Dolar

34,9571

Euro

36,6746

Altın

3.013,52

Bist

10.058,63

Kemal Burkay: Fişlemeleri doğru bulmuyorum

Hak ve Özgürlükler Partisi(HAK-PAR) Genel Başkanı Kemal Burkay, fişlemeleri doğru bulmadığını söyledi. Burkay, "Yani insanlar belli suçlar işliyorsa bunu herkes yapabilir. Yani suçu devleti yöneten de işleyebilir, normal sıradan vatandaş da işleyebil

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-20 15:21:22

Kemal Burkay: Fişlemeleri doğru bulmuyorum
Hak ve Özgürlükler Partisi(HAK-PAR) Genel Başkanı Kemal Burkay, fişlemeleri doğru bulmadığını söyledi. Burkay, "Yani insanlar belli suçlar işliyorsa bunu herkes yapabilir. Yani suçu devleti yöneten de işleyebilir, normal sıradan vatandaş da işleyebilir. Bununla ilgili hukuk neyi gerektiriyorsa o yapılsın. Fişleme yapmak hesap sormak için bu yanlış bir şey." dedi.

Önümüzdeki yerel seçimlerde seçime girecek olan HAK-PAR Genel Başkanı Kemal Burkay, parti çalışmaları kapsamında Şırnak'ın Cizre ilçesine geldi. Burada partisinin ilçe teşkilatını ziyaret eden Burkay, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Son dönemde devlet kadrolarında görev yapan mütedeyyin insanlara yönelik yapılan tavsif ve fişlemeler ile ilgili Kemal Burkay, "Bu fişlemeleri geçmişten beri ben ister devlet içerisinde görevli olsun, ister sıradan bir yurttaş olsun, aydınlara yönelik olsun yapılan fişlemeleri doğal bulmuyorum. Yani insanlar belli suçlar işliyorsa bunu herkes yapabilir. Yani suçu devleti yöneten de işleyebilir, normal sıradan vatandaş da işleyebilir. Bununla ilgili hukuk neyi gerektiriyorsa o yapılsın. Yani yasalara göre bir suç varsa o suç işlendiği zaman yargı mekanizmasının bunu yapması doğal hakkı. Fişleme yapmak hesap sormak için bu yanlış bir şey. Geçmişten beri zaten ben bunları yanlış buluyorum. Son dönemde bu fişlemeleri kim yaptı, niye yaptı o ayrı bir hikaye. Ben sorunun özü bir demokrasinin olması ve şeffaf olması. Bir ülkede eğer yeterince demokrasi yoksa ve şeffaf değilse orada hem gizli örgütlenmeler olur, komplo olur, darbe teşebbüsleri olur. Hem de böyle yolsuzluklar olur. Yani yolsuzluk, rüşvet gibi kirli oyunlar olur. Bunların önüne geçmek için bence bir şeffaf demokratikleşme gerekir. Türkiye bu süreçten geçiyor. Bir kısım insanlarımız bunun için mücadele ediyor. Bence halkın büyük çoğunluğun çıkarları demokrasidedir. İleri bir demokrasidedir. Devler işleri şeffaf olmalı. Devletin harcamaları, devletin tasarrufları açık olmalı. Böyle gizli olmamalı. Gizli kapalı olduğu zaman ne olduğunu bilemezsiniz." diye konuştu.

"PARALEL DEVLET VARSA ARAŞTIRILSIN"

17 Aralık 2013'te yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendiren Kemal Burkay, "Şu anda Türkiye'de olaylar yaşanıyor. Bir yandan Hükümet mensuplarına kadar dayanan, onların yakınlarına uzanan bir yolsuzluk ve rüşvet soruşturması var. Öte yandan Hükümet bunu kendisine karşı tuzak olduğunu, bir darbe olduğunu ileri sürüyor. Bu konudaki görüşlerimizi parti olarak açıkladık, kişisel görüşlerimi de yazdım. Ben şunu söylüyorum. Eğer böylesine ciddi bir suçlama varsa yargılanmalı, soruşturulmalıdır. Yargı görevini yapsın. Haksız suçlamalar varsa bunlar süreç içerisinde ortaya çıkar. Yani o insanlar aklanır eğer suçları yoksa. Eğer suçları varsa o zaman yargı neyi hak ediyorsa o cezayı görsünler. Öte yandan Hükümetin iddiası da ciddi. Diyor ki devlet içinde paralel bir devlet var. Devlet içerisinde örgütlenme var. Devlet içerisinde bir yapılanma var diyorlar. Bu da araştırılsın. Devlette görev alan insanlar farklı görüşlerde olabilirler. Bu gayet doğal bir şeydir. Herkes tek tip olması beklenemez. Ama dedikleri gibi paralel devlet varsa araştırılsın. Hukuk neyi gerektiriyorsa o yapılsın. Her iki konuda da hukukun üstün olmasını istiyoruz." şeklinde konuştu.

"BALYOZ VE ERGENEKON DAVALARIN YARGILANMASINI TEMEL HAK BULMUYORUM"

Son zamanlarda Balyoz ve Ergenekon davalarında yargılananlara yönelik tekrar açılan yargılanma yolu üzerine yapılan tartışmalar hakkında sorulan soruyu cevaplayan Kemal Burkay, "Biliyorsunuz o davalar açıldığı zaman hem sanıkların kendilerine hem de avukatlarına gelen şikayetler vardı. İşte yargı da bir takım usulsüzlük yapıldığına dair iddialar vardı. Bunların ne kadar doğru veya doğru değil bilmiyoruz. Ama Yargıtay bu davalar hakkında karar veriyor zaten. Eğer Yargıtay'ın verdiği kararlar yetmiyorsa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitmek mümkün. Ben bu davalarla ilgili son dönemde koparılan gürültüyü pek temel hakkı bulmuyorum. Yani Ergenekon davaları ve ötekileri, darbe davalarını adeta bir haksızlıkmış gibi göstermek yanlıştır. Biz bu ülkeyi tanıyoruz. Bu ülkede geçmişte çok darbeler oldu. Son 10 yılda da darbe yapmak isteyenler oldu. Bunu da biliyoruz. Ama yapamadılar. İyi ki yapamadılar. Bunlardan hesap sorulması gerekiyor. Öyle ki bundan sonra yönetime el koyup kendi keyiflerine göre ülkenin işlerini düzeltmeye kalkmamalılar. Halk değiştirmeli yönetimi. Yani Hükümetleri halk değiştirmelidir. Bu bakımdan şu olabilir. Gerçekten kurunun yanında yaşta yanmış olabilir. Belki bazı haksızlıklar olabilir. Bunlar düzeltilebilir. Bununla ilgili mahkemenin iadesi denen yöntemler var. O yöntemlere başvurabilirler. Ama koparılan gürültüyü ben doğru bulmuyorum." ifadelerini kullandı.

"ULUDERE DAVASI SİVİL MAHKEMEDE GÖRÜLMESİ LAZIM"

Uludere'de 27 Aralık 2011'de yapılan hava saldırı sonucu 34 insanın ölümüyle ilgili savcılığın verdiği takipsizlik kararını da değerlendiren Burkay şunları söyledi: "Uludere'de kamuoyu ve insanların vicdanını yaralayan bir olay oldu. 34 insanımız bombalandı. Bu insanların sınır ticareti yaptığı biliniyordu. Oradaki ilgili makamların bildiği, göz yumduğu bir şey. Bunlar gittikleri zaman oradaki karakolun haberi oluyor. Öyle olunca sanki bunlar bilinmiyormuş gibi, sanki bir PKK'lı grup geliyormuş gibi bombalanması doğru değil. Yanlış bir şeydir. Orada yanlış yapanlar var. Bilerek yanlış yapanlar var. Onlardan hesap sorulması lazım. Bizzat Genelkurmay Başkanı bile yanılmış olabilir. Yani ben şunu söylemiyorum. Genelkurmay Başkanı bilerek 34 köylüyü bombaladı demiyorum. Ama belli ki o bile yanıltıldı. Peki yanıltan kim? Oradan gidip gelmeleri bilen oradaki komutanlar niye bombaladı? Genelkurmay Başkanlığı'nı tekrar uyarabilirlerdi. İşte bu gelenleri biliyoruz. Onlar sınır ticareti yapan köylüler. Maalesef orada bir suç var. Yani orada 34 sivil insan yok edildi. Savcılığın takipsizlik kararını vermesini anlıyorum. Çünkü asker mahkeme komutan hakkında şey yapamaz, karar alamaz. Onun için bu tür davaların sivil mahkemelerde görülmesi lazım. Askeri mahkemelerde görülmemesi lazım. Hükümette elindeki belgeleri, delilleri mahkemeye sunmalıdır. Hükümetin görevi de budur. Üzerini kapatmamalı."
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara