Elazığ'da 15 STK'dan ortak açıklama: Toplumda sulh ve huzur iklimi oluşturulmalı
Elazığ'da 15 sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan açıklamada, "Bir an önce haksız ithamlardan, mesnetsiz suçlamalardan, ötekileştirme yoluyla toplumu kamplaştırmalardan vazgeçilmelidir. Hukukun üstünlüğü ilkesi temel alınarak toplumda yeniden
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-20 12:35:37
Aralarında Memurlar Vakfı ve Türkiye Teknik Elemanlar Vakfı Elazığ Şubeleri ile Elazığ Genç İş Adamları Derneği'nin de olduğu 15 sivil toplum kuruluşu, Türkiye'de yaşanan son gelişmelere ilişkin İŞKUR İl Müdürlüğü Konferans Salonu'nda basın açıklaması yaptı. Sivil toplum kuruluşları adına basın açıklamasını okuyan Balakgazi Orta ve Yüksek Eğitim Vakfı Başkanı Nejat Bayram, iki aydır Hizmet Hareketi'ne yönelik yıpratma, itibarsızlaştırma, hatta şeytanlaştırma kampanyalarını üzülerek izlediklerini belirtti. Geçmişte toplumun bir kesiminin mürteci, habis ur, kan emici vampirler, sıkma başlar gibi ithamlarla yok edilmeye çalışıldığını söyleyen Bayram, "Bugün de hizmet hareketi aynı itibarsızlaştırma taktiği ile hedefe konularak paralel devlet, çete, virüs, in, gizli örgüt, Haşhaşi gibi iftiralarla hiçbir bilgi, belge ortaya koymadan, hiçbir hukuki temele dayanmadan yaftalanıyor. Bir kısım medya, sorumlu ve objektif gazetecilik kriterlerini hiçe sayarak ve bir merkezden yönlendiriliyor intibaı vererek her türlü yalan ve iftiraya başvurmak suretiyle hizmet hareketi hakkında kara propaganda kampanyası yürütüyor." dedi.
Boşluktan doğduğu gibi eğitimde sosyal adaletin sağlanmasına ciddi katkılar sunan dershanelerin Anayasa'nın teşebbüs hürriyeti, eğitim alma hürriyeti çiğnenerek kapatılmak istendiğini vurgulayan Bayram, toplumun büyük bir kesiminin karşı olduğu halde bir oldu-bittiye getirilerek Anadolu insanının elinden bu can simidinin alınmak istendiğini ifade etti.
'HAŞHAŞİN BENZETMESİYLE DİBE VURDUNUZ'
Kamuda çalışan memurlar ile bürokratların hizmet hareketini nispet edilerek fişlenip hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden kıyıma tabi tutulduğunun altını çizen Bayram, "Anadolu insanının himmet ve gayretleriyle yurt dışında açılan, kendi kültürümüzü dünyaya taşıyan, milletler arasında barış köprüleri kuran, bulundukları her yerde ülkemizi en güzel şekilde temsil eden, ulaştıkları her insana ülkemizi ve milletimizi sevdiren yurt dışındaki okular da bu süreçte yıpratılmak isteniyor. Devletimizin büyükelçilerine, bulundukları her ülkede birer gönüllü kültür elçisi olan bu öğretmenlerimizi örgüt üyesi gösterme görevi veriliyor. Alnı secdeli insanlara Haşhaşin demek mümkün mü? Daha düne kadar yere göğe sığdıramadığınız insanlara bu kadar ağır söz söylenmesi vicdanlarda büyük yara açar. Geldiniz, geldiniz, en son haşhaşin benzetmesiyle neredeyse dibe vurdunuz. İnsanların bu kadar kötülenmesini rasyonel bulmuyoruz." diye konuştu.
Milletin büyük bir hayal kırıklığı içinde olduğunu dile getiren Bayram, "Allah rızasına kilitlenmiş bir ilim ve fikir insanı olan, hayatta herhangi bir makam, mevki, maddi çıkar ve siyasi hedef içinde olmayan, dolayısıyla savaşla, tuzakla, operasyonla, kirli oyunlarla hiçbir ilgisi bulunmayan Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi örgüt lideri olarak gösterilmeye çalışılıyor. Bu süreçte ülkemiz, bir hukuk devleti olma keyfiyetinden ve kendisine hedef olarak koyduğu Avrupa Birliği normlarından hızla uzaklaşıyor. Bu durum ülkemizi dış dünyada itibarsızlaştırıyor, yalnızlaştırıyor. Esrar çeken insanlarla Anadolu'nun yağız insanlarının benzetilmesini uygun bulmuyoruz. Bütün bu gelişmeler, tavanıyla tabanıyla hizmet hareketine gönül veren herkesi derinden üzmekte ve ülkemizin birliği, beraberliği ve geleceği adına kaygılandırmaktadır." şeklinde konuştu.
Toplumda oluşan gerginliğe bir an önce son verilerek uzlaşmacı bir tavırla ortam yumuşatılması gerektiğini vurgulayan Bayram, sözlerini şöyle tamamladı: "Toplumun gönlünde yer edinen insanlara ve kurumlara iftira atılmamalı, haksız ithamlarda bulunulmamalıdır. Hukukun ve adaletin işlemesine imkan verilmeli, halkın devlete ve devlet kurumlarına güveni zedelenmemelidir. Kamu görevlileri üzerinde bir baskı oluşturmamalı, görevlerini kanunlar çerçevesinde yapmalarına imkan tanınmalıdır. Bir an önce haksız ithamlardan, mesnetsiz suçlamalardan, ötekileştirme yoluyla toplumu kamplaştırmalardan vazgeçilmelidir. Hukukun üstünlüğü ilkesi temel alınarak toplumda yeniden bir sulh ve huzur iklimi oluşturulmalıdır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara