMAYIN

Toplumda oluşan gerginliğe bir an önce son verilmesi, uzlaşmacı bir tavır sergilenerek ortamın yumuşatılması gerektiğini anlatan Babaoğlu, hukukun ve adaletin işlemesine imkan verilmesini istedi. Babaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Halkın devlete ve devlet kurumlarına güveni zedelenmemelidir. Kamu görevlileri üzerinde bir baskı oluşturulmamalı, görevlerini kanunlar çerçevesinde yapmalarına imkan tanınmalıdır. Bir an önce haksız ithamlardan, mesnetsiz suçlamalardan, ötekileştirme yoluyla toplumu kamplaştırmalardan vazgeçilmelidir. Hukukun üstünlüğü ilkesi temel alınarak toplumda yeniden bir sulh ve huzur iklimi oluşturulmalıdır."
SON VİDEO HABER

İstanbul'da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara